30 Mart 2015 Pazartesi

3 TEMMUZ İTİRAFLARI
Mecaz yok, ima yok,
taşlama hiç yok!

3 Temmuz’un aktörlerinden
3 Temmuz itirafları!
Hem de
noktasına virgülüne
dokunmadan..

---------------------------------------

“Önüme gelen ilk dosyada
sadece FENERBAHÇE ile ilgili şike iddialarını içeren
olaylar vardı”
Mehmet Berk (Dava Savcısı)

“Şike davasını açtığımız zaman,
3-4 ay konuşulup unutulur sandık.
Ama yanılmışız.
Bunun böyle bir noktaya geleceğini
hiç tahmin edemedik”
Mehmet Berk (Dava Savcısı)

“Savcı bana baskı yaptı.
Çocuklarımla tehdit etti.
‘Benim istediğim cevapları vermezsen
çoluğunu çocuğunu göremezsin’ dedi”
İbrahim Akın ( FENERBAHÇE lehine şike yapmakla suçlanan dönemim İBB Spor futbolcusu)

“O pozisyonda
pas vermek istemedim,
belki de Trabzon’a gol atmak istemedim.
FENERBAHÇE’nin şampiyon olmasını
istemiyordum”
Ümit Karan ( FENERBAHÇE lehine şike yapmakla suçlanan Eskişehirspor futbolcusu)

“Disiplin müfettişi şike iddialarını sorduğunda
‘gazetede çıkan haberlere göre
durum budur’ dedik”
İlhan Helvacı ( Dönemin TFF Hukuk Baş Müşaviri)

“Şike sürecinde çıkan haberlerin
yüzde 90’ı yalandı”
Mehmet Berk (Dava Savcısı)

“Sayın Arıboğan ve Helvacı’ya
‘FENERBAHÇE’nin yüzde 1 dahi
şike yapmamış olma ihtimali yok mu’
diye sorduğumda
‘Hayır,
FENERBAHÇE yüzde yüz şike yapmıştır’
diye yanıt verdiler”
Pierre Cornu ( Dönemin UEFA Disiplin Müfettişi)

“Kardeşim İlhan ve Lütfi Arıboğan
FENERBAHÇE’yi UEFA’ya şikayet ettiler”
Mehmet Helvacı ( İlhan Helvacı’nın abisi – GS Başkan Adayı)

“İlhan Helvacı ve Lütfi Arıboğan
benden belge sakladılar”
Mehmet Ali Aydınlar (Dönemim TFF Başkanı)

“Mehmet Ali Aydınlar’ın istifası
bu kurguyu bozar”
Ünal Aysal ( Dönemin Galatarasay Spor Kulübü Başkanı)

-Mehmet Ali Aydınlar’ın
“Göreve gelir gelmez bombayı kucağımızda bulduk”
açıklamasının hatırlatılması üzerine
“O biraz bilerek geldi”
Egemen Bağış ( Dönemin Avrupa Birliği Bakanı)

“Trabzonspor’umuzun kupasını almak için
çok ince ayar bir çalışma yapıyoruz”
Erdoğan Bayraktar ( Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı)

“Şekip Mosturoğlu ile Sami Dinç’in
telefon kayıtları
 montajlanarak tape haline getirilmiştir”
Mehmet Ekinci ( Mahkeme Başkanı)

“Şike yasasının
TBMM’de görüşüldüğü sırada
manevi dünyamızı şekillendirmek için
itimat ettiğimiz bir grup bize
‘Şike yasasıyla uğraşmayın’ dedi”
Mustafa Elitaş ( Dönemin AKP Grup Başkanvekili)

“Gabriç’in puan alınması karşılığında
Ankaragücü’ne verilmesi talebi
Sadri Şener’den değil
Melih Gökçek’ten gelmiştir”
Fatih Mahmutoğlu ( Sadri Şener’in avukatı)

"3 Temmuz'da başlayan olaylardan sonra
Hikmet Karaman bana
Trabzonspor'dan bir teşvik primi geldiğini söyledi"

Kenan Yaralı ( FENERBAHÇE lehine şike yapmakla suçlanan dönemin Manisaspor Kulübü Başkanı)

“Takım kaptanımız Mehmet Yıldız
Trabzon’dan birilerinin
bazı arkadaşlara geldiklerini
ve kendilerini şampiyon yapacak skoru
elde ettikleri takdirde
1 milyon dolar teşvik primi vermeyi vaad ettiklerini söyledi”
Mecnun Odyakmaz (Sivasspor Kulübü Başkanı)

“O dönem kadromuzda olan
Abdurrahman Dereli
eski TS’li futbolcu Semavi’nin
kendilerine 1 milyon dolar teşvik teklif ettiğini
ve Trabzonspor yöneticisi
Recep Denizer tarafından
gönderildiğini söyledi”
Mecnun Odyakmaz (Sivasspor Kulübü Başkanı)

“Kulübün hesaplarında
nereye ödendiği belli olmayan
ancak menajer gideri olarak gösterilen
15 milyon lira var”
İbrahim Hacıosmanoğlu ( Trabzonspor Kulübü Başkanı)

“Şike sürecini
3 Temmuz’dan 2 ay önce
biz başlattık”
İbrahim Hacıosmanoğlu ( Trabzonspor Kulübü Başkanı)

“Gülen grubu,
Aziz Yıldırım’dan 50 milyon dolar istedi.
Aziz Yıldırım da, Fenerbahçe de
bu parayı vermedi.
Ondan sonra malum süreç başladı”
Duygun Yarsuvat ( Galatasaray Spor Kulübü Başkanı)

“3 Temmuz palavra çıktı.
İnandık güvendik ama palavra çıktı”
Rasim Ozan Kütahyalı ( 3 Temmuz operasyonunu ilk günden beri savunan ‘sözde’ gazeteci)

“Neler neler yaptık.
Yeri geldi Galatasaray’ın
kayırılmasını da sağladık.
Galatasaray 2011 itibariyle gömülmüştü.
3 Temmuz olmasaydı Galatasaray biterdi”
Rasim Ozan Kütahyalı ( 3 Temmuz operasyonunu ilk günden beri savunan ‘sözde’ gazeteci)

---------------------------------

Ve hala bu bir “şike” davası,
öyle mi??
İster külahınıza anlatın,
ister takkenize!.


25 Mart 2015 Çarşamba

20 NUMARA
Boşuna
yalandan numara yapıp
çamura yatmayın
birader!

Her sezon çevrilen
yüzlerce numaraya
taşeron oldunuz
ya da
gıkınız çıkmadı!

Yeri geldi
başka operatöre
numara taşır gibi
yoktan şampiyonluk icat edip
yıldız dilenciliği yaptınız!

Ama
beşikteki bebeğine bile
küfrettiğiniz
1 numara’yı
yıllardır
geçemediniz misal!

Alay konusu yaptığınız
9 numara’nın
sadece size
iki golü var;
hem de aşırtmayla..

Başka bir 9 numara’nın
ki KADIKÖY BOĞASI da denir kendisine,
İnönü’de yazdığı gollerden
iki cilt ansiklopedi olur..

39 numara
sağdan yardıra yardıra gelip
tavana çaktığında
yuttuğunuz küçük diliniz
hala kayıp!

10 numara’nın
Türkiye’de en çok gol attığı takım
sizsiniz!
Üstelik
bu gollerin bir bölümünü
sırtında “20 numara” varken
attı!

Başka bir 10 numara
“iki geliyor iki” tezahüratınızı
tam da yerinde
kursağınızda bırakmıştı,
iyi hatırlarsınız!

Bir 38 numara var ki,
transfer ettik diye böbürlenirken
ÇUBUKLU’yu tercih etti diye
yaktığınız ağıtların
hala dumanı tüter!

En son gelişine çakan 7 numara
ayağının tozuyla
ilk sizin kaleyi
ziyaret etmişti yine!
Ki "neredeyse
havaalanından yazacaktı" diye
ağlamışlığınız da var!

Yani boş yere zırlamayın
“20 Numara” diye..
Sizin bu numara takıntınızın tarihi
çok eskilere dayanır!


23 Mart 2015 Pazartesi

GELİŞİNE!
Tersten saplasan da
Yaradana sığınıp
gelişine köşeye taksan da
ülkenin meşhur dörtte üçü
çığlık kıyamet..

Ya ip vardır
veyahut tel
ya da
kesin kural hatasıdır!

Tersten sapladığın ok gibi
gelişine çaktığın çivi de
fena batar!

Rakibi gole giderken
sağ bekin
eli belinde tıngır mıngır gelişine
ses çıkarmazlar ama!

Takımların
ikinci devre sahaya
11 dakika geç gelişine
“N’oluyo lan” diyen çıkmaz!

Bir şampiyonluk adayının
2-0 yenikken
rakibin tuhaf ikramlarıyla
geri gelişine(!)
methiyeler düzülür;
ha senin başına gelse
kesin şike!

Hocasının
biricik ay lav yu’cusunun
eski topçusuyla
koridorlarda fink atıp
maç sırasında
yalandan kalp krizi geçirdikten sonra
rulet masası başında
kendine gelişine
tek kare yer verilmez medyada!

Senin ceza sahaya gelişine
penaltı çalanlar,
elin topa gelişine,
ne gelişi;
öpüşüp koklaşmasına bile
kör kalırlar!

Şampiyonluğun gelişine
engel olmak için
tribün kapatırlar
ama malum çocuklarının
önünü kapatamazlar!

Yine de
forma çıkarıp sahayı terkedene,
ona ana avrat küfredene
müsaade edip,
kötü oyun yerine
seyirciyle uğraşanlar da
felaketin göz göre göre gelişine
seyirci kalmış olurlar..

Perşembenin gelişine
çarşambadan inananlarız biz!

O yüzden
CAN BABA’nın dediği gibi be Kardeşim;
“Kaldır kadehi ey sevgili;
önce gelişine
sonra gidişine..
Dibini bulunca
gelmişine geçmişine.."


16 Mart 2015 Pazartesi

BİZİM İÇİN FENERBAHÇE
Öyle bir iki cümleye sığmaz
FENERBAHÇE dediğin..
Ne resmedilebilir
ne de yazılabilir
doğru dürüst..

Tam ağız dolusu gülecekken
gözünde beliren yaştır
FENERBAHÇE..
Hani güneşli günler
doğacak gibi olur da
mevsim birden
ayaza keser ya,
o hesap..

Hiç bi sağlık sorunun yokken
zangır zangır titremesidir
ellerinin..
Ya da
maddi, manevi bataktayken bile
neşeyle atılan kahkahadır
işte..

Yaşam kavgasında
sıfırı dahi tüketmişken
4’lerin, 5’lerin,
ve hatta
6’ların
hayalini kurmaktır..

SARI ve LACİVERT çubukların arasına
gönüllü hapsolmaktır..
Ama inadına isyankar,
inadına hür!

Izdırabı da
kendisi kadar çok sevilen
bir manyaklıktır,
kabul..

Her şeyden vazgeçip,
ondan vazgeçememektir
icabında..

Hayat kıyametse misal,
FENERBAHÇE Araf’tır!.

Yıllar sonrasını görüp,
gözünün önünü görememektir
esasen..

Bazen
baba yadigarı el örgüsü bir bere,
bazen eşinden hatıra
bir eşarptır
öpüp başına koyduğun..

Üzerinde logo var diye
poşetleri atamamak,
etiketleri biriktirmek,
deli muamelesi görmektir
bildiğin..

Maç günü evlenen kuzene, dosta
kalayı basmaktır ulan
FENERBAHÇE!

Kemoterapiyi dava gününe,
ameliyatı Cadde Yürüyüşüne
denk getirmemek için
doktorla kavga etmektir..

Galibiyet sonrası
Pazartesi sabahına
“Bugün bayram erken kalkın çocuklar” şarkısıyla,
yenilince
Pazar sabahına bile
cenaze marşı eşliğinde
uyanmaktır!

Canını acıtsa da,
böğrünü cayır cayır yaksa da
tedavisini reddettiğin
hastalıktır FENERBAHÇE!

Sen FENERBAHÇE’yi
haftada bir
stadyumda, salonlarda yaşanan
eğlencelik falan mı sanıyorsun?
Yok be iki gözüm,
salkım salkım yaşanan ömrün
ta kendisidir
FENERBAHÇE!.


9 Mart 2015 Pazartesi

BU İŞTE Bİ “İP”NELİK VAR!
Sen 16 sene sürdürürsen
geleneği,
ayağı düze basamayanlara
tersten saplarsan oklarını;
peri de ararlar,
büyü de,
ip de!

E onun bunun ipiyle
inmeye alışmışlar
kör kuyulara
bunca zaman..

Değil iki,
üç, dört, beş
hatta 6 (yazıyla altı) cambaz
oynattıkları olmuş
aynı ipte..

Her türlü dalavereyi
çevirmişler
yine inceldiği yerden
kopmamış ipleri..

E sen de maşallah
tespihe dizer gibi,
ipe dizer gibi
her sezon vermişsin ayarı..

İplikleri pazara çıkmış
gene de kollanmışlar,
pamuklara sarılmışlar..

İpe sapa gelmeyen iftiralarla
yürütmüşler
çoktan batması gereken
çürümüş gemilerini..

SOMA’ya yardım parası,
vergi söz konusu olunca
itinayla ipe un sermişler
utanmadan,
arlanmadan..

İş sıkıya binince
kirişi kırmak,
ipi kırmak
alameti farikaları olmuş!

Zaten rezilliklerini örtmek için
ipin ucunu kaçırmada
dünya markası
sayılırlar!

İplerini
ellerinde tuttukları kuklalara
bin çeşit kepazelik yaptırıp
sporun içine etmişler
yıllarca..

İğne iplik erimişler
koltuk sahiplerinin
koltuğa değen yerlerini
yalamaktan..

İpini koparan
senin üstüne saldırmış
salya sümük..

Bunca şeye rağmen
hala diz çökmemişsin,
“ipe gitsem de
son sözüm FENERBAHÇE” demişsin..

Bi de 16 yıldır
uçkurlarının iplerini çözüp
ellerine vermişsin..

E doğal yani
kerameti
artık
peride, büyüde,
ipte aramaları..


6 Mart 2015 Cuma

O FORMA
O giydiğin formada
benim gözyaşım var
arkadaş,
alınterim var..

Terkedilmişliklerin ardından
sığınmalarım var
o formada..

Hayatın çilesine, yüküne
meydan okuyuşum var..

Babamdan yediğim azar,
anamdan aldığım dua var
buram buram..

Gurbet ellerde
biçare kalmışlığım,
mesafelerin
gelmişine geçmişine
saymışlığım var!

Uğruna kavga etmişliğim,
dayak yemişliğim var
iki gözüm
önüme aksın ki..

Patronla atışmışlığım,
işten kovulmuşluğum,
beş parasızlığım var..

Yalnızlığım, kalabalıklığım,
mahremim var
her dokusunda..

Biber gazı kokusu,
yarin parfüm kokusu,
yanık kokusu,
mabedin,
deplasmanın kokusu var..

Sadece
destek şarkıları söylemekten
kısılan,
isyanımın, çığlığımın,
boyun eğmeyen yüreğimin
bangır bangır sesi
var o formanın
kumaşında..

Hasretlerim, vuslatlarım,
hayallerim, umutlarım var
dolu dolu..

Çektiğim cigarımın dumanı,
asi yüreğimin imanı var..

En akla sığmaz totemlerim,
kederinden kavrulduğum
matemlerim var
çubuklarının arasında..

SARI’sına ayrı
LACİVERT’ine ayrı
sevdalanmışlığım,
o sevda için
cayır cayır
yanmışlığım var!

Bu yüzden
ağır işte o forma!
Bu yüzden
bir formadan
çok daha fazlası!

Üzerine giy
ve çık sahaya!
Gerisini ona bırak..
Çünkü kazanmak
o formanın
ruhunda,
karakterinde var!