28 Ocak 2016 Perşembe

“SİE” NASIL KURTULUR?
Alçaklarına kar yağanların
zirvesinde
“kurtarmak için uğraşıyoruz”
demişler ya hani,
öyle demekle
hamamın namusu kurtulmaz
abisi..

Paçalar tutuşmuş,
pösteki delinmiş,
nereye kurtarıyorsun,
öyle kolay mı?

Saksıyı çalıştırıp
acayip şeyler yapacaksın..

Vergi vermesinler mesela..
Bak az maz demiyorum,
hiç vermesinler..
Ha evet,
zaten vermiyorlar;
onu geç!

Topçu falan almasınlar,
faks çekmeyi bilen
ofis elemanı alsınlar..
Ama eleman demişken,
şu asgari ücretle çalışanlardan..
Anladın sen onu!.

Mağazada formalara
göz kulak olsunlar,
araklanmasın..
Arkalarına da topçuların ismini
kalemle yazsınlar misal,
az masraf olur..

Tuvaletleri, otoparkları falan
kullanıma açsınlar..
Fişli, makbuzlu ha..
Gizli kapaklı olunca
haybeye gelir kaybı..

“Otel yapıcaz” diye kredi çekip
transfer yapmasınlar
mesela..

Ateş üflemesinler..
İlla üfleyeceklerse
bi şey bulunur lan üfleyecek,
ne var yani?

Marka değerlerini
ön plana çıkarsınlar..
O da olmazsa
arka değerlerini artık mecburen..

“Ama benim UEFA kupam var” temalı
kamu spotu çeksinler..
Eski topçular gelip
ağlasın falan..
Eski vekil, devrik kral hariç..
O sakıncalı..
Maazallah..

Kupayı görüp dokunmak
paralı olsun..
Hiç bir şeyin
mal edilemediği
güzide bi şehrimiz var hani,
ordan çok talep olur..

Şubat’taki UEFA toplantısını
30 Şubat’a aldırsınlar,
en güzeli,
temiz iş!

Jurnal mektuplarını
açık arttırmaya koysunlar..
Şöyle rakı masalı falan..
Ekmek çıkar ondan bak..

KADIKÖY’de en az
5 maça çıkmasınlar
imaj açısından..
Ya da 6..
Yok yok, 6 olmaz,
5 iyi..

Beleşine penaltı,
elle melle goller,
azıcık ofsaytlar falan,
ayarlasınlar işte..
O da olmazsa
her galibiyete
10 puan verilsin,
onu da mı ben söyleyeyim?

Baktın olmuyor,
kepengi kapatıp,
kapıya kilidi vursunlar
delikanlı gibi..

Eee,
zevahiri kurtarmak istiyorsan
cevahiri gözden çıkaracaksın
arkadaş,
başka yolu yok!




24 Ocak 2016 Pazar

DEĞİLDİ!
Pozisyon penaltı değildi..
Gol de gol değildi..

Zaten orası
stad da değildi..
Laf aramızda
mabed diyorlar
haşa huzurdan..
Kadı da
köy değildi bak..

FERNANDAO da
FERNANDAO değildi..
O neydi abicim
dev gibi bi şey..

FENER’in kalesi de
kale değildi misal..
Yani kaleydi de
şöyle surlu murlu..
Kale gibi kale yani..
Zaten ona da
yıkılmayan son kale diyorlar..

Top da
top değildi sonra..
Oooo,
top ararsan
Florya’da çok..

Hakem de
hakem değildi ama..
Ne o öyle,
cart diye penaltı verilir mi yahu
FENER’e?
Hiç mi bi şey öğrenmediniz
abilerinizden?

O el el miydi peki?
Değildi..
Kol gibiydi sanki..
Hani kol gibi girenden..

Hem FENER de
BAHÇE değildi ki bi kere..
Orman gibiydi,
gür, dallı budaklı..
Dal diyorum,
budak diyorum,
offf!.

İki de iki değildi bak..
Üç gibiydi..
Hatta dört..
Yok yok, beş sanki..
Anla işte,
çok acıttı lan!

Oyun da oyun değildi..
Keyif hiç değildi..
Zevk vermiyor ki..
Zevk verse gene neyse..
Kaçınılmazsa
alırdık yani..

Kar da kar değildi ha..
Çığdı oğlum,
ALLAH göstermeye..
Tepemize tepemize..

Bak Osmanlı Osmanlıydı ama..
Eee, karşısında Bizans olunca..

Fark da 10 değildi..
Ama 11 de değildi..
12 de değildi be..
Abaküs yok mu hacı?

Zaten lig de lig değildi..
FENER kazanınca
bi rengi falan olmuyor
anladın mı?
FENER yenilse de
Bi renk gelse bari..
Yoksa mosmorluğumuz
baki kalacak..




18 Ocak 2016 Pazartesi

N’OLDU?
Oldu oldu..
Şok, güzel oldu..

“Saha içi” yine durunca
“saha dışı” coştu..
En büyük(!) düdük
zart dedi çaldı,
zort dedi öttü..
Allem oldu
kullem oldu
Çakır’keyif eyyam oldu..

Hep kendini yere atan
atamadı ıslıklandı,
attırıldı alkışlandı..
Artizlendi,
dayılandı,
medyalarda cilalandı..

Kar yağdı
kıçlar dondu..
Alttan ısıtılmadı,
üstten soğutuldu..
Yalancıktan bi koşuldu..
Sonra hooop ertelendi,
paketlendi,
filozofçuk mutlu oldu..

Kabahatler örtüldü,
kazuratlar sıvandı..
Aklamalar falan fıstık,
ihale meteorolojiye  kaldı!

Süpper bücür
top sakladı..
Arda Messi’yi kesti..
Geldi, gitti,
girdi, çıktı,
kalktı, yattı derken
işin asistinin asistinin
asisti çıktı!

Basit faul icat oldu,
tekme tokata
gün doğdu..
Ve böylece
verilmeyecek faullere
kılıf da bulunmuş olddu..

Tepilenler keçe,
sivriltilenler külah oldu..
Üflenen ateş
bacayı sardı..
UEFA sopası
öte kaçtı..

Elle kesilene
devam dendi..
32 maç sonra verilen
penaltı
olay oldu..

Namussuzlar namus kesti..
Fırıldaklar köçek oldu..

3 puan 3 golle gelince
bekledikleri kar
ebelerinin damına yağdı..

Eee, noldu?
Sonuç?
FENER yine koydu..
Yahu fesatlık yapmayın,
koydu derken
lige ağırlığını koydu!

Yani uzun lafın kısası,
oldu oldu,
çok güzel oldu..




7 Ocak 2016 Perşembe

KALDIRIM VERGİSİ
Sponsorlukları soruşturulan,
tesisleri yıkılmak istenen,
yasal protokollerle
elde ettiği hakkı verilmeyen
FENERBAHÇE’den
“kaldırım vergisi” de istenmesi üzerine
yeni vergi seçenekleri
önerilerim :

1-
HASAN ALİ KALDIRIM
vergisi..

2-
Atılacak gol başına
bir ofsayfttan gol yeme,
bir de
dandirikten penaltı cezası
vergisi..

3-
NANİ..NANİ..NANİ..NANİ şeklindeki
her gol sevinci için
ambulans vergisi..

4-
VAN PERSIE’nin
filelere göndereceği füze başına
tam porsiyon
kol böreği vergisi..

5-
Kaleye geldiğimiz her atak için
gelir vergisi..

6-
Her ayın
6. günü ödenmek koşuluyla
aylık
“sevdiğim sayı 6” vergisi..

7-
Kadıköy’ün çimlerine
ayak basan futbolcu başına
ayakbastı vergisi..

8-
Trabzon’daki her galibiyet içinse
kolbastı vergisi..

9-
Peşkeştepe’de kazanılacak
her maç başına
çöp vergisi..

10-
Beşiktaş’ı yenmemiz durumunda
“lig için fazla şereflilik” vergisi..

11-
Hakemlere rağmen
kazanılacak her 3 puan için
motorlu taşıtlar vergisi…

12-
Tartışmalı kararlarla durdurulan
kontratak başına da
stopaj vergisi..

13-
Kıymetli dörtte üçün
her hafta tüketilen umutları için
haftalık
özel tüketim vergisi..

14-
Evlada bırakılan
sevda mirası için
veraset ve intikal vergisi..

15-
Avrupa’da atılacak
gol başına
gümrük vergisi..

16-
Transfer edilecek
her futbolcu için
“faks çekmeyi beceremeyenleri
kollama ve kayırma”
vergisi..

17-
Bütün bunlara rağmen
şampiyon olup
lige damga vurulması halinde de
damga vergisi..

Sen 100 küsur milyon
vergi vermişsin
kimin umrunda..

Ötekinin 200 milyon
vergi borcu varmış,
amaaan sende..
Yapıştır
"vergi borcu yoktur" kağıdını
gitsin!..


4 Ocak 2016 Pazartesi

İKİBİNONALTI
Koca bir yılı daha ekledik
sevda defterimize..
Sevinçten deliye döndüğümüz
anlar da oldu,
gözyaşlarımızı
acılarımıza
katık yaptığımız da..

Ve yeni bir yıl var
şimdi önümüzde..
Sonuna
en sevdiğimiz rakam
eklenen..

İple çekiyoruz
ilk santrayı
omuz omuza vermek için..

Eski totemler
çıkacak sandıklardan..
Belki yenileri denenecek
en acayibinden..

Tansiyon grafikleri
tavan yapacak gene..
Ve gene
yüzde bir milyon penaltılarımız
verilmeyecek..
En fıstık gibi ataklarımıza
kalkacak
zalım ofsayt bayrakları..

90 hatta 90 artı 6 dakika
gelecek
tek bir "gooooooolll" çığlığını
bekleyerek
kemirilecek tırnaklar..
Ya da keyiften 4 köşe
hatta 6 köşe olacağız
gerim gerim kasılarak..

Hakemine ayrı,
sistemine ayrı söveceğiz,
“bu nasıl kaçar lan” deyip
dizlerimizi döveceğiz
belki çokça..
Ama yine de
karşılıksız,
deli gibi seveceğiz..

Belki NİSAN’da alevlenecek yine
şampiyonluk meşaleleri..
Belki de
BASEL şarkıları söyleyeceğiz
hep birlikte..

Ha yine
tesisimize ayrı,
sponsorluklarımıza ayrı göz dikilecek..
Soruşturmanın,
cezanın,
aba altından sopa göstermelerin
kesilmeyecek ardı arkası..

Sahada ÇUBUKLU giyene ayrı,
tribünde ona sevdalanmış yüreklere ayrı
azap çektirilecek..

17’ye karşı tek olacağız ki
bu ALLAH’ın emri zaten!

Medya maymunları
çamur atacak,
dil uzatacak
SARI LACİVERT’i temsil eden
her kim varsa..

Kurallar değiştirilecek,
yorumlara takla attırılacak,
mevzuatın canına okunacak..

Bizse
her attığımız golde
bir kez daha dirileceğiz,
yeni baştan,
çok daha güçlü!

FENERBAHÇE için
hiç bir zaman
hiç bir şey
kolay olmadı..
Gene olmayacak!

Efsane kitabına
bir imza daha atılacaksa
hep beraber,
tek yürek atılacak!

Hazır mısınız?