4 Nisan 2017 Salı

4 NİSAN 2 SENE
2 yıl oldu!
Tam iki koca sene..

FENERBAHÇE’nin canına kast ettiler
kahpe bir pusuyla..

“Taş” dediler
daha akan kan kurumadan
taş kafalılar!
“Saçma” dediler
saçmalayarak..
“Münferit” dediler
çeteci itler..
“Mal edilemez” bile dediler
ne mal oldukları
malum olanlar..

Tetiği çekenleri sakladılar..
Dahli olanları akladılar..

O tetik çekilmeden 5 gün önce
televizyonda
hem de tam gününü söyleyerek
“Pazardan itibaren
Türk futbolunda
çok tuhaf şeyler olacağını
hissediyorum” diyene
“bu his nasıl hasıl oldu” diye bile
sormadılar..

Olaydan 3 hafta önce
“ Öyle bir eylem yapacağız ki,
bu eylem sonrası
ben artık Trabzonspor başkanı olmayacağım” diyen
zamanın Trabzonspor başkanına
“neydi o eylem” deme zahmetinde bile
bulunmadılar..

Saldırı noktasında
görevli olduğu halde
ifadesi alınmayan bekçi
FETÖ’cü çıktı, tutuklandı.
Soruşturmadaki 8 polis
aynı sebepten meslekten ihraç edildi,
biri firarda..

Zaten o soruşturma da
“kasten öldürme”den
“kasten yaralama”ya
çevrildi.

Dava açıl(a)madı,
davayı bırakın
iddianame yazıl(a)madı,
iddianameyi bırakın
adam gibi soruşturma yapıl(a)madı,
adamı bırakın diyeceğim ama
saldırı sonrası
apar topar yakalanan
o iki adamı da
bıraktılar zaten!

Çapraz ateşe “paralel” tuttular!
Üstü kapatıldı,
altı süpürüldü..

Bir, gece vakti
kurşunlara çarpmaktan
trafik cezası kesilmediği kaldı
otobüse!

Faili meçhul,
kurgusu meşhur..

Bizden başka
kimsenin canı acımadı..
kimse ağzını açıp
konuşmadı..

Hatta tehdit bile edildi
“bu oyunda yokuz” diyen
FENERBAHÇE
“sahaya çıkmazlarsa
sonuçlarına katlanırlar”
denilerek..

“Çok büyütmemek lazım”
“Fazla abartmamak lazım”
diye buyurdu
lazımlık beyinliler..

“Suikast falan hikaye..
Futbol rezalet..
Senin on numaran yok bi kere” dediler
pervasızca
binbir numara peşinde olanlar..

Vicdan sustu,
hukuk sustu,
adalet sustu,
futbol dünyası sustu..
Herkes sustu!

Bir sen susmadın
FENERBAHÇE’li Kardeşim..
Susma da..

Çünkü 4 Nisan 2015 günü
rengin SARI LACİVERT,
adın FENERBAHÇE olduğu için
canına kast edildi!

Ve sen susarsan
yine edilecek!

Tetiği çeken parmakları,
o parmakları alkışlayan elleri,
buna sebep olan zihniyeti kırmak
boynunun borcu olsun!






3 Nisan 2017 Pazartesi

YAZI ÖNCESİ NOT: 
Yazıyı Hababam Sınıfı Film Müziği eşliğinde okumanız tavsiye edilir..

HABABAM! GÜM GÜM GÜM!
Ya kaçılan FENER maçlarıdır hayat,
ya da kaçırılan hayatlardır
FENER maçları..

Bazen “aç kapıyı Veysel Efendi” diye
bağırır içindeki çocuk,
bazen de
sımsıkı kapansın istersin
bütün kapılar..

Gün olur
ÇUBUKLU karton bir şapkanın altında
sevdadan dumanlanır başın,
gün olur
ÇUBUKLU sevdanı
bir kartona yazıp
pankart yaparsın..

Tek ayak üstünde beklemişliğin de var
ceza niyetine,
o beklediğin gol gelmeyince
olduğun yerde oturup kaldığın da,
en pis cezadan beter..

Sınavla maç çakışınca
inek’lediğin de olmuştur,
sırf güdük kalmasın diye
hayallerin
o maça nikahtan önce
damat’lığınla geldiğin de..

Mabed, deplasman
tulum çıkardığın da olur
bütün bir sezon,
hayta’lık yapıp
maçı kırdığın da..

Sana laf edeni
bozum etmişliğin de çoktur
galibiyetlerle,
yenilince
domdom’la vurulmuş gibi
kalakaldığın da..

Hoşafına arka bahçede
top oynamayı da seversin ya,
tıklım tıklım statta
şampiyonluk, kupa maçlarının tadı
bir başkadır elbet..

Öğretmenler odasında
sigara tüttürmenin keyfini de tattın,
gol olsun diye
peş peşe uğur sigaralarını
yakıp söndürmenin
heyecanını da..

Sınıfta “Gençliğe Hitabe”yi
coşkuyla okuduğunu da duydu cümle alem,
tribünde omuz omuza
“İzmir Marşı”nı söylediğini de..

Sınıfta da kalırsın,
şampiyonluktan da olursun
ama hep umutlusundur
bi yandan da..

Sen üzüldüğünde hüzünlüdür ezgisi,
sevindiğinde şen şakrak..

Hababam
FENER sahaya çıksın istersin,
kalbin güm güm atar bu aşkla..

Ne film, ne de sadece futbol..
Hayatın özü, çekirdeği,
kendisi FENERBAHÇE..
Yolu hep
o hayatı
SARI LACİVERT yaşayanlarla
kesişen..