KAÇ METRE?
FENERBAHÇE’nin attığı gollerde
“tüm aramalara rağmen”
faul, kural hatası,
ofsayt, vicdanı ofsayt falan
bulamayan
marka değeri arşa değen(!)
Türk Futbolu
pek bi huysuzlanır..
Hele o gol
taksi’metre hesaplarını ağlatıyorsa
hesabı tutmayanlar
“mesafe tanımaksızın” ağlamaktan
geri duramazlar..
30 metre üzerindeki mesafelerden
atılan gollerin
gol sayılmaması yönünde
bir madde eklenmesini dahi
isteyebilirler
işlerine gelmeyince
ciklet falı muamelesi yaptıkları
futbol kuralları kitabına..
Şutun atıldığı mesafe ayrı,
saatteki hızı ayrı,
aldığı falso ayrı girer
birilerinin bi taraflarına..
O gol şansa yorulur,
bala yorulur,
rüzgara yorulur,
topun havasına falan yorulur..
Avrupa’da yılın golü seçilen golün
haftanın golü bile olamadığı
lig yahu bu lig!
FENERBAHÇE’nin
rakip yarı sahasından
gol atması
yasaklanabilir
“sen FENERBAHÇE’ysen
golü kendi sahandan atacaksın arkadaş”
kafasıyla..
Gol frikikten atılmışsa,
“frikik çok saçma bir şey değil mi ya”
muhabbetleri dönmesi
kuvvetle muhtemeldir..
“Hem zaten fri ne demek,
serbest demek,
serbest şut çektirilir mi yahu” gibi
olağanüstü mantıklı bir sonuca da
bağlanabilir pekala..
Firikik atılırken
forvetin baraja mesafesi için bile
kalibrasyon talebinde bulunulabilir
aslında
TÜBİTAK’tan falan..
FENERBAHÇE’ye
penaltı verilmesi için
rakip kaç santim sıçramış,
ayak kaç santim kalkmış,
top kaç metreden gelmiş gibi
kriterler de uygulanabilir
mesela..
Makaslama,
çift dalmayla giriyorsa rakip
kırmızı kart görmesi için de
attığı deparın metresi
baz alınabilir yani,
neden olmasın?
Bir kulübün teknik direktörü
istifa edince
teyakkuza geçen
devlet kurumlarının
ve görevlilerinin
o ilin sınırlarında
başka bir kulübün otobüsü kurşunlandığında
körleri ve sağırları oynadığı
bir ülke burası
nihayetinde..
Birinin 4, öbürünün 5,
diğerinin 6 attığı hafta
FENERBAHÇE'nin golü yoruyorsa çeneleri
bunun tek bir açıklaması var.
FENERBAHÇE atmışsa golü
kaç metre olduğu değil
işlevi önemlidir esasen..
ZORLU kabuslar gördürür çünkü
çakma imparatorlara bile..
FENERBAHÇE’nin attığı gollerde
“tüm aramalara rağmen”
faul, kural hatası,
ofsayt, vicdanı ofsayt falan
bulamayan
marka değeri arşa değen(!)
Türk Futbolu
pek bi huysuzlanır..
Hele o gol
taksi’metre hesaplarını ağlatıyorsa
hesabı tutmayanlar
“mesafe tanımaksızın” ağlamaktan
geri duramazlar..
30 metre üzerindeki mesafelerden
atılan gollerin
gol sayılmaması yönünde
bir madde eklenmesini dahi
isteyebilirler
işlerine gelmeyince
ciklet falı muamelesi yaptıkları
futbol kuralları kitabına..
Şutun atıldığı mesafe ayrı,
saatteki hızı ayrı,
aldığı falso ayrı girer
birilerinin bi taraflarına..
O gol şansa yorulur,
bala yorulur,
rüzgara yorulur,
topun havasına falan yorulur..
Avrupa’da yılın golü seçilen golün
haftanın golü bile olamadığı
lig yahu bu lig!
FENERBAHÇE’nin
rakip yarı sahasından
gol atması
yasaklanabilir
“sen FENERBAHÇE’ysen
golü kendi sahandan atacaksın arkadaş”
kafasıyla..
Gol frikikten atılmışsa,
“frikik çok saçma bir şey değil mi ya”
muhabbetleri dönmesi
kuvvetle muhtemeldir..
“Hem zaten fri ne demek,
serbest demek,
serbest şut çektirilir mi yahu” gibi
olağanüstü mantıklı bir sonuca da
bağlanabilir pekala..
Firikik atılırken
forvetin baraja mesafesi için bile
kalibrasyon talebinde bulunulabilir
aslında
TÜBİTAK’tan falan..
FENERBAHÇE’ye
penaltı verilmesi için
rakip kaç santim sıçramış,
ayak kaç santim kalkmış,
top kaç metreden gelmiş gibi
kriterler de uygulanabilir
mesela..
Makaslama,
çift dalmayla giriyorsa rakip
kırmızı kart görmesi için de
attığı deparın metresi
baz alınabilir yani,
neden olmasın?
Bir kulübün teknik direktörü
istifa edince
teyakkuza geçen
devlet kurumlarının
ve görevlilerinin
o ilin sınırlarında
başka bir kulübün otobüsü kurşunlandığında
körleri ve sağırları oynadığı
bir ülke burası
nihayetinde..
Birinin 4, öbürünün 5,
diğerinin 6 attığı hafta
FENERBAHÇE'nin golü yoruyorsa çeneleri
bunun tek bir açıklaması var.
FENERBAHÇE atmışsa golü
kaç metre olduğu değil
işlevi önemlidir esasen..
ZORLU kabuslar gördürür çünkü
çakma imparatorlara bile..