SEN HİÇ SARI’YLA
LACİVERT’İ YANYANA GÖRDÜN MÜ?
Sen,
FENERBAHÇE’yi
iki haftada bir
Şükrü Saracoğlu’nda
omuz omuza
tezahürat yapan
55 bin kişiden mi
ibaret sanıyorsun?.
Sen SARI’yla
LACİVERT’i
Bağdat
Caddesi’nin renkleri olarak mı biliyorsun?
Sen bu AŞK’ın
kupalara,
şampiyonluklara
değişilebileceğine
mi inanıyorsun?.
Sen 12 NUMARA’yı
“höt” deyince
tırsıp kaçan,
tarihinden,
ilkelerinden taviz veren
bir kalabalık
olarak mı görüyorsun?
Yanılıyorsun!.
FENERBAHÇE,
tan vakti denizin
rengi laciverde döndüğünde,
o
denizin üzerinde doğan sapsarı güneşin yarattığı
“hayat”
manzarasıdır.
FENERBAHÇE,
senin rüyanda
bile göremeyeceğin bir onuru,
omuzlarında
taşıdığı vatan sorumluluğuyla
ilmek ilmek
ruhuna dokumuş
efsanenin adıdır.
FENERBAHÇE,
siyasi,
dini görüşü,
hayata
bakış açısı ne olursa olsun,
üzerlerinde
taşıdığı kutsal formayla
herkesi
“kardeş” yapan
erdemin
ta kendisidir.
Sen hakikaten
FENERBAHÇE’yi bir
spor kulübünün
adı mı sanıyorsun?
Bu renkler
sadece formada
yakışıklı duran
bir ahenk mi
sence?
Dur bir saniye!.
Sen hiç SARI’yla
LACİVERT’i yan yana gördün mü?
Gören son adamın
adı Harrington’dı..
Ona sor desem,
çoktan göçtü bu
dünyadan,
anlatamaz sana..
Sen en iyisi 21
Ocak akşamı
Sabiha Gökçen
Havaalanı’na bir bak!..
Yetmezse
çevir başını
geceyi yakan
yüreklerin sevdasına
iyice bak!
Anlamasan da
hiç olmazsa ömrü
hayatında
SARI’yla LACİVERT
yan yana gelince
ne oluyormuş
görmüş olursun!.