18 Ekim 2014 Cumartesi

NE KAYBETMESİ?
Kanımız deli akıyor ya,
SARI LACİVERT;
hani gümbür gümbür!
Ondan işte
akıl sır erdirilememesi
sevdamıza!

Kursağından geçecek lokmayı
zor bulurken
FENERBAHÇE forması için
borç alır
işte o yüzden!

Sevgilisini on dakka bekleyemezken
borç parayla aldığı
o formaya
imza attırmak için
sekiz saat kuyrukta beklemesi de
başka bi sebeple
açıklanamaz çünkü!

Kendisi için
bir devlet dairesine gitmişliği yokken
adliye kapılarında sabahlaması da
bundandır!

Cennete uğurladığı
gözünün nuru kardeşinin
mezarı başında
FENERBAHÇE’nin zaferlerini yazan
gazete haberlerini okuması da,
her maçı
onun formasıyla izlemesi de
bu aşktan ötürü!

Ve cennetten bile gülümseyen
anacığının sesini
tezahüratlarda duyması da,
içinin acıması da
bu kutsiyetin sonucu!

Evini ipotek ettirip,
iş yerini kapatıp,
arabasını satıp,
eşini, ailesini ihmal edip
ÇUBUKLU’nun
hakkının peşine düşmesi de
bu yüzden işte!

Kemoterapi gördüğü gün
Cadde yürüyüşüne koşması da,
protez ayaklarıyla
köprüyü arşınlaması da
hep bu sevdanın eseri!.

Cümbür cemaati
boğazına çökmüşken
boynunu eğmemesi de,
emeğine, alın terine çamur atanlara
“hadlerini bildirmesi” de
bu deli kanın
deli fişek cesaretinden..

Şimdi sen kalkmış
kaybetmekten bahsediyorsun!
Ne kaybetmesi birader?
Puan, maç, kupa kaybetmeyi değil,
hayatını kaybetmeyi bile
göze almışa
edilecek laf mı bu?

Kazanmaya içtiği andı
gözünün yaşıyla yüreğine,
kanıyla damarlarına
kazımış olanın
ruhu
kaybeder mi hiç?

1 yorum:

  1. Tam anlamıyla okuyamadım ağlamaktan...İşte yarın bunu okurum kardeşime...

    YanıtlaSil