DUR
HELE!
Genlerinde karamsarlık olmayan
bir sevdaya tutulmuşuz biz..
Sabır, tahammül
hep bu sevdaya dahil..
Acılardan geçmişiz
yara bere..
Gözyaşlarımızla yıkanmışız..
Yanmışız da
her yandığımızda bilmişiz
küllerimizden doğmayı..
Başkalarının umudu kestiği,
çekip gittiği yerde bile
pes etmemişiz..
3-0’lardan dönmüşüz..
Dimdik ayağa kalkmışız
komalık travmalardan..
“Bunlardan bi cacık olmaz”cılara
kallavi çilingir sofrası kurmuşuz
hem de kaç defa..
Her maçı da kazanamazlar ya diye
gaza gelenlere inat
17’de 16 yapmışız..
Onu yapan hoca da
geri dönmüş ha..
Başkan, yönetim, hoca,
takım, taraftar
topyekun yıprandığımız yılların ardından
şafağı belirmiş
özlediğimiz güneşli günlerin..
Zaten yüreklerimiz de aç,
tutkumuz susamış
SARI LACİVERT sevinçlere..
İçimizde “evet olacak bu iş” diyen his
başlamış gümbürdetmeye davulları..
Nicedir
çimleri öpmeye kıyamayan takım
ısırmaya,
soğuyan heyecanımız
yeniden ısınmaya başlamış..
Eksiği var mı, var..
Hatası yok mu,
hem de en laubalisinden..
Her şey çok mu harika,
ne zaman oldu ki..
Ama mücadele de var..
Oyun sıkışınca
topu ters kanada çevirip
yeniden deneyen,
takım olmaya çabalayan
bi kadro var..
“Biz şampiyon olacağız” diyen
bi hoca var
daha öncesinden
en olmadık zamanda
bunu yapan..
Sabrımız da
tahammülümüz de kalmadı,
tamam..
Çok yıprandık,
çok yorulduk,
evet..
Ama bu da FENERBAHÇE be..
Hani şu sevmelere doyamadığımız..
Çok kızsak da
küsmeye kıyamadığımız..
Dur hele, yeni başlıyor daha..
Hatta biz başlamadık bile..
Ancak biz “başlarım ulan alayınıza” diye
kolları sıvadığımızda
başlar her şey..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder