BİZ BU
VİZYONU ANLAYAMADIK!
Kusura bakma Başkanım,
biz senin vizyonunu, hayallerini
gerçekten anlamadık,
anlayamadık!
16 bin küsur oy
14 puanla 15.haftada
16.sıra için verilmedi
muhakkak..
“Güneş doğacak” diyorduk,
AY’ın gölgesi bile
olamadınız henüz..
Sizin için
“bir hocadan daha fazlası” olanı
gönderdiniz,
bir hocadan daha azıyla
devam ediyoruz şimdi..
Borç, batak dediniz
-ki hakkınız vardı-
ama her geçen hafta
ligin dibine battık..
“Vasat” deniyordu
geçen yılki kadroya,
vasatı bile arar olduk
eksik olmayın..
Kendisi için
her yer Trabzon olanı
“almayacağım” deyip
yönetime aldınız..
Nezdinizde
“hocadan daha fazlası” olan için
“gitmedikçe maça gitmem” diyene
taraftarı emanet ettiniz..
Otobüsümüz kurşunlandığında
kendi otobüsünün direksiyonuna geçen,
12 Mayıs’ta
“I love you hocam” tişörtü giyen
zavallıyla,
siz 12 Mayıs’ta gazın içinde koştururken
“o kupayı almadan gitmem”
diye trip atan
mendeburla
el sıkıştınız..
FENERBAHÇE’ye her türlü hakareti
mübah görüp pankart yapanlarla
yanyana maç izlediniz..
“Geçmiş dönem” dediğiniz dönemde
hakkıyla, alın teriyle, sevdasıyla
FENERBAHÇE’ye katkı yapanları bile
anlamsız bir intikam isteğine
kurban ettiniz..
Bir iki hamleyle
şahmat yapacakken
bütün taşları
piyonlara yedirdiniz..
Otobüsüne ateş açılmış kulübün takımını,
pardon,
kendi kurduğunuz takımı,
iyi oynamıyorlar diye
otobüsle
İstanbul’a gönderdiniz..
Yaptığı tek transferin bile
faydasının dokunmadığı adamı
dokunulmaz ilan ettiniz..
Seccadeden
uçan halı masalı çıkaranların
yalanlarına kandınız..
FENERBAHÇE’liliği ağır bastığı için
hata yapan kaptanı
kadro dışı bırakıp
FENERBAHÇE’lilikle alakası olmayanları
baş tacı ettiniz..
16. sırayı gördük ligde.. 16..
Ha daha 17 ve 18. sırayı
test etmedik, ALLAH’ı var..
Tamam,
bir vizyonunuz
ve hayalleriniz var,
kabul..
Ama sanırım
sizin vizyonunuzu
ve hayallerinizi anlamaya
bizim ömrümüz
vefa etmeyecek..
9 Aralık 2018 Pazar
4 Kasım 2018 Pazar
-KORAY ŞENER anısına-
KOR
Bazen attığın, kurtardığın goller,
kaldırdığın kupalar,
giydiğin SARI KAZAK,
sargılı başınla adını yazdırırsın
efsanenin tarihine,
bazen de
deplasman tribününde
can vererek..
“Uğruna canımız feda”nın
sadece bir tezahürat olmadığının kanıtıdır
bu sevda..
Adın LEFTER olur bazen,
CİHAT, ZEKİ RIZA, SELÇUK..
Ya da ALİ İSMAİL,
BURAK, KORAY..
Ya sahada
yokluğuna bi türlü alışılamayan
bir komutansındır,
ya da bir nefer
tribünde
“YERİ HİÇ DOLMAYACAK”..
Şampiyonluklar değil,
o şampiyonluklara yürüyen renklere
adanan ömürler, canlar büyütür
çünkü sevdayı..
Formayı ıslatan ter de kutsaldır,
tribünde yırtılan hançere,
dökülen gözyaşı,
çekilen cefa,
verilen emek de..
Maça çıkan takımın
sırtında da olur ÇUBUKLU,
tribüne koşarken de
anlatılmaz bir heyecanla,
nikah masasında da,
tabutunun üstünde de..
Bazen çiçeklerle karşılanırsın
o ÇUBUKLU’yu temsilen
ayak bastığın yerde..
Bazen de tribünde
hep boş kalacak koltuğuna
çelenk bırakılır..
Şampiyonluk kutlarken
omuzlara alındığın da olur stadda,
üstünde FENERBAHÇE bayrağı,
formanla,
tabutun da omuzlanır..
Omuz omuza dediğin de
budur zaten işte FENERBAHÇE’li için..
Bazen evladımıza mirastır bu sevda,
bazen de evladımızın bize mirası..
Attığın bir gol,
kaldırdığın kupa,
döktüğün helal alın teriyle de
geçersin
bu şanlı, bu tarifsiz sevdanın tarihine..
SARI LACİVERT’in yüreğine,
mayasına, harcına
bir KOR gibi düşerek de..
Belki her sezon
şampiyon olmayacak bu kulüp..
Ama hep o sevdiğin,
uğruna canını verdiğin
FENERBAHÇE olarak kalacak!
Cennetin de SARI LACİVERT olsun KORAY..
Adın
aşık olduğun renklerin
ruhuna emanet artık.
Ama bil ki yerin dolmayacak!
Bazen attığın, kurtardığın goller,
kaldırdığın kupalar,
giydiğin SARI KAZAK,
sargılı başınla adını yazdırırsın
efsanenin tarihine,
bazen de
deplasman tribününde
can vererek..
“Uğruna canımız feda”nın
sadece bir tezahürat olmadığının kanıtıdır
bu sevda..
Adın LEFTER olur bazen,
CİHAT, ZEKİ RIZA, SELÇUK..
Ya da ALİ İSMAİL,
BURAK, KORAY..
Ya sahada
yokluğuna bi türlü alışılamayan
bir komutansındır,
ya da bir nefer
tribünde
“YERİ HİÇ DOLMAYACAK”..
Şampiyonluklar değil,
o şampiyonluklara yürüyen renklere
adanan ömürler, canlar büyütür
çünkü sevdayı..
Formayı ıslatan ter de kutsaldır,
tribünde yırtılan hançere,
dökülen gözyaşı,
çekilen cefa,
verilen emek de..
Maça çıkan takımın
sırtında da olur ÇUBUKLU,
tribüne koşarken de
anlatılmaz bir heyecanla,
nikah masasında da,
tabutunun üstünde de..
Bazen çiçeklerle karşılanırsın
o ÇUBUKLU’yu temsilen
ayak bastığın yerde..
Bazen de tribünde
hep boş kalacak koltuğuna
çelenk bırakılır..
Şampiyonluk kutlarken
omuzlara alındığın da olur stadda,
üstünde FENERBAHÇE bayrağı,
formanla,
tabutun da omuzlanır..
Omuz omuza dediğin de
budur zaten işte FENERBAHÇE’li için..
Bazen evladımıza mirastır bu sevda,
bazen de evladımızın bize mirası..
Attığın bir gol,
kaldırdığın kupa,
döktüğün helal alın teriyle de
geçersin
bu şanlı, bu tarifsiz sevdanın tarihine..
SARI LACİVERT’in yüreğine,
mayasına, harcına
bir KOR gibi düşerek de..
Belki her sezon
şampiyon olmayacak bu kulüp..
Ama hep o sevdiğin,
uğruna canını verdiğin
FENERBAHÇE olarak kalacak!
Cennetin de SARI LACİVERT olsun KORAY..
Adın
aşık olduğun renklerin
ruhuna emanet artık.
Ama bil ki yerin dolmayacak!
24 Ekim 2018 Çarşamba
FENERBAHÇE’NİN 9 ŞAMPİYONLUĞU
NEDEN SAYILMIYOR?
O-hoooo!!
Sizinki de iş ha!..
Nasıl sayılsın abicim,
o zamanlar bilgisayar mı varmış?
Hem ne o öyle
bütün topçular
pos bıyıklı, sakallı!.
Yeniçeri ocağı mı kardeşim
orası?
Ayaklarında
krampon bile yokmuş
bi kere..
Kışlık bot gibi potinlerle
top mu oynanırmış??
Şortlarda da
kocaman tokalı kemerler..
Sanırsın maça değil de
baloya çıkacaklar..
Formalar da
hep triko örme..
Kazak mı, süveter mi,
hırka mı belli değil..
hep triko örme..
Kazak mı, süveter mi,
hırka mı belli değil..
Ayrıca
bütün görüntüler
siyah beyaz..
Bütün takımların renkleri
aynı gibi..
Ne malum o şampiyonlukları
kazananın
FENER olduğu??
O yıllarda
pierro mu varmış arkadaş?
Nasıl anlaşılıyormuş
top çizgiyi geçti mi,
ofsayt mı?
Peki VAR var mıymış?
Yokmuş..
E, belki atılan o goller de
gol değildi,
nereden biliyoruz?
Yokmuş..
E, belki atılan o goller de
gol değildi,
nereden biliyoruz?
Hele bi top varmış ki
bağcıklı mağcıklı..
Gülle gibi de ağırmış ha!.
Sayılmaz ki
onla atılan goller..
Hangi fotoğrafa baksan
yeşil bi çim göremezsin!.
Her yer toz toprakmış ulan
bildiğin!
Maçların hepsi
saçmasapan!
Elinle gösteremezsin
bazı skorları..
Gerçi
tek elle gösterilemeyen
skorlar da oldu
2002’de misal,
ama o konumuz değil..
23 Şubat 1936’da
bir maç oynanmış mesela,
basketbol gibi..
O kadar çok
gol mü atılırmış yahu!
Kimi kandırıyorsunuz siz?
Fotoşoptur o!
Merak eden açar bakar!.
Güya aynı sezon
FENER 22 maçta 94 gol atmışmış..
Yuh artık, çüşş,
ohaa artık!..
2010-2011 sezonunda
olacaktı bunlar var ya,
CİHAT “niye tuttun”
LEFTER “niye attın” diye
kodesi boylardı kesin!.
Bi de utanmadan
kalkıp soruyorlar
FENERBAHÇE’nin 9 şampiyonluğu
neden sayılmıyor diye??
Ulan
1 şampiyonluk yüzünden
başlarına gelmedik kalmadı..
Sen düşün artık
9 tanesini!.
11 Ekim 2018 Perşembe
BİZ BİZE YETERİZ!
Bazı sözler
yerli yerine oturmaz..
Bazı sloganlar
cuk oturur!
“Biz tek, siz hepiniz” gibi..
“1’e karşı 17 gibi”
“Biz bize yeteriz..
Çünkü FENERBAHÇE’liyiz” gibi..
“Biz bize yeteriz” diyorduk,
çünkü yetiyorduk..
Hatta fazla bile geliyorduk
birilerine..
Kaptan söyledi ilk kez
o ünlü
“Türkiye’nin dörtte üçü”ne karşı..
Tişört yapıp giydik
gururla.. (*)
Sonra emeğimize,
alnımızın terine,
sevdamıza
kara çalınmaya cüret edilince
meydanlara, sokaklara taştık,
haykırdık korkmadan!
Herkes tırsarken,
mevzi alırken, üç buçuk atarken
biz cümbürüne cemaatine,
alayına dümdüz gittik..
Dağılırız diye beklenirken
sımsıkı olduk..
Çözülürüz diye umulurken
aşkımızı harca katıp
SARI LACİVERT duvar olduk!
Üç ayda unutulur sanıyorlardı,
yıllarca peşinden koştuk
davamızın..
Tapeleri tıpa,
kumpasları paspas,
planları ter yüz ettik
hep birlikte..
Birbirimize yettik,
arttık elhamdülillah..
Kırgınlığı, küslüğü,
onu, bunu bırakıp
tek saf olduk
FENERBAHÇE düşmanlarının karşısında..
Ama bir şeyi unuttuk..
Düşman gerekmezdi aslında..
Biz bize onda da
yeterdik çünkü..
Ve bunu biliyorlardı..
Kullandılar!
En ufak bir ikilikte
kavgaya tutuşmak
bizim ruhumuzda var çünkü..
Çünkü biz FENERBAHÇE’ysek
hakemi de yeneceğiz arkadaş!
Çünkü dikine futbol
bir bize farz!
İlk fitneyi
anında kabul ettik..
Her yazdıklarını
çürüttüğümüz herifler
ne dediyse yedik!
Birbirimizi yemeye zaten meyilliyiz..
Kafa göz daldık hemen..
Ayrıldıkça ayrıldık,
bölündükçe bölündük..
Bir gözümüze
parmak salladılar,
biz iki gözümüzü birden oyduk!
SARI’dan LACİVERT’ten geçtik,
o’cu, bu’cu, şu’cu olduk..
Hata yapanı ilahlaştırdık,
doğru yapanı kovaladık!
Ne sıkıntı varsa
halının altına süpürdük.
Geldi o halı
soyunma odamıza serildi..
Kutuplaştık,
paranoyaklaştık,
gölgemizle hesaplaştık,
kendimizden uzaklaştık!
Santrayla beraber
omuz omuza verenler
birbirinden nefret eder oldu..
Peki kimin istediği oldu?
Kim ovuşturuyor ellerini?
Kim kazandı?
Kim kaybetmek üzere?
Bir dön aynaya bak be Kardeşim?
Vaziyetin ne?
Biz bize yeteriz diyordun.
Sen kendine bile yetemez oldun..
Biz bize yettik mi şimdi?
Canımıza yetmedi mi daha?
“Yetti be” deyip
silkinmek için
çok mu geç?
Bazı sözler
yerli yerine oturmaz..
Bazı sloganlar
cuk oturur!
“Biz tek, siz hepiniz” gibi..
“1’e karşı 17 gibi”
“Biz bize yeteriz..
Çünkü FENERBAHÇE’liyiz” gibi..
“Biz bize yeteriz” diyorduk,
çünkü yetiyorduk..
Hatta fazla bile geliyorduk
birilerine..
Kaptan söyledi ilk kez
o ünlü
“Türkiye’nin dörtte üçü”ne karşı..
Tişört yapıp giydik
gururla.. (*)
Sonra emeğimize,
alnımızın terine,
sevdamıza
kara çalınmaya cüret edilince
meydanlara, sokaklara taştık,
haykırdık korkmadan!
Herkes tırsarken,
mevzi alırken, üç buçuk atarken
biz cümbürüne cemaatine,
alayına dümdüz gittik..
Dağılırız diye beklenirken
sımsıkı olduk..
Çözülürüz diye umulurken
aşkımızı harca katıp
SARI LACİVERT duvar olduk!
Üç ayda unutulur sanıyorlardı,
yıllarca peşinden koştuk
davamızın..
Tapeleri tıpa,
kumpasları paspas,
planları ter yüz ettik
hep birlikte..
Birbirimize yettik,
arttık elhamdülillah..
Kırgınlığı, küslüğü,
onu, bunu bırakıp
tek saf olduk
FENERBAHÇE düşmanlarının karşısında..
Ama bir şeyi unuttuk..
Düşman gerekmezdi aslında..
Biz bize onda da
yeterdik çünkü..
Ve bunu biliyorlardı..
Kullandılar!
En ufak bir ikilikte
kavgaya tutuşmak
bizim ruhumuzda var çünkü..
Çünkü biz FENERBAHÇE’ysek
hakemi de yeneceğiz arkadaş!
Çünkü dikine futbol
bir bize farz!
İlk fitneyi
anında kabul ettik..
Her yazdıklarını
çürüttüğümüz herifler
ne dediyse yedik!
Birbirimizi yemeye zaten meyilliyiz..
Kafa göz daldık hemen..
Ayrıldıkça ayrıldık,
bölündükçe bölündük..
Bir gözümüze
parmak salladılar,
biz iki gözümüzü birden oyduk!
SARI’dan LACİVERT’ten geçtik,
o’cu, bu’cu, şu’cu olduk..
Hata yapanı ilahlaştırdık,
doğru yapanı kovaladık!
Ne sıkıntı varsa
halının altına süpürdük.
Geldi o halı
soyunma odamıza serildi..
Kutuplaştık,
paranoyaklaştık,
gölgemizle hesaplaştık,
kendimizden uzaklaştık!
Santrayla beraber
omuz omuza verenler
birbirinden nefret eder oldu..
Peki kimin istediği oldu?
Kim ovuşturuyor ellerini?
Kim kazandı?
Kim kaybetmek üzere?
Bir dön aynaya bak be Kardeşim?
Vaziyetin ne?
Biz bize yeteriz diyordun.
Sen kendine bile yetemez oldun..
Biz bize yettik mi şimdi?
Canımıza yetmedi mi daha?
“Yetti be” deyip
silkinmek için
çok mu geç?
(*)
“Biz bize yeteriz” sloganı
8 Mayıs 2011 günü
Karabükspor-FENERBAHÇE maçından sonra
Volkan Demirel’in yayıncı kuruluşa verdiği röportajda,
maç sırasında Karabükspor taraftarının
Trabzonspor lehine tezahürat yapmasının sorulması üzerine
“İsterse bütün Türkiye Trabzon diye bağırsın,
biz FENERBAHÇE’liler birbirimize yeteriz” sözünden sonra çıkmış
ve Sivas’ta kazanılan 2010-2011 şampiyonluğunun ardından
futbolcuların giydiği tişörte yazılmıştır.
“Biz bize yeteriz” sloganı
8 Mayıs 2011 günü
Karabükspor-FENERBAHÇE maçından sonra
Volkan Demirel’in yayıncı kuruluşa verdiği röportajda,
maç sırasında Karabükspor taraftarının
Trabzonspor lehine tezahürat yapmasının sorulması üzerine
“İsterse bütün Türkiye Trabzon diye bağırsın,
biz FENERBAHÇE’liler birbirimize yeteriz” sözünden sonra çıkmış
ve Sivas’ta kazanılan 2010-2011 şampiyonluğunun ardından
futbolcuların giydiği tişörte yazılmıştır.
1 Ekim 2018 Pazartesi
BİZ BUNU HAK ETTİK!
Ligde 7 maçta 4 mağlubiyet
ve alınan sadece 7 puan..
Avrupa’da
Şampiyonlar Ligi’nin
kapısından dönüş.
Avrupa Ligi’nde ilk maçta
4 gollü yenilgi..
İçimizdeki sevdaya toz konduramayıp
“FENERBAHÇE bunu hak etmedi”
diyebiliriz
öfkeyle akan gözyaşımızla..
Evet, FENERBAHÇE bunu hak etmedi.
Ama biz hak ettik!
Kuyumuzu kazmaktan
hiç vazgeçmeyen
medya maymunlarının
gazına gelip
birbirimizi yediğimiz için
hak ettik..
Yalanları, iftiraları
arşa değmiş
kanalları, programları
hala ve hala izlediğimiz,
adına gazete diyen
paçavraların manşetlerine
hala itibar ettiğimiz için
hak ettik..
O’cu, bu’cu, şu’cu olmayı
FENERBAHÇE’li olmaktan bile
üstte tutup,
bizi n’apsa bölemeyenlerin
istediği gibi
saflaşıp, kutuplaştığımız için
hak ettik..
“Ruhumuz Bir” olamadığı
SARI LACİVERT “Kalpler Beraber” atmadığı,
tek yumruk, tek nefes
olamadığımız için
hak ettik..
“O gitmeden maça gitmem” deyip
gitmediğimiz,
gittiğimiz zaman da
takıma köstek olduğumuz
ve bunu taraftarlık sandığımız için
hak ettik..
“Burası benim, sokmuyorum”
dediğimiz,
kafamıza göre
kombineleri iptal ettiğimiz,
kendi kendimizi
yalnızlaştırdığımız için
hak ettik..
“Yeniden” yerine
“Daima” diyemediğimiz için
hak ettik..
Değişimi
eskiden kalan ne varsa
yıkıp yakmak gibi gören kafaları
pohpohladığımız için
hak ettik..
“Onu biz seçtirdik.
Ne istersek yapacak” küstahlığıyla
at oynatanlara
prim verdiğimiz için
hak ettik..
Kendisini yenilikçi gibi pazarlayıp
daha “güneşin doğduğu gün”
sosyal medyada
kelle avcılığına soyunup
istenmeyenler listesi yayınlayanlara
seyirci kaldığımız için
hak ettik..
“En FENERBAHÇE’li FENERBAHÇE’li benim”
kavgasıyla
kendi ayağımıza sıktığımız için
hak ettik..
Canımıza okuyanlarla,
penaltımızı, golümüzü, puanımızı,
şampiyonluğumuzu çalanlarla,
otobüsümüzü kurşunlayanlarla
kendi aramızda didiştiğimiz kadar
mücadele etmediğimiz için
hak ettik.
Kulüp başkanının
“benim için
bir hocadan daha fazlası”
dediği hocayla
çalışmasına bile
müsaade etmeyecek kadar
şirazeden çıktığımız için
hak ettik..
“Yanlışları değiştireceğiz”
felsefesiyle
yola çıkıp
aynı yanlışları
tekrarladığımız için
hak ettik..
Evet,
FENERBAHÇE bunların hiç birini
hak etmedi.
Ama biz
sonuna kadar hak ettik.
Aklımızı başımıza almazsak
daha beterini de
hak edeceğimiz kesin..
Kimse kusura bakmasın!
Ligde 7 maçta 4 mağlubiyet
ve alınan sadece 7 puan..
Avrupa’da
Şampiyonlar Ligi’nin
kapısından dönüş.
Avrupa Ligi’nde ilk maçta
4 gollü yenilgi..
İçimizdeki sevdaya toz konduramayıp
“FENERBAHÇE bunu hak etmedi”
diyebiliriz
öfkeyle akan gözyaşımızla..
Evet, FENERBAHÇE bunu hak etmedi.
Ama biz hak ettik!
Kuyumuzu kazmaktan
hiç vazgeçmeyen
medya maymunlarının
gazına gelip
birbirimizi yediğimiz için
hak ettik..
Yalanları, iftiraları
arşa değmiş
kanalları, programları
hala ve hala izlediğimiz,
adına gazete diyen
paçavraların manşetlerine
hala itibar ettiğimiz için
hak ettik..
O’cu, bu’cu, şu’cu olmayı
FENERBAHÇE’li olmaktan bile
üstte tutup,
bizi n’apsa bölemeyenlerin
istediği gibi
saflaşıp, kutuplaştığımız için
hak ettik..
“Ruhumuz Bir” olamadığı
SARI LACİVERT “Kalpler Beraber” atmadığı,
tek yumruk, tek nefes
olamadığımız için
hak ettik..
“O gitmeden maça gitmem” deyip
gitmediğimiz,
gittiğimiz zaman da
takıma köstek olduğumuz
ve bunu taraftarlık sandığımız için
hak ettik..
“Burası benim, sokmuyorum”
dediğimiz,
kafamıza göre
kombineleri iptal ettiğimiz,
kendi kendimizi
yalnızlaştırdığımız için
hak ettik..
“Yeniden” yerine
“Daima” diyemediğimiz için
hak ettik..
Değişimi
eskiden kalan ne varsa
yıkıp yakmak gibi gören kafaları
pohpohladığımız için
hak ettik..
“Onu biz seçtirdik.
Ne istersek yapacak” küstahlığıyla
at oynatanlara
prim verdiğimiz için
hak ettik..
Kendisini yenilikçi gibi pazarlayıp
daha “güneşin doğduğu gün”
sosyal medyada
kelle avcılığına soyunup
istenmeyenler listesi yayınlayanlara
seyirci kaldığımız için
hak ettik..
“En FENERBAHÇE’li FENERBAHÇE’li benim”
kavgasıyla
kendi ayağımıza sıktığımız için
hak ettik..
Canımıza okuyanlarla,
penaltımızı, golümüzü, puanımızı,
şampiyonluğumuzu çalanlarla,
otobüsümüzü kurşunlayanlarla
kendi aramızda didiştiğimiz kadar
mücadele etmediğimiz için
hak ettik.
Kulüp başkanının
“benim için
bir hocadan daha fazlası”
dediği hocayla
çalışmasına bile
müsaade etmeyecek kadar
şirazeden çıktığımız için
hak ettik..
“Yanlışları değiştireceğiz”
felsefesiyle
yola çıkıp
aynı yanlışları
tekrarladığımız için
hak ettik..
Evet,
FENERBAHÇE bunların hiç birini
hak etmedi.
Ama biz
sonuna kadar hak ettik.
Aklımızı başımıza almazsak
daha beterini de
hak edeceğimiz kesin..
Kimse kusura bakmasın!
27 Eylül 2018 Perşembe
ŞEYR TUUGEDIR
Marka değeri
çay markasından hallice olan
Türk futbolu
bugüne dek
neyi paylaşmış ki
ya da ne zaman birlikte olmuş ki
FENERBAHÇE’yle,
şimdi “birlikte paylaşalım”
ayağına yatılıyor?
Denizli’de
maç 16 dakika uzarken,
sahaya atılan konfetiler
ateşe verilirken
neyi paylaştık,
kim bizimle birlikteydi?
Terör örgütü kumpasıyla
“şikeci” damgası vurulurken
hangi kent,
hangi kulüp
birlikte oldu FENERBAHÇE’yle,
hangisi acımızı,
isyanımızı paylaştı?
Alçak iftiranın,
suçlamaların içeriği
avukatlarla bile paylaşılmazken,
tetikçi medyayla
kim paylaştı
deli saçmalarını
gerçekmiş gibi?
O iftiraya alkış tutan
güzide(!) kulüplerimizin
pek saygın(!) idarecileri
kimlerle birlikteydi?
Alevli toplar cirit atarken
“bu ateş üflemeyle sönmez”ciler
birlikte yangına körükle gittikleri
cemaatle
hangi çıkarları
paylaşıyordu?
FENERBAHÇE'nin Avrupa yolunu
birileriyle mektup, faks paylaşıp,
palavra fezlekelerle,
rakı masalarında
birlikte kesenler
değil mi şimdi
Avrupa'da "birlikte paylaşalım"
gazını verenler?
Yalan dolanla
özgürlüğü elinden alınan
bu ülkenin en büyük spor kulübünün başkanının
eşkal fotoğrafları
nasıl paylaşıldı,
bu rezalete imza atanlar
kimlerle birlikte
ödüllendirildi?
Şampiyonluk maçına
pusu kurulup
bir stad dolusu insan
öldürülmek istendiğinde
pek muteber(!) spor kamuoyu
bu faciaya karşı
bizimle birlikte oldu mu,
yara sarıp
dert paylaştı mı?
Sahada, saha dışında
türlü manevralarla
şampiyonluklarımız çalınırken,
olmayan şampiyonlukları paylaşanları,
“el değmemiş lig” mavrasıyla
kol kola birlikte olanları
görmedik mi?
Toplu katliama bile Marka değeri
çay markasından hallice olan
Türk futbolu
bugüne dek
neyi paylaşmış ki
ya da ne zaman birlikte olmuş ki
FENERBAHÇE’yle,
şimdi “birlikte paylaşalım”
ayağına yatılıyor?
Denizli’de
maç 16 dakika uzarken,
sahaya atılan konfetiler
ateşe verilirken
neyi paylaştık,
kim bizimle birlikteydi?
Terör örgütü kumpasıyla
“şikeci” damgası vurulurken
hangi kent,
hangi kulüp
birlikte oldu FENERBAHÇE’yle,
hangisi acımızı,
isyanımızı paylaştı?
Alçak iftiranın,
suçlamaların içeriği
avukatlarla bile paylaşılmazken,
tetikçi medyayla
kim paylaştı
deli saçmalarını
gerçekmiş gibi?
O iftiraya alkış tutan
güzide(!) kulüplerimizin
pek saygın(!) idarecileri
kimlerle birlikteydi?
Alevli toplar cirit atarken
“bu ateş üflemeyle sönmez”ciler
birlikte yangına körükle gittikleri
cemaatle
hangi çıkarları
paylaşıyordu?
FENERBAHÇE'nin Avrupa yolunu
birileriyle mektup, faks paylaşıp,
palavra fezlekelerle,
rakı masalarında
birlikte kesenler
değil mi şimdi
Avrupa'da "birlikte paylaşalım"
gazını verenler?
Yalan dolanla
özgürlüğü elinden alınan
bu ülkenin en büyük spor kulübünün başkanının
eşkal fotoğrafları
nasıl paylaşıldı,
bu rezalete imza atanlar
kimlerle birlikte
ödüllendirildi?
Şampiyonluk maçına
pusu kurulup
bir stad dolusu insan
öldürülmek istendiğinde
pek muteber(!) spor kamuoyu
bu faciaya karşı
bizimle birlikte oldu mu,
yara sarıp
dert paylaştı mı?
Sahada, saha dışında
türlü manevralarla
şampiyonluklarımız çalınırken,
olmayan şampiyonlukları paylaşanları,
“el değmemiş lig” mavrasıyla
kol kola birlikte olanları
görmedik mi?
teşebbüs edilip
otobüsümüz kurşunlandığında
canına yandığımın Türk futbolundan
hangi isim
FENERBAHÇE’yle birlikte olabildi,
hangi kulüp, dernek, federasyon
bizimle aynı şeyleri
paylaştı yahu?
Paylaşmak mı?
Birlikte mi?
“Siz hepiniz ben tek”
kimin sloganı Allahaşkına..
Kendisi “şeyr tuugedır” peşindeyken
açtığı pankartla
ülkenin geleceğine kastetmiş
bir terör örgütünün kumpasının
propagandasını yapan,
tüm dünyaya kendisini rezil eden
kentin kulübüne
ceza falan verebildi mi
bu federasyon?
Yıllardır
şampiyonlukları, kupaları
kirli çıkarlarını okşayarak
kendi aralarında paylaşıp,
sımsıkı birlikte olanların
panzehiridir
FENERBAHÇE..
Paylaşacaksa
kendi değerlerini, sevinçlerini,
hüzünlerini, acılarını paylaşır
hep birlikte olup..
Kendi kuyusunu kazanlarla birlikte
onların kendisine sunduğu kadarını
paylaşmaz!
17 Eylül 2018 Pazartesi
BIDIBIDI
FENERBAHÇE’ysen
bıdıbıdın çok yapılır bu ülkede,
kabul..
Ama bu bıdıbıdıları
yapanların bi taraflarına
itinayla monte etmek de
senin elinde..
FENERBAHÇE’ysen
bıdıbıdın çok yapılır bu ülkede..
Ağzı olan konuşur..
Ağzıyla konuşamayan da,
neyse…
“Final maçımız,
ölüm kalım mücadelemiz,
FENER’e puan kaybettirmek için
elimizden geleni yapacağız” bıdıbıdısı
çok meşhurdur mesela..
“FENERBAHÇE kazandı ama
taraftarı mutlu mu” bıdıbıdısı
her dönem iş yapar..
“Bu skor kimseyi kandırmasın”
bıdıbıdısının
eline su dökülmez..
“FENERBAHÇE’ysen
hakemi de yeneceksin arkadaş”
bıdıbıdısı
olmazsa olmazdır..
“Tamam goldü ama
hakem onu nasıl gördü”
bıdıbıdısı
“Tamam çizgiyi geçmedi
ama gol de verilebilirdi”
bıdıbıdısıyla
ölümüne kapışır..
“Şu FENER’in yeni transferi gibi
onlarca topçu var
alt liglerde”
bıdıbıdısı da
üst sıraları zorlar..
“Dikine futbol” bıdıbıdısının
ne olduğunu kimse bilmez
ama salyalı ağızlardan da düşmez..
“Başkan hocayı fırçaladı”
“Kaptanlar birbirine girdi”
“FENER’de kaos” bıdıbıdıları
manşetleri süsler..
“11’de falanca niye yok?
Filancanın ne işi var lan 11’de”
bıdıbıdıları
değiştirilemez,
değiştirilmesi
teklif dahi edilemez!
“Deplasmanda kazandığın maçta
maçın adamı kalecinse…”
bıdıbıdısı
yorum yapmanın şartıdır..
E sen bu bıdıbıdılara alışır,
dişini göstermezsen
zeytin dalı uzattığın kulübün başkancığı
çıkar eski hocan hakkında
“Geçen yıl bir teknik direktörün
algı operasyonu yaparak,
ortamı gererek
Türk futbolunu katletmesini
hep beraber izledik”
bıdıbıdısı yapar
kendi hocasının
zımba şovuna
aldırış etmeden..
Diğerinin hocası
“fikstürü zaten biz belirliyoruz,
kimse yanlış anlamasın”
bıdıbıdısını yapıştırır,
kimse de yanlış falan anlamaz..
Kabzımal bozuntusu
“Böyle giderse eski başkandan
daha çabuk çukura girer” diye
fütursuzca tehdit eder
başkanını..
Saha içinde
ne olduğu belli olmayan,
sistemsiz, üretkenlikten uzak,
bıdıbıdı futboldan sıyrılmadıkça
ve saha dışında
bıdıbıdı yapanların
laflarını yedirmedikçe
her hafta dinlersin
bu bıdıbıdıları!
bıdıbıdın çok yapılır bu ülkede..
Ağzı olan konuşur..
Ağzıyla konuşamayan da,
neyse…
“Final maçımız,
ölüm kalım mücadelemiz,
FENER’e puan kaybettirmek için
elimizden geleni yapacağız” bıdıbıdısı
çok meşhurdur mesela..
“FENERBAHÇE kazandı ama
taraftarı mutlu mu” bıdıbıdısı
her dönem iş yapar..
“Bu skor kimseyi kandırmasın”
bıdıbıdısının
eline su dökülmez..
“FENERBAHÇE’ysen
hakemi de yeneceksin arkadaş”
bıdıbıdısı
olmazsa olmazdır..
“Tamam goldü ama
hakem onu nasıl gördü”
bıdıbıdısı
“Tamam çizgiyi geçmedi
ama gol de verilebilirdi”
bıdıbıdısıyla
ölümüne kapışır..
“Şu FENER’in yeni transferi gibi
onlarca topçu var
alt liglerde”
bıdıbıdısı da
üst sıraları zorlar..
“Dikine futbol” bıdıbıdısının
ne olduğunu kimse bilmez
ama salyalı ağızlardan da düşmez..
“Başkan hocayı fırçaladı”
“Kaptanlar birbirine girdi”
“FENER’de kaos” bıdıbıdıları
manşetleri süsler..
“11’de falanca niye yok?
Filancanın ne işi var lan 11’de”
bıdıbıdıları
değiştirilemez,
değiştirilmesi
teklif dahi edilemez!
“Deplasmanda kazandığın maçta
maçın adamı kalecinse…”
bıdıbıdısı
yorum yapmanın şartıdır..
E sen bu bıdıbıdılara alışır,
dişini göstermezsen
zeytin dalı uzattığın kulübün başkancığı
çıkar eski hocan hakkında
“Geçen yıl bir teknik direktörün
algı operasyonu yaparak,
ortamı gererek
Türk futbolunu katletmesini
hep beraber izledik”
bıdıbıdısı yapar
kendi hocasının
zımba şovuna
aldırış etmeden..
Diğerinin hocası
“fikstürü zaten biz belirliyoruz,
kimse yanlış anlamasın”
bıdıbıdısını yapıştırır,
kimse de yanlış falan anlamaz..
Kabzımal bozuntusu
“Böyle giderse eski başkandan
daha çabuk çukura girer” diye
fütursuzca tehdit eder
başkanını..
Saha içinde
ne olduğu belli olmayan,
sistemsiz, üretkenlikten uzak,
bıdıbıdı futboldan sıyrılmadıkça
ve saha dışında
bıdıbıdı yapanların
laflarını yedirmedikçe
her hafta dinlersin
bu bıdıbıdıları!
FENERBAHÇE’ysen
bıdıbıdın çok yapılır bu ülkede,
kabul..
Ama bu bıdıbıdıları
yapanların bi taraflarına
itinayla monte etmek de
senin elinde..
10 Eylül 2018 Pazartesi
EK
Koca transfer döneminde
bir forvet almayı beceremeyenler
“ek transfer süresi” gazı
pompalamaya başladılar
piyasaya..
“Bi kereye mahsus
verelim canım n’olucak”
diyenler var
bi kereden bi şey olmaz
kafasıyla..
E verelim tabi ama yetmez..
Hazır ek yapmışken
koyverelim gitsin..
Misal kaybettiği maçlarda
bir 15 dakka ek süre verelim
malum takıma..
Yine olmazsa
bi 15 dakka daha..
Olana kadar artık..
11 futbolcuyla zorlanırlarsa
12, 13, 14 futbolcu
çıkarabilsinler sahaya
mesela..
Kalede tek kaleci yetmezse
yedeği de oynayabilsin aynı anda,
hatta onun yedeği de..
Yazık değil mi çocuklara ya,
ömür boyu
kulübede mi otursunlar?
Hakem
penaltı, gol falan vermezse beleşten
ek hakem olsun,
o versin..
Atanan hakemi beğenmezlerse de
ek atama olsun..
Yeni atananla da atamazlarsa
yenisi atansın..
Atana kadar..
Sarıdan hemen ikinci sarı olmasın ki
kırmızı görmesin oyuncuları..
Ek kart çıkartalım mesela..
Açık sarı..
Sarı..
Koyu sarı..
3 puandan fazlaysa fark
bir maçta galibiyete
3 puan da bonus verelim..
Maksat heyecan gelsin lige,
öyle değil mi?
Penaltı kaçırırlarsa
bi tane daha atma hakları olsun..
Hatta bi tane daha..
Ama ALLAH’ın hakkı
3 değil mi zaten..
Maçlarında
ek paket sistemi uygulansın..
Gol+penaltı+lehine ofsayt paketiyle
gol atarlarsa bir penaltı kazanıp,
yedikleri gol de
ofsayt sayılsın..
Ders almam ders veririm hazretleri
Türk futboluna ek ders versin!
Maçtan önce ayarttıkları
rakip takım topçuları için
ek hesap açabilsinler mesela..
Beleştepedeki
beleş stadlarına
beleş gelemeyenler için
ek seferler konulsun!
“Eklemedir koca konak ekleme”
resmi marşları olsun..
Ne? Arak mı dediniz?
E şimdi ki marşları da arak..
Hiç olmazsa melodisi güzel olur,
fena mı?
İhtiyaçları yoksa
yabancı sınırı konulsun,
varsa sayıya ek yapılsın!
Bi eklensin, bi çıkarılsın,
kafalarına göre..
E hadi tamam,
ek transfer süresi konulsun da
“bi kereliğine mahsus”u
ilk mi sanıyorsunuz ki?
Kırmızı kart görmüş topçunun cezasını
“bi kereliğine mahsus” yok saydırıp
bir sonraki maçta
oynatan kim?
Kadıköy’e çıkabilsin diye
yine “bi kereliğine mahsus”
cezası ertelenen
kimin çakma imparatoruydu?
Yedikleri naneler,
imza attıkları rezaletler
uç uca eklense
İstanbul’dan Çin’e
çift şeritli duble yol olacak
camianın mesuplarında
utanma, arlanma mı
arıyorsunuz yoksa?
Koca transfer döneminde
bir forvet almayı beceremeyenler
“ek transfer süresi” gazı
pompalamaya başladılar
piyasaya..
“Bi kereye mahsus
verelim canım n’olucak”
diyenler var
bi kereden bi şey olmaz
kafasıyla..
E verelim tabi ama yetmez..
Hazır ek yapmışken
koyverelim gitsin..
Misal kaybettiği maçlarda
bir 15 dakka ek süre verelim
malum takıma..
Yine olmazsa
bi 15 dakka daha..
Olana kadar artık..
11 futbolcuyla zorlanırlarsa
12, 13, 14 futbolcu
çıkarabilsinler sahaya
mesela..
Kalede tek kaleci yetmezse
yedeği de oynayabilsin aynı anda,
hatta onun yedeği de..
Yazık değil mi çocuklara ya,
ömür boyu
kulübede mi otursunlar?
Hakem
penaltı, gol falan vermezse beleşten
ek hakem olsun,
o versin..
Atanan hakemi beğenmezlerse de
ek atama olsun..
Yeni atananla da atamazlarsa
yenisi atansın..
Atana kadar..
Sarıdan hemen ikinci sarı olmasın ki
kırmızı görmesin oyuncuları..
Ek kart çıkartalım mesela..
Açık sarı..
Sarı..
Koyu sarı..
3 puandan fazlaysa fark
bir maçta galibiyete
3 puan da bonus verelim..
Maksat heyecan gelsin lige,
öyle değil mi?
Penaltı kaçırırlarsa
bi tane daha atma hakları olsun..
Hatta bi tane daha..
Ama ALLAH’ın hakkı
3 değil mi zaten..
Maçlarında
ek paket sistemi uygulansın..
Gol+penaltı+lehine ofsayt paketiyle
gol atarlarsa bir penaltı kazanıp,
yedikleri gol de
ofsayt sayılsın..
Ders almam ders veririm hazretleri
Türk futboluna ek ders versin!
Maçtan önce ayarttıkları
rakip takım topçuları için
ek hesap açabilsinler mesela..
Beleştepedeki
beleş stadlarına
beleş gelemeyenler için
ek seferler konulsun!
“Eklemedir koca konak ekleme”
resmi marşları olsun..
Ne? Arak mı dediniz?
E şimdi ki marşları da arak..
Hiç olmazsa melodisi güzel olur,
fena mı?
İhtiyaçları yoksa
yabancı sınırı konulsun,
varsa sayıya ek yapılsın!
Bi eklensin, bi çıkarılsın,
kafalarına göre..
E hadi tamam,
ek transfer süresi konulsun da
“bi kereliğine mahsus”u
ilk mi sanıyorsunuz ki?
Kırmızı kart görmüş topçunun cezasını
“bi kereliğine mahsus” yok saydırıp
bir sonraki maçta
oynatan kim?
Kadıköy’e çıkabilsin diye
yine “bi kereliğine mahsus”
cezası ertelenen
kimin çakma imparatoruydu?
Yedikleri naneler,
imza attıkları rezaletler
uç uca eklense
İstanbul’dan Çin’e
çift şeritli duble yol olacak
camianın mesuplarında
utanma, arlanma mı
arıyorsunuz yoksa?
NOT:
Yazının anafikri için
@Mahmud1975 e teşekkür ederim.
Yazının anafikri için
@Mahmud1975 e teşekkür ederim.
3 Eylül 2018 Pazartesi
KABUL EDİLEMEZ!
Kendisine özgü
bir ağırlığı olduğu için,
en büyük, tek büyük olurken
izlediği yol,
gösterdiği güç yüzünden
büyüklüğünün adı konamaz
FENERBAHÇE’nin..
Sistemin dayatmalarını,
atılan iftiraları,
vurulmak istenen damgayı
ne pahasına olursa olsun
kabul etmediği için
FENERBAHÇE adımız..
Burada bazı şeyler
kabul edilemez çünkü!
Nasıl emeğimize, tarihimize
kumpasla leke sürülmesi
kabullenilmediyse,
FENERBAHÇE’yi
FENERBAHÇE yapan özelliklerden
uzaklaşılması da
kabul edilemez..
Değil başkanın, hocanın,
11 futbolcunun yeni olması,
maça o gün gelenlerden
bir 11 kurulup
ÇUBUKLU’yla sahaya sürülse bile
üst üste üç maç kaybedilmesi
kabul edilemez!
Sahada ne yaptığını bilmeden,
sistemsiz,
saçma sapan,
rakibi izleyerek
bir 90 dakika çıkarılması
kabul edilemez!
Finansal sıkıntılar,
yaptırımlar yüzünden
verimli bir transfer dönemi
geçirilmemiş de olsa,
değişimden dönüşüme ilerleyen
bir çizgide de yürünse
ligde 4 maçta 3 puan
asla kabul edilemez!
Eskinin kırgınlıkları
ısıtılıp ısıtılıp
servis yapılsa da,
yeninin yanlışları can sıksa da
kötü futbol,
kötü oyun,
kötü sonuç
kabul edilemez..
Kadronun yeni isimleri
kampa katılamasa da,
takımla idman yapamasa da,
mabedde maç kaybedilmesinin
normal görülmesi
kabul edilemez..
Borca da batsak,
düze çıkmak için çabalasak da
önceliğimizin
kazanmak, şampiyon olmak olmaması
kabul edilemez..
Ha, ama
ergen triplerinin
kulüp yönetiminde
kabul görmesi,
sosyal medyada sporculara
ana avrat sövülmesi,
eski başkan, yeni başkan,
eski hoca yeni hoca kavgasıyla
cebelleş olunması da
kabul edilemez..
Savaşılacak onca şey varken
birbirimizle didişmek,
yaralamak, karalamak
kabul edilemez..
Bahisçi tayfanın
geminin kaptanı gibi davranması
ve buna göz yumulması
kabul edilemez..
Kendisine özgü
bir ağırlığı olduğu için,
en büyük, tek büyük olurken
izlediği yol,
gösterdiği güç yüzünden
büyüklüğünün adı konamaz
FENERBAHÇE’nin..
Sistemin dayatmalarını,
atılan iftiraları,
vurulmak istenen damgayı
ne pahasına olursa olsun
kabul etmediği için
FENERBAHÇE adımız..
Burada bazı şeyler
kabul edilemez çünkü!
Nasıl emeğimize, tarihimize
kumpasla leke sürülmesi
kabullenilmediyse,
FENERBAHÇE’yi
FENERBAHÇE yapan özelliklerden
uzaklaşılması da
kabul edilemez..
Değil başkanın, hocanın,
11 futbolcunun yeni olması,
maça o gün gelenlerden
bir 11 kurulup
ÇUBUKLU’yla sahaya sürülse bile
üst üste üç maç kaybedilmesi
kabul edilemez!
Sahada ne yaptığını bilmeden,
sistemsiz,
saçma sapan,
rakibi izleyerek
bir 90 dakika çıkarılması
kabul edilemez!
Finansal sıkıntılar,
yaptırımlar yüzünden
verimli bir transfer dönemi
geçirilmemiş de olsa,
değişimden dönüşüme ilerleyen
bir çizgide de yürünse
ligde 4 maçta 3 puan
asla kabul edilemez!
Eskinin kırgınlıkları
ısıtılıp ısıtılıp
servis yapılsa da,
yeninin yanlışları can sıksa da
kötü futbol,
kötü oyun,
kötü sonuç
kabul edilemez..
Kadronun yeni isimleri
kampa katılamasa da,
takımla idman yapamasa da,
mabedde maç kaybedilmesinin
normal görülmesi
kabul edilemez..
Borca da batsak,
düze çıkmak için çabalasak da
önceliğimizin
kazanmak, şampiyon olmak olmaması
kabul edilemez..
Ha, ama
ergen triplerinin
kulüp yönetiminde
kabul görmesi,
sosyal medyada sporculara
ana avrat sövülmesi,
eski başkan, yeni başkan,
eski hoca yeni hoca kavgasıyla
cebelleş olunması da
kabul edilemez..
Savaşılacak onca şey varken
birbirimizle didişmek,
yaralamak, karalamak
kabul edilemez..
Bahisçi tayfanın
geminin kaptanı gibi davranması
ve buna göz yumulması
kabul edilemez..
“Hoca gidene kadar
maça gitmeyeceğim” de
kuyumuzu kazanlar için
“her yer”li temenniler de
kabul edilemez!
FENERBAHÇE’nin
eski, yeni
başkan, hoca, topçularının
birer değer olduğunu ıskalayıp
önüne gelene,
işine gelmeyene sallamak
kabul edilemez..
Geçen sezon
“forma almayın maça gitmeyin”
yaygarası koparanlardan şikayet edip,
“şimdi de biz yokuz” inadı da
kabul edilemez..
Ve bütün bu kaostan sonra yılıp,
ÇUBUKLU’yu desteklememek,
boş vermek de
asla ama asla
kabul edilemez!
Çünkü FENERBAHÇE’lilik
şartla kabul edilen bir olgu değil,
ruha işleyen,
karşılık beklemeden büyüyen
bir duygudur..
Onun kurala, koşula bağlanması
sebep ne olursa olsun
kabul edilemez!
maça gitmeyeceğim” de
kuyumuzu kazanlar için
“her yer”li temenniler de
kabul edilemez!
FENERBAHÇE’nin
eski, yeni
başkan, hoca, topçularının
birer değer olduğunu ıskalayıp
önüne gelene,
işine gelmeyene sallamak
kabul edilemez..
Geçen sezon
“forma almayın maça gitmeyin”
yaygarası koparanlardan şikayet edip,
“şimdi de biz yokuz” inadı da
kabul edilemez..
Ve bütün bu kaostan sonra yılıp,
ÇUBUKLU’yu desteklememek,
boş vermek de
asla ama asla
kabul edilemez!
Çünkü FENERBAHÇE’lilik
şartla kabul edilen bir olgu değil,
ruha işleyen,
karşılık beklemeden büyüyen
bir duygudur..
Onun kurala, koşula bağlanması
sebep ne olursa olsun
kabul edilemez!
27 Ağustos 2018 Pazartesi
VİCDANİ OFSAYT
Hani "çifte standart" falan
diyoruz ya,
geçelim onu..
Standardı sapmış
Türk futbolunun
standart sapmasıdır
FENERBAHÇE..
Üstünde ÇUBUKLU varken
taç sırasında
top toplayıcının attığı topu
almazsan
kırmızı yersin.
Koftiden renksiz formayla
sedye taşıyan sağlıkçıya saldırırsan
oyna devam..
Kabak gibi ofsayttan gol yersin,
vicdanları sızlatmaz..
Birileri bal gibi nizami gol yiyince
yepisyeni bir ofsayt tanımı yapılır:
Vicdanı ofsayt!
Senin için pierro çizgileri
dansöze döner
kıvrılmaktan..
Başkasına
"Aman canım.
Çizgiye ne gerek var.."
Jeneriklik röveşataya
"gol verenin lisansını yırtarım"
gazıyla
kural kitabından
iptal gerekçeleri aranır.
İşlerine gelmeyince
kitap mitap tanımaz
kitapsızlar..
FENERBAHÇE maçında
rakibin kendi ceza sahasında
topu elle oynamasına
izin VAR..
Üzerimizdeoyunlaroynanıyorspor kalecisi
rakibi biçince
VAR'lık içinde yokluk!
Kadıköy'de, deplasmanda
kuralların canı okunurken
"Sen FENERBAHÇE'ysen
hakemi de yeneceksin.."
Tercümanın
taca çıkmadan
topu yakalayıp oyuna sokması
normal,
hakem atışıyla
oyun başlayınca
kural hatası..
FENERBAHÇE'li oyuncu
sahada ne diyor diye
adeta ona özel kamera tahsis edilmesi,
kameradan
dudak okuma yöntemleri
denenmesi sıradan..
"Gelin o kamerayı
g*tümüze sokun"
edepli, ahlaklı tavır..
Başkasının stadında
sana 90 dakika küfre
cezaya gerek görülmez.
Sana
merdiven boşluklarından
okkalı ceza..
Sana kumpas kurulduğu
hukuk önünde sabitken
o kumpası kuran
terör örgütünün
propagandası
yorumcu görünümlü
hakem eskisi
kabzımallara
serbest..
Sen kendi aranda didişirken
öyle pervasız olabiliyorlar ki
vicdani ofsayt diye
bi mavra uydurup
algı avcılığı peşinde bile
koşabiliyor
vicdanları ofsayt olanlar..
Sen daha düş birbirine..
Bölün, darmadağın ol ki
iyice azıtsın andavallar..
Vicdani ofsaytları,
sempatik penaltıları,
ama çok şeker yaa golleri
izlemeye
devam edersin
o zaman..
Hani "çifte standart" falan
diyoruz ya,
geçelim onu..
Standardı sapmış
Türk futbolunun
standart sapmasıdır
FENERBAHÇE..
Üstünde ÇUBUKLU varken
taç sırasında
top toplayıcının attığı topu
almazsan
kırmızı yersin.
Koftiden renksiz formayla
sedye taşıyan sağlıkçıya saldırırsan
oyna devam..
Kabak gibi ofsayttan gol yersin,
vicdanları sızlatmaz..
Birileri bal gibi nizami gol yiyince
yepisyeni bir ofsayt tanımı yapılır:
Vicdanı ofsayt!
Senin için pierro çizgileri
dansöze döner
kıvrılmaktan..
Başkasına
"Aman canım.
Çizgiye ne gerek var.."
Jeneriklik röveşataya
"gol verenin lisansını yırtarım"
gazıyla
kural kitabından
iptal gerekçeleri aranır.
İşlerine gelmeyince
kitap mitap tanımaz
kitapsızlar..
FENERBAHÇE maçında
rakibin kendi ceza sahasında
topu elle oynamasına
izin VAR..
Üzerimizdeoyunlaroynanıyorspor kalecisi
rakibi biçince
VAR'lık içinde yokluk!
Kadıköy'de, deplasmanda
kuralların canı okunurken
"Sen FENERBAHÇE'ysen
hakemi de yeneceksin.."
Tercümanın
taca çıkmadan
topu yakalayıp oyuna sokması
normal,
hakem atışıyla
oyun başlayınca
kural hatası..
FENERBAHÇE'li oyuncu
sahada ne diyor diye
adeta ona özel kamera tahsis edilmesi,
kameradan
dudak okuma yöntemleri
denenmesi sıradan..
"Gelin o kamerayı
g*tümüze sokun"
edepli, ahlaklı tavır..
Başkasının stadında
sana 90 dakika küfre
cezaya gerek görülmez.
Sana
merdiven boşluklarından
okkalı ceza..
Sana kumpas kurulduğu
hukuk önünde sabitken
o kumpası kuran
terör örgütünün
propagandası
yorumcu görünümlü
hakem eskisi
kabzımallara
serbest..
Sen kendi aranda didişirken
öyle pervasız olabiliyorlar ki
vicdani ofsayt diye
bi mavra uydurup
algı avcılığı peşinde bile
koşabiliyor
vicdanları ofsayt olanlar..
Sen daha düş birbirine..
Bölün, darmadağın ol ki
iyice azıtsın andavallar..
Vicdani ofsaytları,
sempatik penaltıları,
ama çok şeker yaa golleri
izlemeye
devam edersin
o zaman..
11 Ağustos 2018 Cumartesi
VAR MI? YOK MU?
Var’ların yok, yok’ların var edildiği
bir garabettir
bu ülkede futbol..
Bütün yoklara rağmen
var ettiği tutkusuyla başladı sezona
FENERBAHÇE..
Heyecan var,
arzu var,
mücadele var
ama rakibe
“Bi saniye kardeş..
FENERBAHÇE’yim ben” diyecek
oyun üstünlüğü
hala yok!
Pas atamama var,
basit bireysel hata var,
organizasyon aklı
pek yok!
Dikine değil
yanına futbol var..
Çünkü
kalite
olması gerektiği kadar yok!
Gencecik ayaklar var..
Umut var..
Taraftarın “taraf” olduğunu
hatırlaması var..
Enseyi karartmaya da
o kadar gerek yok..
LEFTER var..
Saygı var..
Ruhu ÇUBUKLU’da,
MABED’de var..
İyi ki de var..
Başka söze gerek yok!
Penaltıda VAR..
Golde VAR..
Ofsaytta VAR..
Nerdeyse taç da bile VAR!
Bir sistemin cılkını çıkarma konusunda
üstümüze yok..
VAR olmasa
penaltı verilecek ofsayt var..
Her kararı VAR’a sorup
sahada çay demleyecek kadar
bekleme var..
“Çarpma mı oynama mı” saçmalığı
hala var..
Aslında
adaleti, futbolu falan
düşünen yok!
VAR gelsin diye
kıçlarını yırtanların
VAR FENERBAHÇE lehine
adaleti getirince
yaygara koparması var..
Çünkü bunların hiç birisinde
akıl izan yok!
Var’ların yok, yok’ların var edildiği
bir garabettir
bu ülkede futbol..
Bütün yoklara rağmen
var ettiği tutkusuyla başladı sezona
FENERBAHÇE..
Heyecan var,
arzu var,
mücadele var
ama rakibe
“Bi saniye kardeş..
FENERBAHÇE’yim ben” diyecek
oyun üstünlüğü
hala yok!
Pas atamama var,
basit bireysel hata var,
organizasyon aklı
pek yok!
Dikine değil
yanına futbol var..
Çünkü
kalite
olması gerektiği kadar yok!
Gencecik ayaklar var..
Umut var..
Taraftarın “taraf” olduğunu
hatırlaması var..
Enseyi karartmaya da
o kadar gerek yok..
LEFTER var..
Saygı var..
Ruhu ÇUBUKLU’da,
MABED’de var..
İyi ki de var..
Başka söze gerek yok!
Penaltıda VAR..
Golde VAR..
Ofsaytta VAR..
Nerdeyse taç da bile VAR!
Bir sistemin cılkını çıkarma konusunda
üstümüze yok..
VAR olmasa
penaltı verilecek ofsayt var..
Her kararı VAR’a sorup
sahada çay demleyecek kadar
bekleme var..
“Çarpma mı oynama mı” saçmalığı
hala var..
Aslında
adaleti, futbolu falan
düşünen yok!
VAR gelsin diye
kıçlarını yırtanların
VAR FENERBAHÇE lehine
adaleti getirince
yaygara koparması var..
Çünkü bunların hiç birisinde
akıl izan yok!
Bu ülkede
Türk futbolu diye bir şey yok..
Sadece FENERBAHÇE var..
Gerisi bataklık..
Kendimizi kandırmanın da
bir alemi yok!
19 Temmuz 2018 Perşembe
HANİ BAZEN
Hani bazen
her şey üstüne üstüne gelir,
aklına gelmeyen başına gelir,
yaşamak bile zor gelir de,
bir tek o alayına gider..
Hani bazen
cebinde beş kuruşun,
gidecek bir yerin,
başını yaslayacak omuz olmaz da,
“neyse ki o var” dersin..
Hani bazen
kararır dünya,
gökkuşakların kurur,
sadece iki renk hiç solmaz senin için..
Hani bazen
ne varsa geçmek istersin
ama bi tek ondan vazgeçemezsin..
Hani bazen
kızarsın, öfkelenirsin,
söversin bile kendini tutamayıp da
yine de tutunursun ona sımsıkı..
Hani bazen
küsersin, gücenirsin,
kalbin kırılır,
yeminler edersin gitmem diye..
Ama ilk günden
yollarına düşersin yine..
Hani bazen
adım atacak halin olmaz ama
uzanınca sevdana kirli eller
biberine, gazına, copuna aldırmadan
üzerine yürürsün kim varsa
yumrukların sıkılı..
Hani bazen
ağlamaktan utanırsın, saklarsın da
ona halel gelince
boncuk boncuk olur gözyaşların..
Hani bazen
sevgiliyi,
müjdeli bi haberi beklemezsin
bir golü beklediğin gibi..
Hani bazen
kafan güzel,
hayat bile güzel
ama o her şeyden güzeldir..
Hani bazen
bayrağın yoktur da sallayacak
bir defter kağıdına boyarsın
sevdanın renklerini..
Hani bazen
o bayrağa uzanıp seyrederken maçı,
toz değmesin diye
indiremezsin ayaklarını..
Hani bazen
bir ömür paylaştığınla
kış günü battaniye altında bile
terk etmezsin sevdanı da,
sen göçüp gittikten sonra bile
o ordadır hatıranla..
Hani bazen
her gün tazelenirsin,
demlenirsin her acının sonunda..
Yine dopdoludur yüreğin
yine bol kepçe..
İnadına yaşamaktır çünkü o!
Hani bazen
düşlerindedir özgür dünya,
öptüğün ÇUBUKLU formayla yaşarsın..
Yaşın hep 19 kalır..
Hani bazen
gelmişine geçmişine isyandır o,
bazen el açıp ettiğin dua..
Hani bazen zehrindir,
bazen zemzemin..
Hani bazen
saat onu gösterince
ayrılamaz gözün rakamlardan..
“Hepimiz ölelim
o yaşasın” dersin ya hani,
öyleyse bağırın ulan
çok yaşa FENERBAHÇE diye..
Bazen değil,
her zaman..
Hani bazen
her şey üstüne üstüne gelir,
aklına gelmeyen başına gelir,
yaşamak bile zor gelir de,
bir tek o alayına gider..
Hani bazen
cebinde beş kuruşun,
gidecek bir yerin,
başını yaslayacak omuz olmaz da,
“neyse ki o var” dersin..
Hani bazen
kararır dünya,
gökkuşakların kurur,
sadece iki renk hiç solmaz senin için..
Hani bazen
ne varsa geçmek istersin
ama bi tek ondan vazgeçemezsin..
Hani bazen
kızarsın, öfkelenirsin,
söversin bile kendini tutamayıp da
yine de tutunursun ona sımsıkı..
Hani bazen
küsersin, gücenirsin,
kalbin kırılır,
yeminler edersin gitmem diye..
Ama ilk günden
yollarına düşersin yine..
Hani bazen
adım atacak halin olmaz ama
uzanınca sevdana kirli eller
biberine, gazına, copuna aldırmadan
üzerine yürürsün kim varsa
yumrukların sıkılı..
Hani bazen
ağlamaktan utanırsın, saklarsın da
ona halel gelince
boncuk boncuk olur gözyaşların..
Hani bazen
sevgiliyi,
müjdeli bi haberi beklemezsin
bir golü beklediğin gibi..
Hani bazen
kafan güzel,
hayat bile güzel
ama o her şeyden güzeldir..
Hani bazen
bayrağın yoktur da sallayacak
bir defter kağıdına boyarsın
sevdanın renklerini..
Hani bazen
o bayrağa uzanıp seyrederken maçı,
toz değmesin diye
indiremezsin ayaklarını..
Hani bazen
bir ömür paylaştığınla
kış günü battaniye altında bile
terk etmezsin sevdanı da,
sen göçüp gittikten sonra bile
o ordadır hatıranla..
Hani bazen
her gün tazelenirsin,
demlenirsin her acının sonunda..
Yine dopdoludur yüreğin
yine bol kepçe..
İnadına yaşamaktır çünkü o!
Hani bazen
düşlerindedir özgür dünya,
öptüğün ÇUBUKLU formayla yaşarsın..
Yaşın hep 19 kalır..
Hani bazen
gelmişine geçmişine isyandır o,
bazen el açıp ettiğin dua..
Hani bazen zehrindir,
bazen zemzemin..
Hani bazen
saat onu gösterince
ayrılamaz gözün rakamlardan..
“Hepimiz ölelim
o yaşasın” dersin ya hani,
öyleyse bağırın ulan
çok yaşa FENERBAHÇE diye..
Bazen değil,
her zaman..
10 Temmuz 2018 Salı
BUGÜN GÜNLERDEN..
Bugün günlerden
direniş ateşinin ilk kıvılcımı!
Koru hala
alev alev yanan..
Bugün günlerden
üç ayda unutulur sananların
ilk g*t oluşu..
Ve de son olmayacak!
Bugün günlerden
YAYLA yolunda
deftere çizilen
FENERBAHÇE bayrağı!
Sonsuza kadar
yetecek bize
gölgesi bile..
Bugün günlerden
gözlerde buğulanan
yaşların isyanı!
Sevdamız uğruna
akıtmaktan
hiç çekinmediğimiz,
tertemiz!.
Bugün günlerden
direniş ateşinin ilk kıvılcımı!
Koru hala
alev alev yanan..
Bugün günlerden
üç ayda unutulur sananların
ilk g*t oluşu..
Ve de son olmayacak!
Bugün günlerden
YAYLA yolunda
deftere çizilen
FENERBAHÇE bayrağı!
Sonsuza kadar
yetecek bize
gölgesi bile..
Bugün günlerden
gözlerde buğulanan
yaşların isyanı!
Sevdamız uğruna
akıtmaktan
hiç çekinmediğimiz,
tertemiz!.
Bugün günlerden
CADDE’nin tozunu
yüreklerimizin dumanına
kattığımız gün!
Ama SARI LACİVERT’e
toz kondurmadan..
Bugün günlerden
titreyen asfalt,
öfkeli ayaklar!
Sonrasında
METRİS, SİLİVRİ,
ÇAĞLAYAN yollarını da
arşınlayan..
Bugün günlerden
“gerekirse mermi kullanabilirsiniz”..
Hani şu
4 Nisan’da
gerektiğine karar verdikleri..
CADDE’nin tozunu
yüreklerimizin dumanına
kattığımız gün!
Ama SARI LACİVERT’e
toz kondurmadan..
Bugün günlerden
titreyen asfalt,
öfkeli ayaklar!
Sonrasında
METRİS, SİLİVRİ,
ÇAĞLAYAN yollarını da
arşınlayan..
Bugün günlerden
“gerekirse mermi kullanabilirsiniz”..
Hani şu
4 Nisan’da
gerektiğine karar verdikleri..
Bugün günlerden
paraleline yamuğuna
başkaldırı,
alayına gider!
Haksızlığa karşı yürüyen
bir koca çınar!
Bugün günlerden
sokaklarda oynayan FENER,
kaldırımlar tribün!
Hiç susmayan,
susturulamayan,
susturulamayacak!
paraleline yamuğuna
başkaldırı,
alayına gider!
Haksızlığa karşı yürüyen
bir koca çınar!
Bugün günlerden
sokaklarda oynayan FENER,
kaldırımlar tribün!
Hiç susmayan,
susturulamayan,
susturulamayacak!
Bugün günlerden
köprüden önceki son çıkışın
pas geçilmesi!
E sonuçta
burası KADIKÖY,
buradan çıkış yok!
Bugün günlerden
yalana, iftiraya
meydan okuyuş,
gerçeğin kötü huyu!
Ortaya çıktıkça
üç buçuk attıran hani..
Bugün günlerden
“Hükümet düşer,
enflasyon düşer
FENERBAHÇE babayı düşer”..
Düşenler de,
ayakta kalanlar da
belli şimdi!
Bugün günlerden
özgür dünya düşleri,
öpülen ÇUBUKLU forma!
Anılarda yaşayan,
acı olan,
marş olan tribünlere!
Bugün günlerden
ALİ İSMAİL KORKMAZ!
FENERBAHÇE Yıkılmaz!
Korkmadık!
Yıkılmadık!
Yıkılmayacağız!
köprüden önceki son çıkışın
pas geçilmesi!
E sonuçta
burası KADIKÖY,
buradan çıkış yok!
Bugün günlerden
yalana, iftiraya
meydan okuyuş,
gerçeğin kötü huyu!
Ortaya çıktıkça
üç buçuk attıran hani..
Bugün günlerden
“Hükümet düşer,
enflasyon düşer
FENERBAHÇE babayı düşer”..
Düşenler de,
ayakta kalanlar da
belli şimdi!
Bugün günlerden
özgür dünya düşleri,
öpülen ÇUBUKLU forma!
Anılarda yaşayan,
acı olan,
marş olan tribünlere!
Bugün günlerden
ALİ İSMAİL KORKMAZ!
FENERBAHÇE Yıkılmaz!
Korkmadık!
Yıkılmadık!
Yıkılmayacağız!
6 Temmuz 2018 Cuma
MABED, KANARYA, BOĞA..
Taşıyalım abisi..
Değiştirelim abisi..
Devir devrim devranı..
Her bi şeyi yenileyelim
anasını satayım..
52 binlik stad
yetiyor mu yahu
25 milyonluk taraftara..
100 bin, 200 bin;
ne 200 bini ya,
1 milyonluk stad yapalım
elimiz değmişken..
Kadıköy’de trafik falan oluyo..
Dere kokuyo..
Hem köy ne ya..
Yakışıyor mu koskoca FENER’e?..
Gidelim bi dağ başına..
Yapalım stadı bi güzel..
Şöyle zirvelere falan..
Kuralım kendi şehrimizi..
FENERCITY…
Nasıl?
Bi de MABED falan diyolar zındıklar..
Tapıyor musun birader sen?
Tapınakçı mısın?
Ne ayaksın?
Ayrıyetten
rakiplerimizin biri aslan, biri kartal..
KANARYA nedir yani?
Cik cik minicik bi kuş..
Hazır tam Altıyol’un göbeğinde
kızgın boğa dururken..
Zaten hepimiz
kızgın boğalar gibi değil miyiz?
Kırmızıyı görünce
delirmiyor muyuz?
Hem FENER
kuruluş tarihi itibariyle de
boğa burcu abicim..
Tweety miyiz biz ya,
ne KANARYA’sı?
Logoda da
böyle yeşilli meşilli
bi yaprak mı ne var..
Atalım gitsin ya..
Koyarız bi boğa kafası,
olmadı billuru..
Beton yetmez icabında..
SARI LACİVERT de
çok banal, demode..
Hem SARI cimcomda da var..
Ne gerek var
aynı rengi taşımaya?..
Farklı olsun,
bize özgü olsun..
Sik’lamen olsun mesela..
Hem rakiplere de gözdağı olur..
Yanına da devedikenirengi..
Çünkü neden,
deveye diken!
ÇUBUKLU nedir
bi de gözünü seveyim..
Giymeyen mi var?
Yaparsın bi helezon..
Hem estetik,
hem de karşı takımın gözü kamaşır..
Manası da çok derin..
Helezon gibi geçiririm demek..
FENER ve BAHÇE..
Yanyana getirince
anlamsız,
eksik kalmıyor mu ya..
FENER mi var artık?
Devir teknoloji devri..
Led varken
FENER de neymiş..
BAHÇE dersen
küçücük minimal bi şey..
Büyük düşüneceksin abi..
Yap onu Park, olsun bitsin..
Ledpark..
Bak ne güzel oldu..
Değişelim, taşıyalım,
yıkalım, yenisini yapalım..
İçimiz açılsın, di mi ya…
Taşıyalım abisi..
Değiştirelim abisi..
Devir devrim devranı..
Her bi şeyi yenileyelim
anasını satayım..
52 binlik stad
yetiyor mu yahu
25 milyonluk taraftara..
100 bin, 200 bin;
ne 200 bini ya,
1 milyonluk stad yapalım
elimiz değmişken..
Kadıköy’de trafik falan oluyo..
Dere kokuyo..
Hem köy ne ya..
Yakışıyor mu koskoca FENER’e?..
Gidelim bi dağ başına..
Yapalım stadı bi güzel..
Şöyle zirvelere falan..
Kuralım kendi şehrimizi..
FENERCITY…
Nasıl?
Bi de MABED falan diyolar zındıklar..
Tapıyor musun birader sen?
Tapınakçı mısın?
Ne ayaksın?
Ayrıyetten
rakiplerimizin biri aslan, biri kartal..
KANARYA nedir yani?
Cik cik minicik bi kuş..
Hazır tam Altıyol’un göbeğinde
kızgın boğa dururken..
Zaten hepimiz
kızgın boğalar gibi değil miyiz?
Kırmızıyı görünce
delirmiyor muyuz?
Hem FENER
kuruluş tarihi itibariyle de
boğa burcu abicim..
Tweety miyiz biz ya,
ne KANARYA’sı?
Logoda da
böyle yeşilli meşilli
bi yaprak mı ne var..
Atalım gitsin ya..
Koyarız bi boğa kafası,
olmadı billuru..
Beton yetmez icabında..
SARI LACİVERT de
çok banal, demode..
Hem SARI cimcomda da var..
Ne gerek var
aynı rengi taşımaya?..
Farklı olsun,
bize özgü olsun..
Sik’lamen olsun mesela..
Hem rakiplere de gözdağı olur..
Yanına da devedikenirengi..
Çünkü neden,
deveye diken!
ÇUBUKLU nedir
bi de gözünü seveyim..
Giymeyen mi var?
Yaparsın bi helezon..
Hem estetik,
hem de karşı takımın gözü kamaşır..
Manası da çok derin..
Helezon gibi geçiririm demek..
FENER ve BAHÇE..
Yanyana getirince
anlamsız,
eksik kalmıyor mu ya..
FENER mi var artık?
Devir teknoloji devri..
Led varken
FENER de neymiş..
BAHÇE dersen
küçücük minimal bi şey..
Büyük düşüneceksin abi..
Yap onu Park, olsun bitsin..
Ledpark..
Bak ne güzel oldu..
Değişelim, taşıyalım,
yıkalım, yenisini yapalım..
İçimiz açılsın, di mi ya…
Hadi hep beraber…
Siklameeeennn…
Deveeedikeniiii…
Şampiyoooonn..
Ledpaaarrrkk..
3 Temmuz 2018 Salı
3
TEMMUZ 7 YIL
7 yıl önce bugünFENERBAHÇE’li olarak uyuduğumuz gecenin sabahına
FENERBAHÇE’nin ta kendisi olarak
uyandık..
Önceden bilmiyorduk,
yürekten emindik.
Gülerek izlemedik,
gözyaşlarıyla isyan ettik..
Harcımızda sevda vardı,
SARI LACİVERT duvar olduk..
O günün makbullerinin
ne mal olduklarını haykırdık
korkmadan
caddede sel olup..
Cop yedik, gaz yedik,
tekme yedik..
Çapulcu diye yaftalandık,
terörist diye damgalandık.
Vazgeçmedik, pes etmedik,
geri çekilmedik..
Yarım puan bile sildirmedik,
birlikte tarih yazdık..
Farkettiler ki
omuz omuzayken yıkamayacaklar,
nifak soktular aramıza..
Zaten öfkeliydik,
kavga ettik,
birbirimize düştük..
Hata yaptık, tökezledik..
FENERBAHÇE’li olmayı unutup,
o’cu, bu’cu, şu’cu olduk..
Aklımız, kalbimiz,
ruhumuz, heyecanımız
paramparça oldu..
Dağıldık!
Dosta, düşmana gösterdiğimiz,
o çok korkulan gücümüzü
inkar ettik..
Efsane yazarı kaptanı
koruyamadık..
“Kanırta kanırta”
şampiyonluğu kazanan
şövalyeyi savunamadık..
Sevdası için hapis yatanı
isyan ateşine inandıramadık..
Dikine oynamadık,
yanımızı boşalttık.
Lidere güvenmedik,
taraftarı yok saydık..
Gerekirse mermi kullanın diyenler
gerektiğini görüp kullandılar..
Deplasman dönüşü
kurşunlandık..
Bu oyunda yokuz dedik,
üzerimize çullandılar,
sözümüze sahip çıkamadık..
Emeğimizi çaldılar..
Şampiyonluklarımızı çaldılar..
Heyecanımızı çaldılar..
Sevinçlerimizi çaldılar..
Hiç bi şey yapamadık..
Duvarda gedik verdik..
Taviz verdik..
Yorulduk, boş verdik..
Şarlatanlara fırsat verdik..
Avaz avaz bağıran
FENERBAHÇE ruhuna
kulak vermedik..
İtenin de tutmayanın da
bir olduğunu
unuttuk..
En olmayacak şey oldu..
“Durum vahim”ci
şike maşasıyla
el sıkıştık..
Kanımıza dokundu,
canımız yandı..
Silkelendik..
Elimizi taşın altına koyduk..
Güneşin doğmasının
tam zamanı deyip
devrim yaptık..
Yeniden umutlandık..
Heyecanladık..
7 yıl geçti.. 7 koca yıl..
Ağladık, hırpalandık..
Savaştık..
Yorulduk..
Tükendik..
Öldük..
Peki bitti mi 3 Temmuz?
Bitti..
Hem de 4 Temmuz sabahı..
Ama travması, acısı bitmedi..
Hesap soruluncaya kadar da
bitmeyecek.
O mezdeke kıvamındaki
fezlekeyi yazanlar, yazdıranlar
artık polis değil..
O uyduruk iddianameyi
hazırlayan savcı bozuntuları
artık savcı değil..
Sahte delillerle
hüküm veren hakimler
artık hakim değil..
Ya tutuklular,
ya kaçaklar,
ya adli kontroldeler
ya da meslekten atıldılar..
Kumpasın planlayıcısı ve çığırtkanı
gazete görünümlü paçavralar
kapatıldı..
Dandirik delil bavulcusu
delikte çürüyor..
Ama canımıza okuyan
o hastalıklı kafa
hala medyada,
futbol dünyasında,
her yerde
keyfini sürüyor..
Bizim yine
birbirimize düşmemizi,
değerlerimizi harcamamızı,
kenetlenmeyip dağılmamızı
bekliyor pusuda..
“Hala mı 3 Temmuz”
diyenler var..
“Bitsin artık ya”
yaygarası yapılıyor..
Bil ki
sen “bitti” demeden
bitmeyecek!
11 Haziran 2018 Pazartesi
FENERBAHÇE
OLACAKSIN!
Başına çorap örüldü,
kuyun kazıldı,
sevdana iftira atıldı,
canına kastedildi;
akıllanmadın vesselam!
Çok çektin
“en iyi ben bilirim,
her şeyden ben anlarım”
kafasından,
hala tam gaz,
burnunun dikine!
Sen FENERBAHÇE’lisin,
her şeyin farkında olacaksın,
mecbur..
“Çok mu önemli şampiyonluk”lardan,
kupasız geçen yıllardan,
kötü yönetilmekten,
yok sayılmaktan,
hakkının gaspedilmesine
yeterince ses çıkarılmamasından
sıtkın sıyrıldı,
canın yandı..
Kabullenmedin..
Yeter dedin, başardın..
Artık ümidin ateşiyle
yanacaksın!
Çok istedin, bekledin,
çabaladın, umut ettin,
değişim oldu işte..
Ama o değişimin sahibi,
hükümranı değil,
parçası olacaksın!
Güneşi çağırdın
ama sen doğurmadın!
Doğan güneşe de
gölge olmayacaksın!
Topçudan daha topçu,
hocadan daha hoca,
yöneticiden daha yönetici,
başkandan daha başkan
olmayacaksın..
Sade taraftar olacaksın..
Sade, yalın ama yürekten..
Her boku bilen fenomen değil,
her şeye rağmen
FENERBAHÇE’li olacaksın!
Ötekileştiren,
ayrıştıran zihniyetten
şikayet edip,
“devrim” ayağına
kelle avcılığına,
“iztemezük” pervasızlığına
soyunmayacaksın!
Elini taşın altına koyanın
yoluna taş olmayacaksın!
Tam zamanı’ysa
-ki zamanı-
sen de o taşın altına
elini koyacaksın..
Alevli toplarla
gol peşinde koşan medyadan
gol yemeyeceksin artık!
Yalan haberlerin,
doldurma manşetlerin,
acayip duyumların,
son dakikaların,
az sonraların
esiri olmayacaksın!
“Falanca giderse gelmem,
filanca kalırsa yokum”
şımarıklığını bırakacaksın!
Tutunacaksın sevdana,
sımsıkı tutunacaksın!
Sen kendi aranda
kavga et diye uğraşan,
birbirine düş diye
bi taraflarını yırtan
dallamaların
ekmeklerine yağ sürmeyeceksin!
Çocukluk hay’ALİ’yle yola çıkan,
SARI LACİVERT sevgiyle inanç dolan,
cesaretini
senin aşkından alan adama
güveneceksin..
O’cu bu’cu diye ayrılıp
dalaştığında
birilerinin tatlı düşü,
omuz omuza olduğunda
topunun kabusu olduğunu
unutmayacaksın!
Gastesi, medyası,
sistemi, federasyonu,
düdüğü, hödüğü durmayacak!
Topu gelecek üstüne yine..
O zaman da
“topunuz gelin” deyip
meydan okuyacaksın!
“Kalpler beraber” sloganına kalp,
bunu kalpten söyleyenle
beraber olacaksın!
Kim ne derse desin,
ne yaparsa yapsın
sen, FENERBAHÇE olacaksın!
Hür, güçlü, cesur, tutkulu..
Kim olduğunu
unutturmak isteyenlere inat,
yeniden tarih yazacaksın!
Başına çorap örüldü,
kuyun kazıldı,
sevdana iftira atıldı,
canına kastedildi;
akıllanmadın vesselam!
Çok çektin
“en iyi ben bilirim,
her şeyden ben anlarım”
kafasından,
hala tam gaz,
burnunun dikine!
Sen FENERBAHÇE’lisin,
her şeyin farkında olacaksın,
mecbur..
“Çok mu önemli şampiyonluk”lardan,
kupasız geçen yıllardan,
kötü yönetilmekten,
yok sayılmaktan,
hakkının gaspedilmesine
yeterince ses çıkarılmamasından
sıtkın sıyrıldı,
canın yandı..
Kabullenmedin..
Yeter dedin, başardın..
Artık ümidin ateşiyle
yanacaksın!
Çok istedin, bekledin,
çabaladın, umut ettin,
değişim oldu işte..
Ama o değişimin sahibi,
hükümranı değil,
parçası olacaksın!
Güneşi çağırdın
ama sen doğurmadın!
Doğan güneşe de
gölge olmayacaksın!
Topçudan daha topçu,
hocadan daha hoca,
yöneticiden daha yönetici,
başkandan daha başkan
olmayacaksın..
Sade taraftar olacaksın..
Sade, yalın ama yürekten..
Her boku bilen fenomen değil,
her şeye rağmen
FENERBAHÇE’li olacaksın!
Ötekileştiren,
ayrıştıran zihniyetten
şikayet edip,
“devrim” ayağına
kelle avcılığına,
“iztemezük” pervasızlığına
soyunmayacaksın!
Elini taşın altına koyanın
yoluna taş olmayacaksın!
Tam zamanı’ysa
-ki zamanı-
sen de o taşın altına
elini koyacaksın..
Alevli toplarla
gol peşinde koşan medyadan
gol yemeyeceksin artık!
Yalan haberlerin,
doldurma manşetlerin,
acayip duyumların,
son dakikaların,
az sonraların
esiri olmayacaksın!
“Falanca giderse gelmem,
filanca kalırsa yokum”
şımarıklığını bırakacaksın!
Tutunacaksın sevdana,
sımsıkı tutunacaksın!
Sen kendi aranda
kavga et diye uğraşan,
birbirine düş diye
bi taraflarını yırtan
dallamaların
ekmeklerine yağ sürmeyeceksin!
Çocukluk hay’ALİ’yle yola çıkan,
SARI LACİVERT sevgiyle inanç dolan,
cesaretini
senin aşkından alan adama
güveneceksin..
O’cu bu’cu diye ayrılıp
dalaştığında
birilerinin tatlı düşü,
omuz omuza olduğunda
topunun kabusu olduğunu
unutmayacaksın!
Gastesi, medyası,
sistemi, federasyonu,
düdüğü, hödüğü durmayacak!
Topu gelecek üstüne yine..
O zaman da
“topunuz gelin” deyip
meydan okuyacaksın!
“Kalpler beraber” sloganına kalp,
bunu kalpten söyleyenle
beraber olacaksın!
Kim ne derse desin,
ne yaparsa yapsın
sen, FENERBAHÇE olacaksın!
Hür, güçlü, cesur, tutkulu..
Kim olduğunu
unutturmak isteyenlere inat,
yeniden tarih yazacaksın!
3 Haziran 2018 Pazar
ONALTIBİNDOKSANİKİ
FENERBAHÇE
hep Cumhuriyet,
hep demokrasinin kalesi oldu..
Hiç biat etmedi..
Kendisine çağ atlatan,
tarihinin en büyük kumpasına karşı
birlikte direndiği,
arkasından yürüdüğü,
FENERBAHÇE düşmanlarına karşı
koruyup, savunduğu
en büyük başkanına bile
hatalarını görünce
“HAYIR” diyebildi..
Hem de başka kulüplerin
taraftar sayısından bile fazla
onaltıbindoksaniki oyla..
Çünkü biliyordu
değişimin tam zamanının
şimdi olduğunu..
Bir hay’ALİ gerçek yapmanın
tam zamanı olduğunu..
Ama bu değişimden
başka başka medetler umanlar,
hayatlarını
çıkarları için
birilerinin mabadlarını
yalamak üzerine kuranlar
avuçlarını yalayabilirler yine..
Çünkü bu değişimin
kendi deyimiyle “vitrini”,
lideri
onaltıbindoksaniki oyla
başkan seçildiği kongrenin sonunda
“o olmasaydı ben burada olmazdım”
dedi..
“o olmasaydı bu stad olmazdı” dedi
başkan seçildiği
FENERBAHÇE mabedinde..
O olmasaydı
20 binden fazla üyenin oy kullanması da
mümkün olmazdı çünkü..
FENERBAHÇE tarihini
kötü yönde
bir daha değiştirelemeyecek kadar
değiştiren adama
hak ettiği değeri verdi
değişimin yeni sesi..
Artık kırgınlıkların, kızgınlıkların
toprağa gömülmesini
işaret ederek..
Tam zamanı şimdi, dedi;
zamanın kıymetinin
altını çizerek..
Değişim isteyenleri hain,
istemeyenleri yalaka ilan etmenin
zamanı değil işte
bu zaman..
Salyalarını akıtarak
birbirimize düşmemiz için bekleyenlerin
ekmeklerine yağ sürmenin
zamanı hiç değil..
Başka bir kulüp için
başkan adayı olsa
daha adaylık açıklaması bitmeden
omuzlarda o kulübe götürülerek,
mevcut başkan dövülerek indirilip
o koltuğa oturtulacak adamın
başkanlığı için seçim yapıp
stres yaşadık biz..
Şimdi o başkan için
“deneyimsiz, toy” falan diyorlar
kendileri bile inanmadan..
Şimdi tek umutları
birbirimizle kavga etmemiz..
Çünkü biliyorlar
FENERBAHÇE tek yumruk olduğunda
o yumruğun
suratlarında patlayacağını..
Güneş doğdu..
Ama gökyüzünde
kalıcı olarak
ışıl ışıl salınması
hepimizin elinde..
Bitmedi..
Daha yeni başlıyor..
FENERBAHÇE tarihine
yeni hikayeler yazmanın
tam zamanı şimdi..
Hep birlikte..
Yürek yüreğe..
Omuz omuza..
Bu, her FENERBAHÇE’linin
ortak umudu,
ortak görevi..
İstisnasız..
FENERBAHÇE
hep Cumhuriyet,
hep demokrasinin kalesi oldu..
Hiç biat etmedi..
Kendisine çağ atlatan,
tarihinin en büyük kumpasına karşı
birlikte direndiği,
arkasından yürüdüğü,
FENERBAHÇE düşmanlarına karşı
koruyup, savunduğu
en büyük başkanına bile
hatalarını görünce
“HAYIR” diyebildi..
Hem de başka kulüplerin
taraftar sayısından bile fazla
onaltıbindoksaniki oyla..
Çünkü biliyordu
değişimin tam zamanının
şimdi olduğunu..
Bir hay’ALİ gerçek yapmanın
tam zamanı olduğunu..
Ama bu değişimden
başka başka medetler umanlar,
hayatlarını
çıkarları için
birilerinin mabadlarını
yalamak üzerine kuranlar
avuçlarını yalayabilirler yine..
Çünkü bu değişimin
kendi deyimiyle “vitrini”,
lideri
onaltıbindoksaniki oyla
başkan seçildiği kongrenin sonunda
“o olmasaydı ben burada olmazdım”
dedi..
“o olmasaydı bu stad olmazdı” dedi
başkan seçildiği
FENERBAHÇE mabedinde..
O olmasaydı
20 binden fazla üyenin oy kullanması da
mümkün olmazdı çünkü..
FENERBAHÇE tarihini
kötü yönde
bir daha değiştirelemeyecek kadar
değiştiren adama
hak ettiği değeri verdi
değişimin yeni sesi..
Artık kırgınlıkların, kızgınlıkların
toprağa gömülmesini
işaret ederek..
Tam zamanı şimdi, dedi;
zamanın kıymetinin
altını çizerek..
Değişim isteyenleri hain,
istemeyenleri yalaka ilan etmenin
zamanı değil işte
bu zaman..
Salyalarını akıtarak
birbirimize düşmemiz için bekleyenlerin
ekmeklerine yağ sürmenin
zamanı hiç değil..
Başka bir kulüp için
başkan adayı olsa
daha adaylık açıklaması bitmeden
omuzlarda o kulübe götürülerek,
mevcut başkan dövülerek indirilip
o koltuğa oturtulacak adamın
başkanlığı için seçim yapıp
stres yaşadık biz..
Şimdi o başkan için
“deneyimsiz, toy” falan diyorlar
kendileri bile inanmadan..
Şimdi tek umutları
birbirimizle kavga etmemiz..
Çünkü biliyorlar
FENERBAHÇE tek yumruk olduğunda
o yumruğun
suratlarında patlayacağını..
Güneş doğdu..
Ama gökyüzünde
kalıcı olarak
ışıl ışıl salınması
hepimizin elinde..
Bitmedi..
Daha yeni başlıyor..
FENERBAHÇE tarihine
yeni hikayeler yazmanın
tam zamanı şimdi..
Hep birlikte..
Yürek yüreğe..
Omuz omuza..
Bu, her FENERBAHÇE’linin
ortak umudu,
ortak görevi..
İstisnasız..
28 Mayıs 2018 Pazartesi
FENER, DÜNYAYI YENER!
“Yensen de yenilsen de”den
“herkesi her zaman yenmelisin”e
evrilen
bir süreç yaşıyor
taraftarlık..
Haklılar da..
Çünkü sadece yenmenin başarı sayıldığı
bir düzenin dayatmasındayız
hepimiz..
Ayrıca yenmenin hazzıyla cilalanmış
“bir tarih yatar”
zaten genlerimizde..
Doğru..
Rakiplerini sahada
bir bir yeneceksin
ilk olarak..
Ama bunun için önce
rakipleri bir bir yenecek
bir kadro kurmanı engelleyen
günü kurtarma programsızlığını
yeneceksin..
Sonra elini kolunu bağlayan
mali tablo basiretsizliğini
yeneceksin..
Düsturu sadece
FENERBAHÇE’yi yenmekten ibaret
adına lig denen
karmaşayı yeneceksin..
İlla yeneceksen,
canına okumayı, boğazına çökmeyi,
hakkını gasp etmeyi
sistem haline getiren
sistemsizliği yeneceksin..
“Sen FENERBAHÇE’ysen
hakemi de yeneceksin” arkadaş zihniyetini,
talimatla düdük çalan,
çaldıranlarla
üst üste koyup yeneceksin..
Sana leke sürmeye cüret edeni,
mabedinde taraftarın canına kast edeni,
otobüsünü kurşunlayanı
yeneceksin..
“Konuşursam yer yerinden oynar”
demeyi bırakıp,
o yeri
yerinden oynata oynata
yeneceksin..
Kişileri renklerin üzerinde tutup
tabulaştıran kafayı da,
işine gelmeyeni
o’cu, bu’cu, şu’cu diye
yaftalayan kafasızlığı da
eze eze yeneceksin..
Başkanına,
başkan adayına,
hocasına,
topçusuna
ana avrat küfredilmesini
normalleştiren pespayeliği
yeneceksin..
Alevli top fabrikası medyanın
üzerinde yarattığı
algıyı, baskıyı
parçalayıp yeneceksin..
İradene, sevgine,
tutkuna, güvenine,
inancına, umuduna konan,
konmaya çalışılan
ipoteği yeneceksin..
İteni, tutmayanı,
takkeciyi, cukkacıyı
sevdanın geleceğine göz dikip,
seni yaralayan, karalayanı
ayırt etmeden,
topunu yeneceksin..
FENERBAHÇE için kurduğun düşlerin
önündeki engelleri
dövüşerek, söverek, bölünerek değil,
hakkıyla mücadele edip
hürce, cesurca
karar vererek yeneceksin..
Karanlığı ayrılarak değil
sarılarak yeneceksin..
O karanlığı,
fırtınalı havada çakan yıldırımları unutmayıp
güzel günlere doğacak güneşle
yeneceksin..
FENERBAHÇE olup
içini acıtan,
FENERBAHÇE’sizliği yeneceksin!
İşte o zaman
FENER dünyayı yener..
İşte o zaman
bunun mutluluğu tadından yenmez..
“Yensen de yenilsen de”den
“herkesi her zaman yenmelisin”e
evrilen
bir süreç yaşıyor
taraftarlık..
Haklılar da..
Çünkü sadece yenmenin başarı sayıldığı
bir düzenin dayatmasındayız
hepimiz..
Ayrıca yenmenin hazzıyla cilalanmış
“bir tarih yatar”
zaten genlerimizde..
Doğru..
Rakiplerini sahada
bir bir yeneceksin
ilk olarak..
Ama bunun için önce
rakipleri bir bir yenecek
bir kadro kurmanı engelleyen
günü kurtarma programsızlığını
yeneceksin..
Sonra elini kolunu bağlayan
mali tablo basiretsizliğini
yeneceksin..
Düsturu sadece
FENERBAHÇE’yi yenmekten ibaret
adına lig denen
karmaşayı yeneceksin..
İlla yeneceksen,
canına okumayı, boğazına çökmeyi,
hakkını gasp etmeyi
sistem haline getiren
sistemsizliği yeneceksin..
“Sen FENERBAHÇE’ysen
hakemi de yeneceksin” arkadaş zihniyetini,
talimatla düdük çalan,
çaldıranlarla
üst üste koyup yeneceksin..
Sana leke sürmeye cüret edeni,
mabedinde taraftarın canına kast edeni,
otobüsünü kurşunlayanı
yeneceksin..
“Konuşursam yer yerinden oynar”
demeyi bırakıp,
o yeri
yerinden oynata oynata
yeneceksin..
Kişileri renklerin üzerinde tutup
tabulaştıran kafayı da,
işine gelmeyeni
o’cu, bu’cu, şu’cu diye
yaftalayan kafasızlığı da
eze eze yeneceksin..
Başkanına,
başkan adayına,
hocasına,
topçusuna
ana avrat küfredilmesini
normalleştiren pespayeliği
yeneceksin..
Alevli top fabrikası medyanın
üzerinde yarattığı
algıyı, baskıyı
parçalayıp yeneceksin..
İradene, sevgine,
tutkuna, güvenine,
inancına, umuduna konan,
konmaya çalışılan
ipoteği yeneceksin..
İteni, tutmayanı,
takkeciyi, cukkacıyı
sevdanın geleceğine göz dikip,
seni yaralayan, karalayanı
ayırt etmeden,
topunu yeneceksin..
FENERBAHÇE için kurduğun düşlerin
önündeki engelleri
dövüşerek, söverek, bölünerek değil,
hakkıyla mücadele edip
hürce, cesurca
karar vererek yeneceksin..
Karanlığı ayrılarak değil
sarılarak yeneceksin..
O karanlığı,
fırtınalı havada çakan yıldırımları unutmayıp
güzel günlere doğacak güneşle
yeneceksin..
FENERBAHÇE olup
içini acıtan,
FENERBAHÇE’sizliği yeneceksin!
İşte o zaman
FENER dünyayı yener..
İşte o zaman
bunun mutluluğu tadından yenmez..
18 Mayıs 2018 Cuma
ÇOK
SEVDİK
“Çok sevdik biz,
her şeyden çok” diyorsak
bi sebebimiz var..
SARI’mıza LACİVERT olanı
yere göğe sığdıramayız biz..
ÇUBUKLU’ya zaferi ezberletenlerin
heykelini diksek
beton yetmez..
FENERBAHÇE’nin branşlarına
havayollarını ekleyenler uçarken
ayağımız yere basmaz
hiç birimizin..
Boyu bir yetmiş sekiz
yüreği ölçülemez adamlar için çalışır
gönlümüzün metresi..
Ki onda olan şey
canlı yayında da söylenmez..
Parkeye, potaya
elleriyle resim çizen
İtalyan ressama ti amo,
bloğu çaktığı rakibine
arrivederci..
4 numaranın sözlük karşılığını
yazıp okuturken
basket ulemalarına
İtalyan meşesi,
biz de zevkten
veririz odunu..
Basketboloji ana bilim dalı dehasının
zekasıyla söveriz
inatçı potaların
atına avradına..
Çenemizi yamulturuz,
rakibi yamulturuz,
çemberi bile yamulturuz,
sevgimizi asla..
Attığı üçlükler skorborda,
çektirdiği üçlüler
gönül hanemize yazar
kaptanın..
Forma için sakatlananla
canımız acır,
bençte bile delirenle
aklımız yerinden oynar..
Kafa sallamasa da
karşısında duranı
sallayıp silkeleyenle
sallarız derdi tasayı..
Sırtında
1 numara yazana
10 numara beş yıldız veririz
tek hareketi için
kanaattan..
Biz sevdik mi
harbiden severiz..
ÇUBUKLU’ya hakkını vereni
omzumuzda,
isimlerini hafızamızda,
destanlarını tarihimizde,
sevgilerini kalplerimizde
taşırız..
Her yıl üstüne koyup,
Avrupa'nın devlerini
üst üste dizip,
üst üste dördüncü final four'da
üst üste ikinci şampiyonluğuna koşan
bir takımımız var bizim
başımızın üstünde..
Çok severiz ama her şeyden çok..
Sayelerinde ruhumuz aç,
kupalar stok!
“Çok sevdik biz,
her şeyden çok” diyorsak
bi sebebimiz var..
SARI’mıza LACİVERT olanı
yere göğe sığdıramayız biz..
ÇUBUKLU’ya zaferi ezberletenlerin
heykelini diksek
beton yetmez..
FENERBAHÇE’nin branşlarına
havayollarını ekleyenler uçarken
ayağımız yere basmaz
hiç birimizin..
Boyu bir yetmiş sekiz
yüreği ölçülemez adamlar için çalışır
gönlümüzün metresi..
Ki onda olan şey
canlı yayında da söylenmez..
Parkeye, potaya
elleriyle resim çizen
İtalyan ressama ti amo,
bloğu çaktığı rakibine
arrivederci..
4 numaranın sözlük karşılığını
yazıp okuturken
basket ulemalarına
İtalyan meşesi,
biz de zevkten
veririz odunu..
Basketboloji ana bilim dalı dehasının
zekasıyla söveriz
inatçı potaların
atına avradına..
Çenemizi yamulturuz,
rakibi yamulturuz,
çemberi bile yamulturuz,
sevgimizi asla..
Attığı üçlükler skorborda,
çektirdiği üçlüler
gönül hanemize yazar
kaptanın..
Forma için sakatlananla
canımız acır,
bençte bile delirenle
aklımız yerinden oynar..
Kafa sallamasa da
karşısında duranı
sallayıp silkeleyenle
sallarız derdi tasayı..
Sırtında
1 numara yazana
10 numara beş yıldız veririz
tek hareketi için
kanaattan..
Biz sevdik mi
harbiden severiz..
ÇUBUKLU’ya hakkını vereni
omzumuzda,
isimlerini hafızamızda,
destanlarını tarihimizde,
sevgilerini kalplerimizde
taşırız..
Her yıl üstüne koyup,
Avrupa'nın devlerini
üst üste dizip,
üst üste dördüncü final four'da
üst üste ikinci şampiyonluğuna koşan
bir takımımız var bizim
başımızın üstünde..
Çok severiz ama her şeyden çok..
Sayelerinde ruhumuz aç,
kupalar stok!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)