ONALTIBİNDOKSANİKİ
FENERBAHÇE
hep Cumhuriyet,
hep demokrasinin kalesi oldu..
Hiç biat etmedi..
Kendisine çağ atlatan,
tarihinin en büyük kumpasına karşı
birlikte direndiği,
arkasından yürüdüğü,
FENERBAHÇE düşmanlarına karşı
koruyup, savunduğu
en büyük başkanına bile
hatalarını görünce
“HAYIR” diyebildi..
Hem de başka kulüplerin
taraftar sayısından bile fazla
onaltıbindoksaniki oyla..
Çünkü biliyordu
değişimin tam zamanının
şimdi olduğunu..
Bir hay’ALİ gerçek yapmanın
tam zamanı olduğunu..
Ama bu değişimden
başka başka medetler umanlar,
hayatlarını
çıkarları için
birilerinin mabadlarını
yalamak üzerine kuranlar
avuçlarını yalayabilirler yine..
Çünkü bu değişimin
kendi deyimiyle “vitrini”,
lideri
onaltıbindoksaniki oyla
başkan seçildiği kongrenin sonunda
“o olmasaydı ben burada olmazdım”
dedi..
“o olmasaydı bu stad olmazdı” dedi
başkan seçildiği
FENERBAHÇE mabedinde..
O olmasaydı
20 binden fazla üyenin oy kullanması da
mümkün olmazdı çünkü..
FENERBAHÇE tarihini
kötü yönde
bir daha değiştirelemeyecek kadar
değiştiren adama
hak ettiği değeri verdi
değişimin yeni sesi..
Artık kırgınlıkların, kızgınlıkların
toprağa gömülmesini
işaret ederek..
Tam zamanı şimdi, dedi;
zamanın kıymetinin
altını çizerek..
Değişim isteyenleri hain,
istemeyenleri yalaka ilan etmenin
zamanı değil işte
bu zaman..
Salyalarını akıtarak
birbirimize düşmemiz için bekleyenlerin
ekmeklerine yağ sürmenin
zamanı hiç değil..
Başka bir kulüp için
başkan adayı olsa
daha adaylık açıklaması bitmeden
omuzlarda o kulübe götürülerek,
mevcut başkan dövülerek indirilip
o koltuğa oturtulacak adamın
başkanlığı için seçim yapıp
stres yaşadık biz..
Şimdi o başkan için
“deneyimsiz, toy” falan diyorlar
kendileri bile inanmadan..
Şimdi tek umutları
birbirimizle kavga etmemiz..
Çünkü biliyorlar
FENERBAHÇE tek yumruk olduğunda
o yumruğun
suratlarında patlayacağını..
Güneş doğdu..
Ama gökyüzünde
kalıcı olarak
ışıl ışıl salınması
hepimizin elinde..
Bitmedi..
Daha yeni başlıyor..
FENERBAHÇE tarihine
yeni hikayeler yazmanın
tam zamanı şimdi..
Hep birlikte..
Yürek yüreğe..
Omuz omuza..
Bu, her FENERBAHÇE’linin
ortak umudu,
ortak görevi..
İstisnasız..
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil3 temmuz sonrası başkanımız o kadar yorulmuş ve yıpratılmıştı ki artık mücadele edecek gücü kalmamıştı. Etrafındaki dostlar veya kader arkadaşları olarak tanımlanan kişilerin bile desteği manevi destekten öteye geçemedi. Tüm bu süreç futbol tarafında sportif bir başarısızlıktan öte rezalete dönüştü. Başkan artık tam meali ile Fenerbahçe beni Yargıtay dan kurtarsın sonra bırakayım demeye başladı. Seçim vaatleri ne kadar kötü ne kadar acizlik barındırıyordu içerisinde tek vaat para olmuştu. 3 temmuzdan sonra fenerium da klimayı satın almaya çalışan taraftar artık bir ışık istiyordu sahada. Artık oda yorulmuştu ve enerjiye umuda başarıya ihtiyacı vardı ' Şampiyon olamadıysak ne olmuş Fenerbahçe zaten 2-3 yılda bir şampiyon oluyor' imasını, cümlesini hazmedemiyordu. Anlayışsız yönetici hükmünden vizyonlu çalışkan yönetim takımı sınıfına geçmeliydi. Başarı hemen gelmeyebilirdi ama herkes yakın olacağını bilecekti. Bugünler o günler artık biliyoruz ki başarı yakın başarı gelecek. Taraftar farklı kazanılan maçlarda bile 'şampiyon olsak ne olur' psikolojisinden ligin her saniyesinde, avrupa da tüm organizasyonlarda rakip kim olursa olsun artık hedefe en yakın takım olma hissini yaşayacak.
YanıtlaSil