BİZ BİZE YETERİZ(!)
Bazı sözler
yerli yerine oturmaz..
Bazı sloganlar
cuk oturur!
“Biz tek, siz hepiniz” gibi..
“1’e karşı 17 gibi”
“Biz bize yeteriz..
Çünkü FENERBAHÇE’liyiz” gibi..
“Biz bize yeteriz” diyorduk,
çünkü yetiyorduk..
Hatta fazla bile geliyorduk
birilerine..
Emeğimize,
alnımızın terine,
sevdamıza
kara çalınmaya cüret edilince
meydanlara, sokaklara taştık,
haykırdık korkmadan!
Herkes tırsarken,
mevzi alırken, üç buçuk atarken
biz cümbürüne cemaatine,
alayına dümdüz gittik..
Dağılırız diye beklenirken
sımsıkı olduk..
Çözülürüz diye umulurken
aşkımızı harca katıp
SARI LACİVERT duvar olduk!
Üç ayda unutulur sanıyorlardı,
yıllarca peşinden koştuk
davamızın..
Tapeleri tıpa,
kumpasları paspas,
planları ters yüz ettik
hep birlikte..
Birbirimize yettik,
arttık elhamdülillah..
Kırgınlığı, küslüğü,
onu, bunu bırakıp
tek saf olduk
FENERBAHÇE düşmanlarının karşısında..
Ama bir şeyi unuttuk..
Düşman gerekmezdi aslında..
Biz bize onda da
yeterdik çünkü..
Ve bunu biliyorlardı..
Kullandılar!
En ufak bir ikilikte
kavgaya tutuşmak
bizim ruhumuzda var çünkü..
Çünkü biz FENERBAHÇE’ysek
hakemi de yeneceğiz arkadaş!
Çünkü dikine futbol
bir bize farz!
İlk fitneyi
anında kabul ettik..
Her yazdıklarını
çürüttüğümüz herifler
ne dediyse yedik!
Birbirimizi yemeye zaten meyilliyiz..
Kafa göz daldık hemen..
Ayrıldıkça ayrıldık,
bölündükçe bölündük..
Bir gözümüze
parmak salladılar,
biz iki gözümüzü birden oyduk!
Pantolon çektik,
“otoparktan kaçtı” dedik
hapis kararı kesinleşince bile
kaçmayana..
“Bir hocadan daha fazlasını”
bir hocadan daha azlarına
değiştik..
Hatalarımızdan ders almak yerine,
derslik hataları tekrarladık!
SARI’dan LACİVERT’ten geçtik,
o’cu, bu’cu, şu’cu olduk..
Yanlış yapanı ilahlaştırdık,
doğru yapanı kovaladık!
Oyuncu havuzumuz
havuz problemine,
kadro mühendisliğimiz
kaldırım mühendisliğine
döndü!
Yayıncı yancılığını
gözümüze sokunca
atar yaptık..
Nedendir bilinmez
sessiz sedasız da barıştık..
Canımıza okuyanlara
bela okumakla yetindik..
Kasıtlı düdük çalanlara
sadece ıslık çaldık!
Masaya yumruk vurmak bir yana
gittik o masaya oturduk..
Ne sıkıntı varsa
halının altına süpürdük.
Geldi o halı
soyunma odamıza serildi..
Topla mı oynayacağız,
topu rakibe mi vereceğiz derken,
maçları rakibe verdik..
KADIKÖY kaleydi,
yol geçen hanına döndü!
Yine de dişimizle tırnağımızla
FENER olduk, MESUT olduk
ama mutlu olamadık!
Kutuplaştık,
paranoyaklaştık,
gölgemizle hesaplaştık,
kendimizden uzaklaştık!
Santrayla beraber
omuz omuza verenler
birbirinden nefret eder oldu..
Peki kimin istediği oldu?
Kim ovuşturuyor ellerini?
Kim kazandı?
Kim kaybetmek üzere?
Bir dön aynaya bak be Kardeşim?
Vaziyetin ne?
Biz bize yeteriz diyordun.
Sen kendine bile yetemez oldun..
Biz bize yettik mi şimdi?
Canımıza yetmedi mi daha?
“Yetti be” deyip
silkinmek için
çok mu geç?