16 Haziran 2017 Cuma

AY LAV DİZ GEYM!
Bazı şeyleri hiç olmayan
bazı şeyleri de
haddinden fazla olan
çocuklardık biz..

Mahallemizde pota yoktu ama
annemizin el işi kasnağını
ahşap elektrik direğine çivileyip
az çember yapmadık biz
panya nedir bilmeden..

Pahalıydı,
hiç olmadı basket topumuz..
Ama harçlıkları biriktirip
bakkaldan aldığımız naylon topun
neyi eksikti ki Allahaşkına..

Tamam,
basket forması alacak paramız yoktu..
Zaten paramız olsa da
alacak yer yoktu..
Ama atletlerimiz vardı
arkasına ispirto kalemle
numara yazdığımız..

Az büyüyüp
lise yollarına düştüğümüzde
bedenci “hadi serbestsiniz” desin diye
gözünün içine bakardık
o tek potanın altına
koşabilmek için..

Üstümüz başımız delik deşikken
deliksiz basket attığımızda
kral gibi hissederdik
kendimizi..

Kanımız daha deli..
Bir kızı sever gibi sevmezdik de
kızlara hava atmak için
severdik işte
basketi..

Vat is yor neym’den bile önce öğrendiğimiz
ilk İngilizce cümleydi
ay lav diz geym..

Boyumuz kısaydı,
smacı basamazdık..
Belki o yüzden bugün
“smacı basmadan duramıyoruz”
diye bağırmaya
bayılıyoruz..

Havada yürüyemezdik belki ama
“air Jordan” ayakkabılar
hayallerimizi süslerdi
hiç giyemeyeceğimizi bile bile..

Hiç bi şeyimiz yoktu evet,
ama hayallerimiz vardı işte..
Güzel hayaller..
Masum hayaller ulan..

Ha bir de
yere göğe sığdıramadığımız
sevdamız vardı
ÇUBUKLU’dan yana..

İşte siz
o hayalleri sevdaya katıp
harman ettiniz..
Çocukluklarımızı büyüttünüz
attığınız her basket,
yaptığınız her blok,
aldığınız her ribaundla..

Biz bi bauns pasa,
bi smaca,
tek elıyuupa tavken
siz aldığınız kupalarla
hepimizi manyak ettiniz..

Ulan kupaları falan boş verin de
yüzlerce meydanda
dev ekranlarda
basket izlettiniz be
şu futbol topundan başka
top bilmeyen ülkeye..

Minicik yüreklerin
günlerine doğdunuz,
hayatlarına dokundunuz,
FENERBAHÇE aşkının
tohumlarını ektiniz lan!

O tutkusu tarif edilemeyen formanın
hakkını verdiniz
alın terleriniz,
mücadeleniz,
asla pes etmeyen karakterlerinizle..

Ay lav diz geym ulan!
Daha doğrusu
sevdik sizi her şeyden çok!
FENERBAHÇE işte bu,
daha ötesi yok!





6 Haziran 2017 Salı

BU SEZON NE OLDU?
Duyduk duymadık demeyin!
Bu numaraları yemeyin..

Alavere, dalavere..
Her türlü ayak oyunu..
34 hafta tekmili birden
bir sezon daha sona erdi..

Neler neler olmadı ki..
Ne acayiplikler
ne garabetlikler..

Himmetle duayla
ayağa kaldırıldığı ortaya çıktı birilerinin
de o ortaya
kaleci boşa çıktı
işte her zamanki gibi..

“Helvasını yeriz” diye
yapılan tehdite
yetkililer(!) gık çıkarmadı.
Tıpkı otobüsün kurşunlanmasına
çıkarmadıkları gibi..

Avrupa devini devirince
ölçü olmadı..
Düdüklü galibiyetlerin methiyelerine
ölçü bulunamadı..

Bu skor kimseyi kandırmasındı ama
“ayarlı” skorlarla kandırıldı
bi cümle ahali..

Kandırıldılar..
Yandırıldılar..
Bindirildiler..
İndirildiler..

Şeref unutuldu..
Hakkı yenildi..
Şerefiyle hakkıyla oynayanlar değil
sürüyle uçanlar kazandı..

Göz çıkarmaya
faul verilmedi,
penaltı verilmedi.
Ulan hadi o neyse de
ambulans bile verilmedi..

Röveşata yasaklandı.
Lisanslar gıyabında yırtıldı..

En çakır’ından eyyamlar,
mete’lik için ruhunu satanlar,
köçek gibi kıvıranlar makbul oldu..

Birilerinin her haltına
ödül, pışpışlama
Birilerine merdiven, çim sulama cezası
otomatikman..

Peşkeş stadların
itinayla açılışı da yapıldı,
kapanışı da,
çok şükür..

Kafalar yarıldı,
sahalara dalındı,
rezalet yapanın yanına kar kaldı..

Elenilen kupalar süt,
alınan beraberlikler
kaymaklı kadayıf oldu..

Orta parmak serbest,
dil suç unsuru görüldü..

“telkinlerle maç verdik,
bilerek puan kaybettik” sözü
katma değer kattı
ligimizin marka değerine..


Şike masalıyla 
yatıp kalkanlar 
yatarak şike yapmanın 
yolunu buldu..

Ramazan’da şampiyon olunursa
kutlanmayacaktı,
Ramazan gelmeden
Avrupa şampiyonu olunca
dünyanın en güzel takımı
oruçlar sakata geldi..

Ismarlama şampiyonlukla gelen yıldız
kümeye yükselenler kadar bile
konuşulmadı..

Vel hasılı kelam
bir kepazelig daha bitti..
Seneye yeni yeni
ayak oyunları müjdesiyle..