25 Mayıs 2017 Perşembe

O ÖYLE DEĞİL!
O öyle değil işte..
Anladığın, sandığın gibi falan değil..
Aklın hafsalan almaz senin..

“Yahu alt tarafı basket”
diyorsun ama,
yoooo,
bu başka,
acayip..

O top potadan her girdiğinde
nefes aldık biz,
tutunduk yaşama..

Her blok,
acılarımıza, öfkemize,
hayal kırıklıklarımıza atılmış
okkalı bir tokattı..

“Smacı basmadan duramıyoruz”u
bi tezahürat mı sandın ulan
sadece?
Çembere abanırken
nelere, kimlere abanıyorduk aslında
bi bilsen..

Hele o ribaund yok mu,
o Berlin’dekinin dağladığı yarayı
pansuman ediyordu
her biri..
Ama daha çok
geri alıyorduk çalınan sevinçlerimizi
her defasında..

O asistler mesela,
tansiyona, fırlayan şekere,
ağrıyan kalbe
ilk yardımdı bire bir..

Sen
maç kazandık diye seviniyoruz
sanıyorsun ya,
geçeceksin onu..
Bizi mutluluktan deliye çeviren
o "dünyanın en güzel takımı"
seviniyor diye seviniyoruz
daha çok..

Final four için değil
ÇUBUKLU’nun hakkını verdikleri için
çok sevdik onları zaten..
Ki o haktır işte
asla ödenemeyecek olan..

Kupa mı? Ne kupası?
FENERBAHÇE adını
milyonlara ezberlettikleri,
SARI LACİVERT bayrağı
en zirveye diktikleri için
çılgına döndük biz..

Ha, şampiyonluk diyorsun sen…
Yok, o da değil..

Üzerine uzandıkları bayrağa
kir değmesin diye ayaklarını kaldıran,
yağmur altında
kafalarına poşet geçirip maçı izleyen,
öğretmenleriyle
“her şeyden geçtim ama
bir senden vazgeçemem” diye haykıran
minik yürekler var ya,
işte bin şampiyonluktan
değerli onlar..

O yürekleri
sevdalarıyla buluşturan
mangal yürekler var ya,
şampiyonluk ateşinden bile
daha kor onlar..

Ceplerinden, boğazlarından harcarlar..
Gözlerinden yaşlarını harcarlar..
Zamanlarını, sağlıklarını harcarlar..
Ama alın terlerini,
emeklerini, sevdalarını
harcatmazlar ulan!

Varsın
şampiyon olur olmaz
ay yıldızlı bayrağa sarılan adamların
gözlerine baka baka
“takımda hiç Türk yok ki ya” diye
saçmala..

Varsın kazanılanın
sadece bir kupa olduğunu sanarak
hasetinden kudurduğun halde
avut minnacık beynini..

Sen kazanılanın ne olduğunu
asla anlamayacaksın!
Anlama da zaten..

Böyle daha iyi..



22 Mayıs 2017 Pazartesi

HER ŞEYDEN ÇOK!
Her şeyden birazdık
ama hiçbir şeyimiz
tam değildi sanki..

Yarım bırakılmış bir mektup,
son durağa gelmeden
inilen otobüs gibiydik..

Ama o mektuba yazılan
her kelime
yüreğimizden,
o otobüsün bileti
ekmeğimizdendi..

Ve ne yüreğimizi yakar
ne de ekmeğimizden geçeriz biz..

Yaşama tutunmak için
ÇUBUKLU’dan gayrısına
ihtiyaç duymayan sevda var ya,
biz oyuz işte..

O alınamayan
son ribaund var ya hani,
ta kendisiyiz işte onun..

Parkenin gıcırtısı,
çemberin yüksekliği,
yarı sahanın geri dönülmezliğiyiz ulan..

Tribünde bölüşülen simit gibi
asistlerimiz..
Final lanetimizin
tepesine tepesine inen tokat işte
o bloklar!

Alley-oop için
top havalandığında
bir oyuncu yükselir ama
25 milyon
birlikte basar smacı!

Kavgaya ilk çağrılacak adam
PERO’nun kalıbıyız
rakibe balyoz gibi inen..

Kafa sallamasıyız BOGDAN’ın
birazdan defterinizi düreceğim hesabı..

ÇENE REİS’in
bık bık edenlerin çenesini yamultan,
ilk yardım seti kıvamındaki elleriyiz,
ki NIKOLA diye yazacaksın!

GIGI’nin alnındaki Harry Potter yarası,
basketbolu sanata çeviren
fırça darbeleriyiz
en rönesansından..

Alın terine yarenlik eden
saç bandıyız
kıssadan hisse
mangal yürekli BOBBY’nin..

Zekası bileklerinden kıvrak KOSTAS’ın
inatçı potalara sövmesiyiz
atına avradına..

Attığı üçlükler
çektirdiği üçlüleriz
MELİH KAPTAN’ın..

NUNNALLY’nin tam kızacakken
ağzımızı açık bırakan
şutlarıyız birebir..

Havayolları firmalarına ilham,
Hezarfen’in ruhuna Fatiha uçuşlarıyız
JAN VESELY’nin..

Altın kalpli dev adamın  
“EKPE Bey n’apıyorsunuz” dedirten
savunma bakanlığı icraatlarıyız!

EGEHAN’ın, BERK’in umutları,
AHMET’in hayalleri,
BENNETT’in patlamaya hazır suskunluğu,
BARIŞ’ın bençteki ateşiyiz..

Heykeli dikilecek olsa
bi yerlerine yetmeyecek betonun harcıyız
OBRA REİS’in..

60’dan fazla şehir,
300’den fazla ilçe meydanında
omuz omuzanın,
tek yürek olmanın kitabını yazan
SARI LACİVERT mürekkebiz biz!

Kimsiniz diye sorma artık!
Yarım kalanı
dişiyle, tırnağıyla tamamlayan
bir aile karşındaki..

Hazmedemeyenlerin kafasında
hiçbir şeyden az,
sevdalıları için
her şeyden çok!

Sanma Avrupa Şampiyonluğu bir final..
Bu daha başlangıç..
Bize bu yoldan geri dönüş yok!



8 Mayıs 2017 Pazartesi

YASAKLANMALI

Yok..
Bu böyle olmuycak..
Bi çaresi, bi yöntemi
olmalı abicim..

Bi kere o son saniye golleri
yasaklanmalı artık..
Bütün bi maç
hiç bi şey yapma,
son saniyede kaleye bi orta,
hoop gol..
Yok yaa..
Ne ala iş..
Heves diye de bi şey var
abicim..
Hep
bizim kursağımızda mı kalsın
yani..

Ayrıca
kendi kalemize gol atarsak
sayılmamalı ki..
Banane, banane..
Hem son saniye golü olsun
hem de onu da
kendi kalemize atalım..
İnsanlığa sığar mı lan bu?

Maçların 4 dakika uzaması da
yasaklanmalı en acilinden..
3 dakika
neyinize yetmiyor kardeşim..
Bi saniye..
Bu sefer de artı 3'te atar bunlar..
Yok yok..
Hiç uzamasın maçlar..

Dil çıkaranın
dili koparılıyor ya,
misal bize el hareketi yapmak falan da
serbest olmalı..
Yo bi dakka,
o zaten bize serbest..
Ceza filan almıyoz hiç..

Bizim çocuğumuz hakemler
yetmiyo abi..
Direk bizim başkan
olmadı bizim hoca falan
yönetsin maçları..

Sahadakiler beceremeyince
yedek kulübesinden
o da olmazsa
tribünden adam sokalım sahaya..
Yok yahu,
denedik onu,
o da yemedi..

9 kişiyle de oynamasın
abicim Fener..
Haksız rekabet bi kere..
5 kişi oynasınlar mesela..
Ya da en iyisi
sırf kalecileri çıksın maça,
biz habire
şut çekelim.
Kurtarırsa da
kırmızı kart görsün..

Biz bi atarsak üç sayılsın..
Onlar üç attığında bir olsun..

Veyahut en temizi
bunların gol atması
tümden yasaklansın birader..

Dur dur buldum..
En güzeli
Fener'le maç yapmak yasaklansın!
Mecbur muyuz abicim
bu adamlarla maç yapmaya biz..
Şart mı yani?

Of ya,
ne güzel küme düşeceklerdi
şike mike ayağına..
Kupayı iade etme numarası da yapmıştık
o biçim..
N'oldu sahi o iş?
Yok mu
bunlardan kurtulmanın yolu?

Dirisinden
gün yüzü gördüğümüz yok da,
ölüsü yetiyo abi adamların..