FENERBAHÇE NELERİ YAPAMAZ?

Sen FENERBAHÇE’ysen
öyle her şeyi yapamazsın arkadaş!

Galip gelemezsin mesela..
Oldu da geldin,
sevinemezsin!
Hele deplasmandaysan,
asla!

Elini cebine falan sokamazsın.
Ağır tahrik lan bu!
Maçtan önce ısınamazsın,
sahada dolaşamazsın..

Maç boyunca kafana
su bardağı, çakmak, para,
taş, tuğla, elektrikli ısıtıcı,
ses bombası, meşale,
tribün direği atılsa bile
o maç devam eder.

Bütün tribün sahaya dalıp
sana saldırsa da
kendini koruyamazsın.
Korner bayrağı,
hatta bıçakla kovalansan bile
kaçamazsın.

Gol mol atamazsın..
Gerçi atarsan da iptal edilir..
Hemen edilemese de
5-10 pozisyon öncesine dönülür,
bi şeyler bulunur,
yine edilir..

Ha golün sayılmadığında,
penaltın verilmediğinde
itiraz mitiraz edemezsin!
Çat diye yapıştırılır
kırmızı kart!

Otobüsün kurşunlasa da
sesini çıkaramazsın..
“Yuh artık bu kadar da olmaz” diyemezsin..
Hemen ertesi hafta
mecburen sahaya çıkarsın.
Çıkmazsan
sonuçlarına katlanırsın.

Fikstür hep aleyhine ayarlanır..
Rakibinin oyuncusu
sakatsa, cezalıysa falan
oynayacağın maç
kupa maçı da olsa
bir ay, iki ay,
hatta gerekirse
sezon sonuna kadar ertelenir.
Onlar ne zaman isterse
o zaman oynarsın.

Arabistan’a
maç yapmaya götürülürsün.
ATA’na, bayrağına saygısızlık yapılınca
maça çıkmazsın.
Sözde ortak karar alınır
ama bütün ihale
senin üzerine yıkılır.

Şike iftirasına maruz kalsan da,
başkanın yöneticilerin hapse atılsa da,
hakların gasp edilse de,
telafisi mümkün olmayan
maddi, manevi zararlara uğratılsan da,
şampiyonlukların çalınsa da
“Yeter ulan artık” diye
isyan edemezsin.

Avrupa’da aldığın puanlardan
herkes sebeplenir
ama herkes puan almaman için çalışır.
“Bu ne iki yüzlülük” diye
aklından bile geçiremezsin.

Yayın ihalelerinde
hep sana önderlik yaptırılır.
Sayende herkes kasasını doldurur.
Ama canına kast edilse dahi
“Ben artık yokum” diyemezsin.

Ligden çekilmeyi görüşmek için
kongreye gidemezsin.
Gitsen de oylayamazsın.
Oylayıp karar alsan da
çekilemezsin.

…….

 

Ama unutma!
“İmkânsız”larla doludur
FENERBAHÇE tarihi..
"Yapamazsın" dediğin ne varsa
yapa yapa yazıldı bu tarih..

3-0 geriye düşüp 4-3 kazanan,
9 puan farkı kapatıp şampiyon olan,
kapısına kilit vurmaya cüret eden darbecilere
meydan okuyan,
ülkeyi ele geçirmeye çalışan
terör örgütü önüne SARI LACİVERT duvar olan,
“bir daha belini doğrultamaz” denen her anda
anka gibi küllerinden doğan bir güce
sınır, limit çizemezsin..

Çizmeye yeltenirsen de
o senin façanı çizer!

 

SANTİM SANTİM
Saniye saniye çalışıp,
sonunda santim santim yiyen
ve bunu da yediremeyenlerin
kâbusudur FENERBAHÇE!

Sahaya bıçak, elektrikli ısıtıcı,
tribün direği attıklarında bile
sırtları sıvanan,
sahada hakem dövdüklerinde,
rehin aldıklarında bile
arkaları kollanan
güruhun
belalısıdır FENERBAHÇE!

Bir otobüs dolu insan ölsün diye
o otobüsü kurşunladıklarında bile
“bu şehre mal edilemez” diyen malların,
SARI LACİVERT’e güttükleri düşmanlığın
ödülünü hep alan andavalların
nefretine maruz bırakılan
ama her defasında
ayakta kalan
güçtür FENERBAHÇE!

Ne yaparlarsa yapsınlar
masum ilan edilip
siyasetçe pışpışlananların gözünde
her daim
suçtur FENERBAHÇE!

95-96’da, 2010-2011’de
uğradıkları yenilgiyi hazmedemeyip,
futbolu kan davasına dönüştüren
şımartıla şımartıla
Türk futbolunu dinamitleyen
medeniyetsizlere
ders vermekten bıkmayan
öğretmendir FENERBAHÇE!

Her gittiğinde
3 puandan, galibiyetten önce,
ölmeden sağ salim dönebilmeyi diledikleri şehirden
her defasında
başı dik, alnı açık çıkan
SARI LACİVERT duvardır
FENERBAHÇE!

Bile bile ölüme gönderilen,
ölmeyip hayatta kalınca cezalandırılan
ötekidir FENERBAHÇE!

Sahada kafası gözü yarılan,
100 dakika boyunca
yabancı madde yağmuruna tutulan,
maç bitince üzerine saldırılan topçuları için
kendilerini korudular diye
ceza istenen
tek kulüptür FENERBAHÇE!

Uğradıkları operasyonun
“çok ince ayar bir çalışma yapıyoruz”
diye anlatıldığı,
kumpas senaryolarla
hakkının gasp edildiği,
iftiralarla emeğinin çalındığı,
buna rağmen hep sahada kalan
onurdur FENERBAHÇE!

Sonuçta
“buradan çıkabilecekler mi bakalım” dersin,
günlerce ortamı gerersin,
dakikaları zehir edersin,
saniye saniye çalışırsın
ama
santim santim sokar
FENERBAHÇE!

 

 SALINCAK

Sümüklü hocasının çıktığı dala
salıncak kuranların aksine
ne başkasının salıncağına biner
FENERBAHÇE,
ne de başkasının salıncağını
sallar..

“Himmetli” çakma imamın kayığına da
“ağar” çeken salıncaklara da
oturmaz..

Kucağa oturmaktan hazzetmez.
Kazığa oturtmayı yeğler itinayla..

Yanaklarını avuçlatmaz da
bi makas alır ki yanağından
nereni avuçlayacağını şaşırırsın..

“Burdan da dönemez” denilen maçlarda
son saniyede
öyle bir döner ki
şaftın kayar..

Nasılsa elenir kafasıyla yapılan
maç takvimini
programlayanın kafasına geçirir..

Revire dönen stoper rotasyonunda
maç esnasında stoperi sakatlanır,
sol bekten taş gibi stoper devşirir.

Sol bekten taş gibi sol stopere evrilen topçusu
82. dakikada 80 metre depar atıp
değme santrforlara taş çıkartan vuruşla
ağları havalandırır.

MHK hakemleri olmayınca
Avrupa’da 4 yiyip dönenlere inat,
adil yöneten hakemle
3 atıp döner Avrupa deplasmanından..

Maç öncesi
“Avrupa’dan alınacak kötü bir sonuç”
diye başlayan soru sorarsın.
Maç sonunda
kafandaki manşetler yerle bir olur.

Kaybedip eleneni tebrik eden,
FENERBAHÇE kazandığı halde tebriğe erinen
salıncak sallayanları
gram sallamaz.

“Duran toptan çok yiyor” diye
algı yaparsın,
boy ortalaması
nerdeyse 2 buçuk metre olan takıma
12 kornerde kalesini kapatır.

“Duran toptan atamıyor” diye
algı yaparsın,
hiç korner atmadan
tek duran topta golü bulur.

Fizik gücü zirvede,
en formda haliyle karşısına çıkan
Belçika Ligi liderini
Belçika çikolatasına çevirir,
nutkun tutulur.

Aynı akşam
futbolda Belçika lideri’ni Brüksel’de,
basketbolda Real Madrid’i Madrid’de
devirir.
Sen hâlâ
“dünyanın en büyük spor kulübü” teriminin
anlamını ararsın..

“Hangi takımı tutuyorsunuz” sorusuna
FENERBAHÇE deyip
yanına parantez içinde
“ölümüne” yazan kaptanının
heykelini dikti ulan FENERBAHÇE
Dünya Kadınlar Günü’nde..

Sen kucakta oturup salıncaklarda sallandığın için
darağacında sallansa da
FENERBAHÇE demekten vazgeçmeyenleri
anlayamazsın!

PENALTI DEĞİL

Kadıköy’de yaşanan KARA gecelerin
ardı arkası gelmiyor…

El olmayan bir pozisyonda
yine kirli elleri vardı utanmazların…

Sahada hakemin, futbolcuların,
tribünde seyircilerin bile görmediği
elle teması
VAR’daki gözler gördü
sadece…
Daha doğrusu uydurdu…

Hangi açıdan bakılırsa bakılsın
ele temasın görülemediği görüntülerle
verilen penaltı rezalettir,
kepazeliktir…

Montaj görüntülerle
rakip futbolcuların bile
disipline sevk edilmesine
neden olan zihniyete
sırf lige tutunabilsinler diye
olmayan bir penaltı
adeta hediye edilmiştir…

Fenerbahçe’li futbolcular bile
korneri işaret ederken
koltuğunu kaybetmemek için
kendi kaygılarının esiri olan
tarihin en kötü TFF başkanının işaretiyle
kirli eller devreye girerek
penaltı noktasını işaret etmiştir…

Bütün futbol kamuoyunun
gözleri önünde
bir takımın şampiyon yapılmaya çalışıldığı
açık seçik görülmüş,
adalet mevhumu
ayaklar altına alınmıştır…

Pozisyonun
penaltıyla uzaktan yakından
alakası olmaması bir yana,
öncesinde çok net bir ofsayt,
daha öncesinde de
yine çok net bir faul
maçın hakemleri tarafından
malum gerekçelerle
es geçilmiştir…

Fenerbahçe’nin
evinde ya da deplasmanda oynadığı
her maçta vizyona sokulan
KARA GECE filmleriyle
Türk futbolu
korkunç bir karanlığa
sürüklenmiştir.

Sonuç olarak
o pozisyon penaltı değildir…
Sonrasında atılan gol de
gol değildir…
Futbol da futbol değildir zaten..
Kurallar da
bizim işimize yaramıyorsa
kural değildir…

……

Bütün bunları söylüyorsanız
ya futboldan anlamıyorsunuzdur
ya da üzerinizde
turuncu vişne çürüğü
parçalı forma vardır..

Ama endişe etmeyin..
Parça parça ettiğiniz her rengin
SARI LACİVERT bir ilacı olacak
bu ülkede
her daim..

KAYAR

FENERBAHÇE bu.
Delikleri tıkanmış futbol siteminde
ne yaparsan yap
yağ gibi kayar..

Yürümenin bile
imkansıza yakın olduğu sahada
oynamak zorunda bırakırsın,
kaygan zeminde kayar..

“CENGİZ son haftalarda formsuz”
diye sevinirsin,
İFRAN CAN’ı koyar,
onunla kayar!

Forvetleri tutuk diye
kına yakacak olursun,
eski golcüsü,
SİU çektirici
SERDAR DURSUN’u çeker,
o da ilk maçında kayar..

“Askerleri iş yapmıyor” diye
algı yaparsın,
öfke kontrolünden sabıkalı komutanı
HAKAN çıkıp MERT’çe kayar..

Yıldızları kaymıyor sanırsın,
kuyruklu yıldız olup kayar..

Sahanın çamurundan başka
çamur değmez
formasına, eline, yüzüne..
Attığın çamurları
mabadına sokarak kayar..

Sağa sola kayan
rot balansı bozuklara
benzemez.
Islak çimde
kuru kuru
bodoslamasına kayar.

Kendisine karşı
“ölüm kalım” maçına çıkıp
tavana vurmuş motivasyonla oynayanların
itinayla şaftlarına kayar..

Evinde puan kaybediyor diye
zil takıp oynarsın,
7 maç üst üste
deplasmanda kayar..

Gol yiyince “oh” dersin,
bir heves gelir,
ikinci yarı geri döner,
hevesine kayar..

5 atıp kurşun yediği yerden
her defasında güçlenerek çıkar,
kirli hesap yapanların
ayağı kayar..

“Kazanamıyor, kazanamaz,
bu sefer yapamaz” dediğin her an
gözün mecburen
tabelaya kayar..

Türlü tuzaklar kurarsın,
sahada “Kardeşler” limited şirketinden
medet umarsın,
ama gönlü SARI LACİVERT’e kayanlar
sayesinde
bir gün mutlaka
hayatın kayar.

Türk futbolunun
tuz ruhudur FENERBAHÇE..
Paslanmış, tıkalı tahliye borularını
kanırta kanırta açar,
deliklerinden
yağ gibi kayar!

BEYİN KALP CİĞER DALAK

Sahada beyniyle topa yön verip
kalbiyle oynayanları
ayrı sever FENERBAHÇE’li
ait oldukları ruh,
taşıdıkları genlerinden ötürü..

Aklıyla dalga geçmeye çalışan
yüreksizlere de
zerre tahammülü yoktur..

Ülke futbolunun
çoklu organ yetmezliğine
tek başına çare olmaya çalışan
bir tedavi yönetimidir
bu yüzden..

Haksızlık karşısında
dilleri tutulan şeytanları da,
ağızları yerine
başka uzuvlarıyla konuşanları da
aynı yoğun bakım ünitesine
yatırır..

Her adalet çağrısında
kulakları duymaz,
gerçekler karşısında
gözleri görmez olanların
mabadlarına
hacamat uygular
sıklıkla..

Bi de “oynasaydı kör olacaklar” da var ama
henüz tıp o konuda yetersiz..

Dört bi tarafı saran
pis kokulara
burunlarını tıkayanlara
enfiye çektirir
her galibiyetiyle..

Topa uzanmayan elleri
lavobosuna sokar,
boş kaleye topu dürtemeyen ayakları
kırar..

Hazımsızlık çekenlere
soda yutturur şişesiyle..
Tıkanan bağırsakları
dörtleye beşleye
temizler..

Omurga sıkıntısı çekenlere
duruş üzerine
fizik tedavi uygular
her hafta itinayla..

“Yüzüne tükürsen yarabbi şükür”
hastalığından muzdarip
deve derisinden hallice yüzleri
morarta morarta
renklendirir..

Dil pigmentlerinin
kahverengileşmesinden mütevellit
kabızlık sorunu yaşayanlara
3’er puanlık
seri fitil reçeteleri yazar..

Kendisine “aptal” diyenlerin
akıllarını alır..

İkisi de ayrı oynayan
organlarının
yerini değiştirmekte,
dağıtılan organları toplayıp
ellerine vermekte de
mütehassıslık sahibidir zaten..

Sıkıntıya hacet yok
bu sebeple..

Beyinleriyle kalpleri arasında
çelişki yaşayan
ciğeri beş para etmezlerin
dalaklarına uygulanacak tarife de
belli..

ÇUVALDIZ

İğne saplaya saplaya
fenalık geçirtti
rakiplerine de
kendisini boğmak isteyen sisteme de
sezon başından beri
FENERBAHÇE..
Ama çuvaldızı batırmak için
kendisine de
bir iğne tedavisi uygulaması şart..

Ligde, kupada, Avrupa’da
istatistikler paramparça..
Puan rekorunu tarihe gömdü.
An itibariyle
tüm kulvarlarda attığı
tam 101 golle
Avrupa liglerinde en tepede..

Birinci forveti ligin gol kralı..
Hücum hattının gol sayısı
toplam gol sayısının
yarısından fazla..

Yedek forvetinin bile
çok az süre aldığı halde
her kulvarda
toplam 14 golü var.

Orta saha oyuncularının
sadece ligde attığı gol sayısı 32..

Hat trick yapan,
hatta tek maçta 4’leyen topçularının
eve götürdüğü toplar yüzünden
stadyumlarda top kalmadı..

Daha geçen hafta 71,
bu hafta 39 kez
rakip ceza sahasında topla buluştu..
Adeta fink atıyor
rakibinin mahreminde..

Sağ, sol, kafa,
penaltı, frikik,
ceza sahasının içi, dışı
her şekilde gol atıyor..

“Duran toptan atamıyor” diye
bizim bile inandığımız bir algıyı
buruşturup çöpe attı hoca bu hafta
taç organizasyonundan bile
3 gol bulduğumuzu söyleyerek..

4, 5, 6 hatta 7 gollü galibiyetleri var
rakiplerinin bile
kıskanarak seyrettiği..

Son maçını
yediği penaltı hariç
rakibine tek pozisyon vermeden
bitirdi.

Rakibi güç kaybederken
en gerekli mevkilere
çatır çatır transfer yapıp
verim aldı anında..

Ama şampiyonluk isteği
öyle tavan yapmış durumdaki
gözümüze bir perde iniyor hırsımızdan..

Öyle anlarda kırıldık,
öyle maçlarda şampiyonluk verdik ki
stresimiz
gözümüzün önündeki tablonun
tadını çıkarmamıza
izin vermiyor..

Ve artık bu ruh hali
sahada varını yoğunu veren takıma da
fena halde yansıyor..

Leblebi gibi gol atan takımın
her rakibini ablukaya aldığı halde
gol bölgesinde eli ayağına dolaşıyor.
Ona rağmen kazanıyoruz.
Vura vura ilerliyoruz şampiyonluğa..

Ama son haftalarda gol atamıyor diye
gol krallığında önde giden
dünya çapındaki forvetini bile
beğenmeyen çıkıyor..

Basit oynaması için transfer edilen
6 numarasını
“basit oynuyor” diye
yerden yere vuran var..

Başka takımların
“keşke bizde olsa” diye
ağzının suyunun aktığı adamları
“çöp” ilan etmeye bayılıyoruz.

Daha düne kadar
“buna 15 milyon verilir mi” gazıyla
gereksiz görüp tartıştığımız topçu
7 gole ulaştı,
3 maç kazandırdı..

Rakip attığı taçla bile böbürlenip,
hakem desteğiyle
kuyruğumuza yapışırken,
tribünde, sosyal medyada
sürekli bir “acaba” kaosuyla
birbirimizi yiyoruz..

Ya bir iğne de
kendimize mi batırıp gözümüzü açacağız.
Ya da onu bunu iğnelerken
çuvaldızın tadına bakacağız.

Çuvaldız gözü kadar yerden
deve denli soğuk girer çünkü..

Ve daha güdülücek
çok deve var!

 

BAŞAKŞEHİR’DE KARA GECE

Pembesi çoktur bu ligin.
Sik’lamenine doyum olmaz.
Kahverengi cıvık cıvık..
Aynı bokun laciverdi
sürüsüne bereket..
Ama KARA’sı bir başkadır bak..

FENERBAHÇE nerede kazanırsa
orada kararır geceler
birileri için..
Karalar bağlar
gözü ayrı başı ayrı oynayanlar..

Vicdanı kara, ruhu kara zavallılar
utanmadan
adalet bekçiliğine soyunur
FENERBAHÇE’yle
nasıl başa çıkacaklarını
kara kara düşünürken..

Sahada SARI LACİVERT inancın karşısında
maskara olanların,
kabak gibi penaltıya bile
itiraz ederken
hafta içi yedikleri baklavaların da etkisiyle
hırstan gözleri kararır..

İstatistikle makara yaparcasına
30 şut çekip
71 kez ceza sahasında topla buluştuğu maçı
90+4’te penaltıyla kazanınca
boş lafla yürüttükleri
peynir gemileri
karaya oturur
karanlık hesaplar peşinde
koşanların..

Penaltı olması gereken
karakucak pozisyonunun tekrarını
canlı yayınlanan maçta
tam 10 dakika sonra gösterir
söz konusu FENERBAHÇE olunca
karabatağa bağlayan yayıncı..

Her maç sadece rakiple değil,
futbolun onurunu
karaborsaya düşüren
çürümüş,
içi kararmış bir sistemle
mücadele eder FENERBAHÇE..

İlk puan kaybında
zil takıp oynayanlar
her attığı golle
kara hummalara tutulur
o yüzden..

Anasının ak sütü gibi
helal galibiyetlerine bile
kara çalmaktan geri durmayan
karaktersizler sürüsüne
her üç puan
fena koyar bu yüzden..

Oyuncusu sakatlanır
sevinirler..
Ceza alınca
göbek atarlar..

Ama mutsuz dedikleri KARA mamba çıkar,
son saniyede penaltıyı çakar,
alayını mutsuz eder..

İlla KARA gece arayanlara
karabasan olsun
adı meymenetsiz staddaki
bu Başakşehir gecesi..

FENERBAHÇE bu..
Gündüzünüzü bayram sanırsınız,
gecenizi karartır!

 

 

ULAN YİNE Mİ ALTI?

10 gün içinde
önce 5, sonra 7,
sonra 6 gol atılır mı ya?
Hakkaten işin suyunu çıkardı
bu FENERBAHÇE..

Hayır o da değil,
33 resmi maçta
97 gol ne demek ya?
Senin amacın ne arkadaş?

Tamam, bi kere 103 gol attın,
bitti geçti..
Geçen sezon
tüm kulvarlarda 126 gol attın
sesimiz çıkmadı..
Neyin şovunu yapıyorsun daha?

As kadroyu yedek oturtup
rotasyonun belini kırdığınız maçta bile
6’lamak neyin nesidir abicim?

“15 milyonluk çöp” dediğimiz adam
çıktı 4 gol attı..
Bi de kanat bu adam,
forvet değil ha..
“Emekli olmaya geldi” dediğimiz
iki gün sonra hat-trick yaptı..
“Mutsuz, top oynamıyor” dediğimiz de
takır takır 4 attı!
Ulan eve götüre götüre
sahalarda top kalmadı birader,
yeter da!

Bir yıldır sakat olduğu için
kadroda olduğunu unuttuğumuz adam
onca zaman sonra çıktığı ilk maçını
bir gol bir asistle tamamlıyor..
Oldu olacak
o da 3-4 gol ataydı bari..

Attığı golü de
“bi daha izleyin, mutlaka izleyin” diye
kaç kere anons ettik ama
dua edin sağ köşeden vurmadı..
Yoksa
Adana Demir-Erzincan maçında
kalecinin sakatlığını izleyecektiniz
gol yerine..

“Bu kadronun topçusu değil”
etiketini yapıştırıp
önünüze attığımız çocuk da
sahada basmadık yer bırakmadı,
yetmedi iki de asist yaptı..
Soyadı gibi mor olduk sanıyorsunuz
yanılıyorsunuz.
Yüzsüzüz biz,
niye moraralım..
Neyse ki
sağ alta koyduğumuz kutu sayesinde
ilk yarı oyunda olduğu bile
fark edilmedi.

Ulan, “kavgacı, artist” diye fişlediğimiz
“bir an önce gitsin” diye
tatava yaptığımız bile
bir gol, bir asistle bitirdi maçı..
Attığı iki korner de gol oldu ya,
şansa bak..

Devre arası başlar başlamaz
şak diye transfer yapıyorsunuz,
şak diye çıkıp oynuyor.
Bi tane daha alıyorsunuz,
herif nereye koysan döktürüyor..
Kardeşim, ayıptır.
Olan var olmayan var ya!

Kimi linçlesek
süper star kesiliyor..
Kime “olmaz” desek
olmazı olduruyor..
N'apıcağımızı şaşırdık artık,
az biraz insaf gözünüzü seveyim.

Sahadakini gömdük yemedi..
Bizde as kadroda kim varsa yedek oturan
onlardan yürüdük,
belki tutar diye..
Ulan haftaya da çıkıp
Tadiç çıkıp 3-4 atmasın?
O kadar saydık adama ya..

Bakın orta yolu bulup anlaşalım.
Öyle her hafta 5, 6, 7 atmak yok..
Biz de ekmek yiyoruz bu işten.
Her maç bi kulp bulacağız diye
abuk subuk yardırmaktan
anamız ağladı be!

İlla kutu mu koyalım ulan her maçta?
Sonunda ekranı toptan kapatacağız bak!

HEVESLERİ KURSAKTA BIRAKMA KURUMU

Bulamacını isteyen alışmış kursakların
kâbusudur FENERBAHÇE..

80. Dakikaya 0-0 girince
“acaba mı lan” diye
bi ikirciklenme olur,
81’de bi kafa darbesiyle
yerine oturursun.

90+7’de kalesine top gelince
heyecanlanırsın,
LİVAKOVİÇ
ünlü FENERBAHÇE tokadını çakınca topa
başka bir Gaziantep maçında
yine 90+5’te
SANTOS’tan yediğin tokadın
dumuru çöker bünyeye..

Daha geçen hafta
4 gol atan CENGİZ atamadı diye sevinirsin.
Yerine giren İRFAN bi çakar
feleğin şaşar!

Son iki maçta 12 gol atan FENERBAHÇE
sadece 1 gol attı diye avunursun,
1 atınca da 7 atınca da
3 puan alındığını unutarak..

“Atıyor ama çok da yiyor” diye
algı yaparsın.
Son 10 deplasman maçında
sadece 7 gol yer,
kilitlenip kalırsın.

“Hocası çapsız”
“Kağıttan okuyor” dersin..
Yüzde 71’le en yüksek galibiyet yüzdesi,
2,33’le en iyi puan ortalaması yakalayarak
canına okur, nefesini keser.

“Top mop oynamıyorlar ki ya”
diye konuşursun.
Son 10 yılın
en çok gol beklentisi üreten,
en çok rakip ceza sahasında topla buluşan,
en çok net pozisyon yakalayan
takımı olduğunu öğrenince
konuşacak sözün kalmaz.

Ofsaytımsıya alıştığın için
değil yarı otomatik,
tam otomatik ofsayt sistemi olsa,
hatta ofsaytı bozan topçunun
yazılı ifadesi alınsa
yine de ofsayt diye ağlarsın.

Penaltı kaçırınca
mabadın tavana vurur.
Ama penaltı kaçırdığı
5 maçı da kazanır,
kudurursun.

Stoperlerinin biri sakat,
öteki Afrika Kupası’nda diye
hesap yaparsın.
“Harvard’da stoperlik dersi vermesi”
tavsiye edilen İtalyan savunmacıyı
3 günde İstanbul’a indirip
Antep’te oyuna sokar,
hesabın kitabın şaşar!

“Bastonla mı oynayacak” dediğin DZEKO
golleri ikişer üçer sıralarken,
milyonları saçtığın
direk dansçın
sakatlık ayağına
dünya turu yapar,
gıkın çıkmaz.

İttire kaktıra seni yarışta tutan
hakemlere bile gider yaparsın
masuscuktan.
Aynı puanla beleştepeye çıkma hayali kurarken
puan farkı daha da açılmasın diye
dua ederken bulursun kendini..

Biz sana heveslenme demiyoruz.
Hobi olarak yine heveslen tabi.
Ama unutma.
FENERBAHÇE
bu ligin
itinayla hevesleri kursakta bırakma
kurumudur.

 BU LİGİ BİTİRİRİZ

“Bu ateş üflemeyle sönmez”le
“Bu ligi bitirtmeyiz”kokteylidir
bu ülke futbolunun zehiri..

Şerbetine göre
üflemeyle sönmeyecek
ateş de körüklenir.
Ele tutuşturulan bavul misali
“elimizdeki belgeleri açıklarız”
tehdidiyle
lig de bitirtilmez(!) icabında..

55. hafta sonra
aleyhlerine çalınan penaltıda
aleyhine penaltı çalınmanın
nasıl bi şey olduğunu
hatta penaltı kurallarını bile
unuttuklarından
feveran koparırlar.

Kollanmadıkları zaman
doğrandıklarına inanan
bir zihniyet çünkü bu.

Çıkar “topçulara 1 kuruş borcumuz yok”
derler ki aslında haklılar..
Çünkü borçlar hep
dolar euro üzerinden..
O da milyonlarca..
Kuruş da değil,
1 de değil yani..

Aleyhlerine hata bulmak için
14 sezon öncesine gitmek zorunda kalırlar ki
aslında o da hata değildir.
O maçın hakemi de
söyledikleri değildir.
Ama olsun.
Yalan söyleni öpmüyorlar çünkü..

Direk dansçısına makyaj yaparlar..
"Kör olacaktı" derler..
"Yüzünde kırılmadık kemik kalmadı" derler..
"Adamın ayağını kırdılar" bile derler..
Neden?
Evet,
yalancıya uygulanmayan
aynı muamele!

“Gerginlik olmasın diye
konuşmuyoruz” derler.
Bunu nerede derler peki?
Evet, basın toplantısında!

Adaletin canına okurlar.
Ama “adalatten yanayız” derler..
Emeğin suyuna pilav pişirirler..
“Emeğe saygılıyız” derler..
Şapır şupur hak yerler..
“Kimse hakkımızı yiyemez” de derler..
Çünkü yalancıyı….

Sözüm ona
dostluk türküleri söyleyerek
“Biz tehdit etmeyiz” deyip
“Bu son uyarımız.
Bundan sonra başka aksiyonlar alacağız”
demekten utanmazlar.

“Sadece kendi maçlarımıza bakıyoruz” deyip
dillerinden FENERBAHÇE’yi düşürmezler.

Her şeyi yapıp
sonra hiç bi şey yapmamış gibi el uzatmanın
kitabını yazmışlardır çünkü..

“Bizden korkuyorlar” derler.
Ne zaman?
Ligde puan olarak geri düşüp,
FENERBAHÇE’nin 7 gol attığı
ve üzerine
bir bir transferleri patlattığı hafta..

Endişeye mahal yok ama!
Biz bu ligi bitiririz!
Şampiyon bitiririz!
Tepenizde bitiririz!

Siz Türk futbolunu
yiye yiye bitiremediniz ama
biz sizi seve seve bitiririz!

 

KANIMIZDA VAR
Yüzünde, gözünde,
kıçında kırık,
ar damarında çatlak olanlara inat
“muhtaç olduğu kudreti”
damarlarındaki kanda arayan
güçtür FENERBAHÇE.

Çünkü galibiyeti
“yerden” bitme güdüğünde,
hakemin düdüğünde,
pensilvanyanın hödüğünde değil,
alın terinde, emeğinde aramak
kanımızda var.

Çatır çatır oynayıp,
zırıl zırıl ağlatmak
kanımızda var.

3 puanı 5 golle almak,
bunu yaparken de
sistemin çocuklarına
korku salmak
kanımızda var.

15 milyonluk “çöp”ümüzü
sakınılan gözlere
4 golle sokmak da
kanımızda var.

Ha bak,
5 gol attığımız maçta
penaltı kaçırıp
“penaltı bile atamıyorlar” diye
fıttırık bir tartışma yaratmak da
kanımızda var.

“Ne demek ATATÜRK yok?
ATATÜRK yoksa FENERBAHÇE de yok” deyip
ATATÜRK’süz maça çıkmamak da
kanımızda var!

Türk futbolunda ne olursa olsun
ihalenin üzerimizde kaldığı durumlarda bile
“hepiniz birden gelin ulan”
raconunu kesmek
kanımızda var!

“Oynarsa kör olabilir”in
gözlerini açtıracak
ameliyat parasını bulmak için
yalancıktan dinlendirenleri
sezon sonunda
süresiz tatile gönderecek kuvvet
kanımızda var.

Gol, puan rekoru kırarak liderken
aslancıkları
ittire kaktıra
yarışta tutan sistemin
ocağına incir ağacı dikecek cesaret
kanımızda var.

Suçunun bize yüklendiği,
cezasının yine bize kesildiği
ama esasen başkasının yumrukladığı
yalancı hakem yüzünden
fikstürümüzün avantajını kaydıranlara
sağlam kaydırmak
kanımızda var.

Birilerinin sağında VAR,
solunda VAR,
arkasında VAR.
Bizim de evellallah
tek başınalık
kanımızda var.

Biliyoruz.
Her şeyiyle,
tüm dalaveresiyle,
topuyla, tüfeğiyle
canımızı okumak isteyen sisteme karşı
şampiyon olmaya çalışmak
tam bir çılgınlık.
Neyse ki bu çılgınlık da
kanımızda var.