28 Şubat 2015 Cumartesi

YÜZ
Galatasaray maçını
kazanmadan
yüzümüze
bakmayın
bile!.

24 Şubat 2015 Salı

SUS-MA-YA-CAK-SIN!
Sen FENERBAHÇE’sin!.
Haksızlığa susmak
senin genlerinde yok!

Zorba padişahlara,
kendini bilmez işgalci generallere,
kapına kilit vurmak isteyen
darbecilere,
onuruna leke sürmek isteyenlere
kafa tutmuş
bir ruh nefes alıyor
üzerindeki renklerde!

O yüzden hakkın yok
susmaya,
boyun eğmeye,
yenilgiyi kabullenmeye!

“Konuşursam
yer yerinden oynar”
demeyeceksin artık..
Bir bir anlatacaksın..
Zaten
kıçı başı ayrı oynuyor
o yerin!
Bırak yıkılsın
kirli dünyaları başlarına..

Şerefine musallat olanlar
canına, kanına susamışken
sen susmayacaksın!
Her zamankinden
gür çıkacak sesin!
Gök gibi gürleyip
YILDIRIM gibi çakacaksın!

Çakma baronlar
ligin şeklini dizayn etmek için
sansar’lık yaparken
alt üst edeceksin
sırtından para kazananların
hesaplarını!

Ağızlarından salyalar saçarak
ekranlarda, manşetlerde
fink atanları
kendi salyalarında boğacaksın!

Birkaç bilmemne çocuğunun
talimatlarıyla
çaldıkları düdükleri
duvara falan astırmayacaksın!
Düdük gibi öttüreceksin
icabında..

Kariyerine, hocalığına,
gözyaşına
laf edenlerin karşısında
had bilmeyip
had bildireceksin!
“Susmak efendiliktir”
 demeyip
densizlerin efendilerine
ağıtlar yaktıracaksın!

Emeğine, alın terine
göz dikip
hakkını gaspederlerken
sahada susmayacaksın!
Futbolun, yeteneğin,
hırsın, inancın
konuşacak!
Üzerindekinin
alelade bir forma değil
ÇUBUKLU olduğunu
unutmayacaksın!
Trip atmayacaksın,
bozuk atmayacaksın;
gol atacaksın!
29. Şampiyonluğa
imzanı atacaksın!

Tribünde susmayacaksın,
küsmeyeceksin!
Boğazın patlayacak gerekirse!
Seni susturmaya yeltenenlere inat
inleteceksin
dört bir yanı!
Düdüğü, hödüğü titreyecek,
sevdiğin, kutsal bildiğin
aşka gelecek!

Susmayacaksın
FENERBAHÇE’li Kardeşim!.
Çünkü sustukça
sıra sadece
sana gelecek!

15 Şubat 2015 Pazar

“BEŞ” EDER!
“İki kere iki dört eder
Fakat ben beşim”
demiş
Şair Nahit Ulvi Akgün..

İki kere ikilerin
dört bile edemeyip
çoğunlukla koca bi sıfır çıktıkları
bi ülkedir burası ya,
neyse!

Hepsini toplasan
sıfır bile etmeyenlerin inadına
hep 5’i bulur
FENERBAHÇE’nin
iki kere ikilerinin sonucu..

Daima
en az bir adım
önde olmuştur
peşinden koşmaya
mahkum olanlardan..
Ki aslında
çoğu kez
fersah fersah ilerde olduğunun da
altını çizmek lazım!

Stadı, tesisi, projeleri
rakipleri hayal bile edemezken
hayata geçti, evet..
Kupa sayısı,
şampiyonlukları,
zaferleri
diğerlerinin
kat be kat üstünde,
doğru!..

Ama hep ilerde oluşunun nedeni
çok daha derinlerde,
özde yatıyor..

O yüzden kıskanılıyor hep,
durdurulmaya çalışılıyor..
Futbolcusunun formasına da,
armanın sevdasına da
arkadan uzanan eller var
her daim!

Ne gol atanı, ne tutanı,
ne de bu renkler uğruna
hapis yatanı
takdir görür
bu sebeple..

Hocasının, sporcusunun,
yöneticisinin yaptıkları
bi türlü göze girmez de,
rakip kaleye soktuğu her top,
cümlesine birden girer!

Düşmanı dışarıda kudurur,
haini içeride!

Manşetler yalanlarla köpürtülür,
tribünler
menfaat ekmeklerine
yağ sürülmeyenlerin
ihanetleriyle!
5 gol atsan da yaranamazsın,
üst üste
5 kupa kaldırsan da..

Zaten yaranmak değil,
gocunanların yarasına
tuz basmaktır
FENERBAHÇE’nin
varlık sebebi!

Taktik, diziliş, koşu mesafesi,
gol, galibiyet,
şampiyonluk rakamları..
Matematik zaten tamam..
Felsefesini
çözeceksin önce!

Varsın onların iki kere ikileri
dört etsin..
Hatta koca bi sıfır!..
Ciğeri beş para etmezlerin
güdük dünyasında
bir pırlanta gibi parlamaya
devam edecek
FENERBAHÇE’nin beş’i!

NOT :
“İsminin önünde neden 5 var” diye soranlara da
cevabımdır bu yazı!

8 Şubat 2015 Pazar

FENERBAHÇE KORKUSU
Başka bi şeydir o!
Düşman başına,
zangır zangır titretir bacakları..

Sahaya don, atlet attırır;
direk söktürür
Maazallah..

İnce ince çalıştırır,
kalın kalın
doldurtur paçalara!

Kamyon kamyon hamsiyi
kavağa çıkartır,
hocaya
hayır duası okutturur!.

Kupa papazı da olursun
bu korkudan,
maçan da yemez bazen..

Kapı kapı
kupa dilendiğin de olur,
kupa yerine
sapını kavradığın da!..

Kara para “AK”lamaktan 
5 para etmez şerefin,
seni kollayanı yalamaktan
dilin aşınır!

“Takımı sahadan çekerim” dersin
ama her defasında
azap çekersin sadece!

Hakemi ararsın,
günü geldiğinde
kaçacak delik arayacağını
hesaplamadan!

Tek çare diye sarıldığın iftiraları,
itiraf ettirir
üç buçuk atan yerin!

12-0-0 düzenini
armağan edersin(!)
dünya futboluna
gö(z)ünün korkusundan..

Sahada ezilirsin,
ÇUBUKLU’nun ağırlığı altında
ezilirsin..
Kısaca
ezim ezim ezilirsin,
ezilmek kaderin çünkü!

Mutluluğun
FENERBAHÇE’de olmaktan geçtiğini söyleyip
üç kuruş için
huzurunu satarsın!..

31 yıldır görmediğin
şampiyonluk kupasını,
17 yıldır görmediğin
galibiyeti
daha sittin sene de
göremezsin!

Ancak
ayakoyunu, hakem tehditi,
zibidi kabadayılıkla
aldığın beraberliğe
köçekler gibi sevinirsin
tıpkı
uyuz hemşiren gibi..

Senin için
FENERBAHÇE maçları
derbi değil,
tarihinin
bitmek tükenmek bilmeyen
derdi..

Ama sen de biliyorsun ki
yok bu derdinin bir çaresi..
ÇUBUKLU karşısında
ezik büzük olmaya mahkumsun
bu zavallı kafayla
varoldukça!. 

6 Şubat 2015 Cuma

Büyük Usta İSLAM ÇUPİ’nin hatırasına
PAZAR’IN ERTESİ
Spor sayfalarının
Arnavut Prensi’ydi O!
Varlıklı bir ailenin
Tiran doğumlu oğlu olduğu için değil ama..
Futbol yazarlığının
asfalt yollarına
Arnavut kaldırımı döşeyen
asil yeteneği sebebiyle..

Hem liseden
hem yürekten
“Vefa”lıydı..
Görülmüş şey değildi
dostlarına da,
sevdasına hizmet edenlere de
yüz çevirdiği..

Sadece kurşun kalemle yazardı..
Bu yüzden mi
ağır çekerdi cümleleri
gönül kantarında
bilinmez..

Ama o kalemle
FENERBAHÇE’ye
bahtsız günlerden sonra
kurşun döktürdüğü,
iki kelime yazmaktan acizleri de
tabiri caizse
ustalığıyla
kurşuna dizdiği bir gerçek..

Arıya benzerdi kaleminin ucu..
Ne zaman bal yapıp
ne zaman sokacağını
çok iyi bilirdi, çok!.

Sahada oynanan futbolu
şiire,
o futbolu sahneleyenlerin mücadelesini
destana
çevirirdi
satırları..

Oynamışlığı da vardı topla..
Ama hani
şu meşhur “canı” var ya
meşin yuvarlak denen gavurun,
işte onun hikayesini
resmetti
canına kurban olduğum
Türkçe’siyle..

Onun zamanında
maçlar
en geç Pazar günü bittiğinden
Pazarın Ertesi’ydi köşesinin adı..
Ama değil Pazar’ın
mezarın bile ertesinden seslendi
SARI LACİVERT’e gönül verenlere..

Neyse ki görmedi
“büyüklüğüne ad konamaz” dediği
FENERBAHÇE’sine
atılan çamurları..

Ama görseydi,
o çamurları
atanların suratlarına
sıvayacağı da
malum..

Rahat uyu Arnavut Prens!
ne kupaların çokluğunu
ne şampiyonlukların sayısını
umursamıyor
bu nesil
SARI LACİVERT’e
sevdalanmak için!

1 Şubat 2015 Pazar

BÜKEMEDİĞİN BİLEK
Hep hakkıyla kazanmış,
gücünü
milyonlarca sevdalı yürekten alan
bir bilek o!

Ne yani,
bükebileceğini mi sanıyorsun
sen hala?

Kendi doğumgünü hediyesini
kendisi verir icabında!
Kimseye minnet etmez..

11’de adam eksilse bile,
sahada adam eksilten,
adam gibi adam
eksilmez bu camiadan!

Homur homur gıcıklananlara inat
tam aşkın saatinde
verir ayarı!

Teslim olmayan
son kalesini
savunmaya alışmış ruh,
duvar olur,
geçemezsin!

Mağlubiyeti için
mum yakarsın nerdeyse,
5 maç sonra
yediği tek gole
dua edecek
hale gelirsin!

Ara pasının
tadına doyulmaz,
kontra cezasının
müebbeti makbuldür!

Attığı gole
şapka çıkarırsın
el mahkum,
kaçırdığına
dudağın uçuklar!.

Son dakikada
gol atmak için
kalesinden çıkana
en güzel cevap
aynı sahada atılan
gol sevinci taklalarıdır
bazen!.

Tam son saniyede
top doksana giderken
dibin düşecek gibi olur,
“DEMİR”den bir “EL”
“VOLKAN” olur patlar,
kursağında kalır
hevesin!

Benden uyarması!
Sen şimdi
alışıksın ya
el etek hatta kıç öpmeye;
hazırla kendini birader!

Çok değil birkaç ay sonra
nereni yırtarsan yırt
bükemeyeceğin
o bileği öpeceksin!