28 Nisan 2014 Pazartesi

BU BAŞKA..
Efsane kitabına kayıtlı
diğer 27 Ulusal Şampiyonluk da
çok değerli elbette..

Ama bu başka birader;
bambaşka..

Ligi zirvede bitirip
kupayla taçlanan
bir şampiyonluk değil
sadece..

Adı konulamayan bir sevdanın
görülmemiş direniş destanı bu!
Saf AŞK’tan damıtılmış
bir vuslat romanı!.

LEFTER’in
kutsiyetine paha biçilemez
emanetidir!
O yüzdendir ki
sırtımızda değil
başımızın üstünde taşırız..

Sakat dizine
otomobil lastiğinden kestiği parçayı
bandaj yaparak sahaya çıkan
BEGO AHMET’in
fedakarlığıdır!.

SERKAN ACAR’ın
futbol sahasının çamuru dışında
leke değdirmediği formasının
yakışıklılığıdır
bu şampiyonluk..

Kramponlarının
Bordeaux çimlerinde bıraktığı
yanık izi hala duran
SELÇUK YULA’nın
kıvır kıvır saçlarıdır
ensemizde dalgalanan..

FATMA ABLA’nın
cennetten gülümseyen
ışıl ışıl gözleri,
MÜMTAZ AMCA’nın
battaniyesinin altında ettiği
sımsıcak dualarıdır..

ALİ İSMAİL’in
BURAK’ın
19’luk delikanlılığıdır
çakı gibi..

YÜKSEL GÜNAY’ın
öpülesi elleridir..

CADDE’lere,
MEYDAN’lara sığmayan
isyanımızın
cesur şarkısıdır
bu şampiyonluk..

CEMİL TURAN’ın,
ŞEKİP MOSTUROĞLU’nun,
İLHAN EKŞİOĞLU’nun,
TAMER YELKOVAN’ın
haksızlığa boyun eğmektense
şerbet niyetine içtikleri
esaretin bedelidir!

AZİZ BAŞKAN’ın
“FENERBAHÇE” derken
titreyip buğulanan gözlerinden damlayan
FENER ışıklarıdır..
Çok şampiyonluk gördü
SARI LACİVERT tarih..
Ve çok daha fazlasını
görecektir kuşkusuz..

Ama bu başka;
bambaşka!.

Akıttığımız gözyaşlarımızın,
sebep olanları
bir gün boğacağına dair ettiğimiz yeminin

ta kendisidir çünkü..

20 Nisan 2014 Pazar

FENERBAHÇE OLMAK İMKANSIZ!
Şampiyon olabilirsin..
Çok gol atarsın,
çok kazanırsın;
olur..

Ya da başkaları gibi
kollanırsın, yollanırsın..
Çamura yatarsın,
pisliğe batarsın,
can pahasına
“karanlık”ta kaldırılan kupalarla
övünürsün;
öylesi de var!

Bütün gücünle koşarsın,
tekmeye kafaya atarsın,
mecalin kalmaz
ama pes etmezsin,
alırsın karşılığını!

Ve yahut tükürürsün,
ısırırsın, çimdik atarsın,
artizlik yaparsın,
dilini çıkarırsın
bi karış;
ki onu da gördük..

Dişinle tırnağınla,
kanınla, alınterinle
17’de 16 yaparsın..
Rakibi de, hileyi de,
kumpası da, hakemi de
yenersin;
hak edersin
ananın ak sütü gibi..

Belki de
rakibin sana yumuşar,
kurallar lastik gibi esner,
pohpohlana çufçuflana,
kamyon kamyon balıklarla
kendini bi halt sanırsın;
bi tarafların kalkar!

Bir gün ortaya çıkmak gibi
kötü bir huyu olan
gerçeğe sarılırsın
sadece..
Adalet istersin,
hakkını savunursun;
suçlu ilan edilirsin
bu yüzden..

Yahut sırtını dayarsın güce,
kirli oyunlardan,
jurnalden, ispiyondan,
düzenbazlıktan
medet umarsın..
Her türlü rezilliği yapıp
mağdura yatarsın..

Kimi
küme düşen rakibine karşı
kalecisine penaltı attırır,
kimi maçta öndeyken
dandirikten
centilmenlik numarası yapar..

Kimi de
haksız bir golle şampiyon olmayı
içine sindiremez,
yara gibi görür!


Dakika 88..
Bir gol seni şampiyon yapacak!
Ve o fırsatı yakalamışsın..
Kusura bakmayın ama
o topu dışarı atabilmek
ÇUBUKLU’dan başka bir forma giyenin
harcı değil!

Kimse kendini kandırmasın;
şampiyon olmak mümkün!
Ama FENERBAHÇE olmak
hakkaten imkansız!

17 Nisan 2014 Perşembe

ZÜMRÜD-Ü ANKA!
Ne sandın ulan?
Tırsıp kaçacak göz var mı bizde?
Sen baksana iyice
o gözlere!
İçinde
SARI LACİVERT şimşekler çakar,
gördün mü?
Sen ona
“YILDIRIM” da
diyebilirsin!

Tam “darbeyi vurdum” dersin
yeniden kalkarız ayağa!

Ellerini ovuşturursun
“işleri bitti” diye
eskisinden de güçlü
dikiliriz karşına!

Senin
başımızın üzerinde sallandırdığın giyotin
bizim için
tıraş bıçağı bile değil ulan!

Hani sen
toprak atmaya çalışıyorsun ya
şimdi üzerimize
işte biz o topraktan
çınar olup bitmişiz be
birader!

Her kırdığında
daha da gür çıkar
kanatlarımız!

Her kestiğinde yolunu
yıkar geçer ne varsa önüne katıp
bu coşkun nehir!

Siper etmişiz ulan göğsümüzü biz
bu hayasızca akına!

Takkenin de cukkanın da
hakkından gelmesini biliriz
evelallah!.

Hani bir Zümrüd-ü Anka vardır,
bildin mi?
Onun gibi
küllerimizden doğarız
her defasında
sen yakmaya çalıştıkça!

Elinizden geleni
koymayın ardınıza!
Bir daha atın içeri!
Biz FENERBAHÇE aşkıyla doğduk
ve o aşkla yetiştirdik
evlatlarımızı!

Damarlarımızda akan o kanda
MUSTAFA KEMAL’in gözleri var
çakmak çakmak!
EMİRZADE ARİF’in,
LEFTER’in,
SELÇUK YULA’nın alınteri var ulan
formamızda!

Git Harrington’a sor
o formanın
kendisine attığı okkalı tokadı,
bir bir anlatsın!

Ne sandın ulan?
Hakkaten FENERBAHÇE’yi
yenebileceğini mi?
Yüz küsur yıldır
asaletle çelikleşmiştir o sırt,
zinhar yere gelmez!


Not: Yazının başlığı ve anafikri için @ecehymn 'e, 
cesaret kokan sözleri için Sn. İLHAN EKŞİOĞLU’na yürekten teşekkürler..

14 Nisan 2014 Pazartesi

DAĞLAR KADAR
“Tarihin sayfalarına karışmalılar”
diyenlerle
o tarihin sayfalarına
altın harflerle geçenler arasındaki farkları
ben yazmayacağım!
Kendi sözleri
zaten anlatıyor
her şeyi..

Ünal Aysal:
“Benim hayat planlamamda
Galatasaray için 2016’dan sonrası yok”
AZİZ YILDIRIM:
“Bizler bir gün daha
FENERBAHÇE’li olarak yaşamak için
hayata bağlanırız
ve gerekirse
o bir gün için
bütün bir ömrü
gözden çıkartırız”

Ünal Aysal:
“Galatasaray benim için
bir sosyal sorumluluk projesiydi”
AZİZ YILDIRIM:
“FENERBAHÇE bizim için
bir sevda meselesidir”

Ünal Aysal:
“Benim için Galatasaray
2 sene sonra bitecek”
AZİZ YILDIRIM:
“FENERBAHÇE sevdam
cehennem donana kadar
sürecek”

Ünal Aysal:
“Benim için
‘çivi bile çakmadın’ diyorlar.
Ben marangozluk için değil,
itfaiyecilik için geldim”
AZİZ YILDIRIM:
“FENERBAHÇE’nin hizmetine vermek için
tesis yapmak
namusumuzdur”

Ünal Aysal :
“Taraftarı bize bağlı hale
getirmemiz lazım”
AZİZ YILDIRIM:
“FENERBAHÇE taraftarı bağımsızdır!
Kimse engelleyemez”

Ünal Aysal:
“Galatasaray için
5 senemi ayırmıştım.
İki senem daha var.
Biraz da kendime zaman ayıracağım”
AZİZ YILDIRIM:
“FENERBAHÇE için canım feda”

Ünal Aysal:
“Önce kendimi düşünmem lazım”
AZİZ YILDIRIM:
“Önce VATAN,
sonra FENERBAHÇE
sonra yine FENERBAHÇE!”

Ünal Aysal:
“25 milyon taraftarımızın
20 milyonu
iktidara oy vermiştir”
AZİZ YILDIRIM:
“FENERBAHÇE son kaledir,
teslim olmaz”

Aslında
kimin tarih sahnesinden silineceği
kiminse o tarihin sayfalarını
övünçle süsleyeceği
çok aşikar değil mi?

11 Nisan 2014 Cuma

KARIŞ KARIŞ
Ona buna
ota bota karışmayı
alışkanlık edinen dillerin
bir karış dışarıda olması
şaşılacak şey değil
haliyle!

Ama haksız da değiller hani!
Karışmalı da
acep neye karışmalı!

Her fırsatta bi halt karıştırmaya
meyilli olanlar
önce bi adam olup
insan içine karışmalı mesela..

Hile, kumpas, fesatla pişirdikleri
zehirli helva kazanının
dibi karışmalı iyice!

Hokus pokus olan
milyon dolarlık makbuzların tutulduğu
eski defterler karıştırılmalı
sonra!  

Ellerinin çamuruyla
“erkek” işine karışanların
acele işlerine
şeytan karışmalı
bi zahmet!

Ateş üfleyip
rakı masalarında ispiyon tezgahı kuranların
gelmişlerine geçmişlerine
bi karışmalı
en acilinden!

Alamet-i farikaları
“vergi”den çok “algı” olanların
paralel yolları
karış karış arşınlanmalı
itinayla!

İş sıkıya binince
sırra kadem basıp
kayıplara karışacak tıynettekilerin
soktukları çomaklara
karışmalı
korkmadan!

Kendi ailesini bile
-af buyrun-
düdükleyip,
geleceklerini ipotek altına alanların
fitnesine fesadına
karışmalı öncelikle!

Kirli ellerinden
ecnebi “sopa”sını düşürmeyenlerin
“sap”ına samanına karışmalı ki
tüm foyaları
çıksın ortaya!

Altı karış beberuhi olduğuna bakmadan
boylarından büyük
laf edenlerin
zehirli sözlerine
karışmalı,
taşı gediğine koyma babında..

Hasılı kelam,
tarihin sayfaları
her şeyi yazar!
Karışsan da,
karışmasan da..

Ama illa bi şey karışacaksa,
bu kumpası kuranların
ödleri hacetlerine karışmalı!

Çünkü FENERBAHÇE
karış karış
boylarının ölçüsünü alacak
her birinin!

7 Nisan 2014 Pazartesi

YANNIŞ ANNAMAYIN!
Bak yannış annama olmasın ha,
biz var ya biz
acayip centilmeniz aslında..
Ohoooo, acayip..

Neymiş efenim
taş atmışız otobüse..
Yok yahu öyle bi şey..
Çiçek attık biz…
Çiçeklerin arasındaki kum taneleri
acıcık çizmiş camları,
hepsi bu!..

Küfür edildi diyolar ki,
külliyen yalan..
Şarkı türkü mırıldandı
bizim çocuklar sadece..

Tahrik mahrikle
ne işimiz olur bizim..
Daha çok “teşvik”le alakamız var da
o konumuz değil şimdi..
Süt dökmüş kedi gibiyiz
haddizatında..
Ağzımız var
dilimiz yok valla!

Dil demişken,
hem  n’olmuş
Melo dilini çıkarttıysa..
Çocukcağız üşütmüş,
boğazları şişmiş,
doktorumuza gösteriyordu
bi kerem..

Kafasını ileri geri sallaması da;
Eee şeyy,
biz kafa sallayan
pitbul oyuncağı yapıyoz da
biliyon mu,
onun reklamı için..

Kaptanımız
sahadan çıkmak istemiş de,
hocamız kızmış da,
“sahada yat” demiş de,
yok daha neler..
Kaptan yorgundu birazcık,
hoca da
“saat geç oldu sen yat istersen” gibisinden
şefkatle kucakladı onu..

Bi de takmışlar sevinmemize..
Sevinmeyelim mi yahu,
10 puan aldık!..
Ne???
Bi galibiyete
3 puan mı veriyolar?
Valla mı lan?

E bize
“şampiyon oldunuz” dediler,
söz verdiler! 
Ay lav yuu hocam,
ne iş?

Yannış annamayın bak!
Gene olsa gene seviniriz..
Beraberliğe
hatta mağlubiyete bile
sevinmişliğimiz var
nihayetinde..

Esasında cillop gibi camiayız da
hep yannış annıyonuz bizi
abicim!

Zaten doğru olsa
aldığımız cezalarla
canımıza okunmuş olması
gerekmez miydi çoktan?

NOT: Yazı söz konusu camianın kültür düzeyine göre yazılmıştır!
        Gördüğünüz kelime bozuklukları imla hatası değildir!

4 Nisan 2014 Cuma

“BİZ”İM İÇİN!
Sadece bir maç değil bu!
Sadece bir derbi
hiç değil..

Kazanılacak tek şey de
3 puan değil..
Aslında
şampiyonluk bile değil..

Çünkü kupadan, şampiyonluktan
çok daha öte bi şeydir
FENERBAHÇE!
İşte bu yüzden
kazanacağız!

1000 küsur gündür
kanayan yüreklerimiz için..

Yok sayılan emeklerimiz,
alınterimiz için..

YAYLA’dan CADDE’ye,
ÇAĞLAYAN’dan METRİS’e kadar
her köşeyi inleten
kararlı adımlar,
güçlü sesler için..

12 MAYIS’ta tribünde
canlarına kastedilen onbinler için..

Peşinizden bir an olsun ayrılmayan
milyonlar için..

“Ben tek başıma yürüyemem,
koluma girin” diyerek
hiç tanımadığı evlatlarıyla kolkola
CADDE’nin asfaltını ağlatan
84 yaşındaki
HAMİYET TEYZE için..

Başında kasketiyle
ebediyetten bile gülümseyen
MÜMTAZ AMCA için..

FATMA’sını cennete uğurladıktan sonra dahi
bayrağıyla sevdasına koşan
KUNTA MUSTAFA için..

Kazandığınızı göremeden veda ettiğimiz
LEFTER için, BEGO için,
ACAR SERKAN için,
YULA için..

“Hayallerinizi yazın” denildiğinde
“keşke bir FENERBAHÇE formam olsaydı”
diye yazan
7 yaşındaki ÖMER için..

YADE için,
ÖMER AKİF için,
BARAN için..

Sevdamızı miras bırakacağımız
evlatlarımız için..

Aradaki farkın 
sadece puan farkı olmadığını 
bir kez daha göstermek için..

AYKUT HOCA’nın
ağaran saçları,
ERSUN HOCA’nın
tekleyen kalbi için..

AZİZ BAŞKAN’ın
kravatına sildiği gözyaşları,
asla eksilmeyen azmi, heyecanı
ve dimdik duruşu için..

Onunla birlikte
yok yere ömürlerinden çalınan ayları
şeref madalyası gibi göğüslerinde taşıyan
ŞEKİP, İLHAN, TAMER Beyler
ve KRAL CEMİL için..

SARI hakkı için,
LACİVERT hakkı için;
FENERBAHÇE hakkı için..

Bu kez
zafer şarkılarıyla dökülecek
gözyaşlarımız için..

Unutma FENERBAHÇE'li!
BİZ dediğimiz şeyin tarifi
üstümüzdeki çubuklu forma!
Ve kazanmak
o formanın genlerinde var!
Pes etmekse asla!