30 Aralık 2016 Cuma

FENERBAHÇE’Lİ UMUT ETMEK İSTER
Sevdası için kavga etmesini
her çileye
göğüs germesini de bilir evelallah
ama en çok
umut etmekten haz duyar
FENERBAHÇE’li..
Hele o umut
çok sevdiği 6’yla geliyorsa..

Hava kara borana kesse de
içi ısınır,
dağıtım şirketleri elektriği kesse de
elektriği aşkından alır
icabında..

Ne heyecanına halel gelir
ne cereyanına;
iş ki ÇUBUKLU gol olup yağsın..

Evinde sıcacık kahvesini yudumlarken
izlediği maçta
futbolcuları
lapa lapa kar altında üşüyor diye
içi bi titrer ki,
anlayamazsın..

“Evden çıkmayın” diye
uyarırken resmi makamlar,
tribünde
rakamla sayılabilen
ama eksi bilmem kaç derecede ısındıkları
SARI LACİVERT tutkularına
paha biçilemeyen
bir grup manyak
mutlaka bulunur..

Gençleri oynasın ister
ruhları hiç yaşlanmayan yürekler..
Hele bir de
gol attılar mı
dadından yinmez valla…

Sittin sene patlama beklediği topçudan
hafif bir kıvılcım görse dahi
başa sarar
hadi İNŞALLAH filmi..

Sosyal medyada
SOWeşata’nın mucidinin
kendisine imrenip
voleşataya kalkan arkadaşına
“benden kopya çekti” takılmasını,
düne kadar farklı formalarla
İngiltere’de horoz gibi didişen topçuların
“lanlı lunlu” gol muhabbettini görünce
“bizden oldu la bu çocuklar”
diye gülümser..

Kimse görmez ama
her gol sevincinde
o yumağa katılır
tribünde de olsa,
evinde de izlese,
radyodan da dinlese..

Geçen yıl derbide gerideyken
kulübede kahve içen hocadan sonra,
sıradan bi kupa maçında
5. golde bile
havalara sıçrayan hoca
bayram günü bol harçlık veren
tonton amca etkisi yaratır,
kanı daha da kaynar ona..

FENERBAHÇE’li umut etmek ister..
Güzel güneşli günler ister..
Hele ki bi hissetsin o ışığı
zerresinin bile kokusunu alır,
kıpır kıpır olur içi..

Hayatı, gamı kederi unutur
FENERBAHÇE’siyle nefes alır
yeniden,
her defasında..








26 Aralık 2016 Pazartesi

AÇ KAPA!
İstatistiğin bile pes ettiği,
rakamların bile
dilinin tutulduğu
anlar vardır..

Son 17 maçta
hiç kazanamamışsın..
Bak hiç diyorum,
bildiğin hiç..

Son 15’inde
tam 25 kez havalanmış filelerin..
Bir o kadarını da
hakemler yemiştir ya,
neyse..

Son 10’unda
sahaya don atmışsın,
kapı kolu atmışsın,
tribündeki direği söküp atmışsın
ama tek gol bile
atamamışsın..

Kadıköy’deki son galibiyetinde doğanlar
bu sene askere gidiyor..

Ve hala bıdı bıdı ediyorsan
kusura bakma da
değil 2010-2011 şampuanı,
saç kremi olacak fosfor bile
yok sende..

Armağan(!) edilen
yeni stadının açılışı
zulüm olmasın diye
eskisinde oynamışsın
ama onun kapanışının da
tarihe geçeceğinden
haberin yok!

Ha onun açılışına da
SARI LACİVERT’in renk kattığından
zaten bihabersin!

Bir kupa masalının rüyasına
söylenen her yalana kanıp
Papa’dan bile
medet ummuşluğun var ki,
o konuya hiç girmiyorum bile..

Paraleli, yamuğu,
illegali, legali
oturmadığın kucak kalmamış
ama hala
pış pış istiyorsun maşallah!

Ha bak,
yenile yenile alışmışsın,
artık sahaya girip,
envai çeşit malzeme atıp
maçı yarıda bırakmıyorsun,
takdire şayan!

Büyüklük
siyaseten okşanınca kalkmak,
kalkınca da
kendininkini
keser sapı sanmak
değildir be canım!

Sen şehrine gelen misafire
kurşun sıkmayıp
çiçek verdiğin,
sahanda kazananı
sis bombasıyla değil
alkışla uğurladığında
büyük olursun ancak..
Sanırım bu kafayla da
o hiç olmayacak!

İşte böyle
senede bir kez
gerçek şampiyonu izleyip
iç geçirmekle
avunacaksın artık!




20 Aralık 2016 Salı

OLMASA
Olsa da olur olmasa da’ların
olmazsa olmazıdır
“falanca olmasa” edebiyatı..

VOLKAN olmasaymış
galibiyet gelmezmiş..
Eee, VOLKAN kimin topçusu?
Çemizgezekspor’un mu?

SOW olmasaymış
gol atamazmış takım..
Ulan adam “olmasa” diye diye
iptal edildiği için
röveşataya ara verip
yüzü dönük goller attı be!

“O stoperleri olmasa var ya” diye
kuduranlar bile var..
Hani transfer edildiklerinde
“o kadar para verilir mi ya stopere”
diyen tipler..

“Duran toplar olmasa”
geyiği vardı bi ara misal..
Sanki duran top dedikleri
eskrim kuralı..

Taç atışlarından
üst üste bi kaç gol bulsa şu takım,
taçı futbol kitabından çıkarmak için
FIFA’ya falan başvurur bunlar..

Attığı 3 gol olmasa
hiç bi şey oynamamış FENER..
Bak bak bak!..
Attığı 3 gol olmasa..
Süpermiş..

Taraftar olmasa
çok mutlu olacakları belli zaten..
50 bin küsurluk stadda
8 bin taraftar olunca bile
sevinçten deliye dönüyorlar..

“Penaltılar olmasa”
diyenler vardı,
ilk penaltı da gene hortlarlar..
1 sezon boyunca
lehine hiç penaltı verilmemiş
kulübe söylüyorlar bunu..

İkinci yarılarda
daha çok gol buluyor
SARI LACİVERT’liler diye,
“ikinci yarılar olmasa”
diyen çıkar mı?
Çıkar mı çıkar!

Suyunu çıkartıp
“FENER’erasyon olmasa”
terbiyesizliği yapanlarsa
tez konusu..
Alacaklı olduğu kulüp lehine
sürekli hakem hatası(!) yapılan başkan
o koltukta otururken
hem de..

Olmasa diye dualar edip,
binbir polimler çeviriyorsunuz ya,
FENERBAHÇE’lilerde
“o cehennem gibi yürek olmasa”
aç kalırsınız aç..

Kutularınız bir bir iade edilince
“her pozisyonu göstereceğiz artık” manevranız
o yüzden işte..

Hem ekmek kapınız
hem de en büyük kabusunuz
o cehennem yürekler..
Öyle olmaya da devam edecek..

Ta ki siz,  bu sahnede “olmayana” dek!






15 Aralık 2016 Perşembe

YASSAH
Adın FENERBAHÇE’yse
futbolun içindeki
ne kadar kural, realite varsa
yasak sana..

Ceza sahasında
formandan çekiyorlarsa,
çelme takıyorlarsa,
kafa göz giriyorlarsa
düşmek yasak mesela..

Ha, rakip topu elle keserse de
sıkıntı yok..
Ne penaltısı?
N’apsın yani,
bıçakla mı kessin topu?

Röveşata zinhar yasak..
Ne o öyle,
bacaklar havada falan;
çok müstehcen..
Adam gibi vursanıza oğlum topa..
Ha vurdunuz,
çizgiyi geçti;
bak o da yasak..

Anlayacağınız
gol atmak yasak hemşerim..
O golü verecek hakemin kokartını
taa evine gidip söküyoruz,
o derece..

Taç atmak yasak birader..
Niye elliyorsun lan topu?
Hentbol mu bu?

Rakip kaleye yakın yerden
frikik yok, yasak..
Sana fri değil, rakibe fri..
Sen git
kendi ceza sahandan kullan..
Ona karışıyor muyuz?

Sıkı markaj, kademe,
yatarak müdahale
yani kısacası
defans külliyen yasak..
Koskoca FENER
defans mı yapar,
ayıp be!

Rakibe dokunmak yasak,
rakip sana tekmeyi basarsa
faul çalmak yasak..
Ne o? Şaşırdın mı?
Rakibin koluna çarpan topu
senin aleyhine vermişliğimiz var,
ona göre yani..

Asist olabilecek ara pası yasak..
Var mı kardeşim bizim töremizde
araya girmek..

Top çalma yasak..
Çalmak çok kötü bi şey..
Niye çalıyorsun?
Bırak yasağı,
suç hatta günah yahu..
Bak, biz hiç çalıyor muyuz?

Ofsayttan kurtulmak yasak..
Hiiç kaçmaya falan çalışma,
ofsayttır o!
Değilse de
biz pieroda bi şeyler ayarlarız..

Kaleciye plonjon yasak..
Topu atlayıp elle babam da tutar..
Ayakla tutsun,
ne bileyim kafa vursun..
Hem yapmadığı şey değil
sizin kalecinin..

Top sürmek tamamen yasak..
Ne sürüyorsun kardeşim,
tarla mı bu?
Ekinler boy mu verecek yoksa?
Neyse, anladın sen onu!

Taraftar yasak!
Taraflı olmayın yahu,
objektif olun biraz..

SARI LACİVERT ÇUBUKLU da yasak..
Korkuyoruz kardeşim,
suç mu!
Ödümüz patlıyor işte..

Ancak böyle başa çıkabiliyoruz sizinle,
n’apalım!?





12 Aralık 2016 Pazartesi

MESELE
Kurulduğu günden bu yana
hiçbir zaman
salt kazanmak olmadı mesele
FENERBAHÇE için..

Kupa değil mesele,
şampiyonluk hiç değil..

Bir maçta
birbirinden net
3 penaltısının verilmemesi değil..
Buz gibi golünün
çatır çatır yenmesi de..

Kaldırılan ofsayt bayrağı,
çalınmayan faul değil asıl mesele..
Rakibe verilmeyen,
kendisine cart diye çıkan kartlar değil..

Düdüklü bir tetikçinin art niyeti değil..
O niyeti kutsayanlar hiç değil..

3 puan, galibiyet,
lig sıralaması falan değil mevzu..
Hele dandirik yıldız sayısı asla..

Mesele
karşı çıktığı adaletsiz sistemce
boğulmaya çalışılması..
Çamur atılıp kirletilmek,
emeğinin gaspedilmek istenmesi..

Tertemiz tarihine
leke sürülmeye cüret edilmesi mesele..

Haksızlığa, sahtekarlığa,
çarpık düzene baş kaldırdığı,
uymadığı, alet olmadığı için
cezalandırılması sürekli..

Taşla, sopayla yetinilmeyip
kurşunlanması..
"Yine de sahaya çıkmazsan
sonuçlarına katlanırsın" denmesi..

Sevdasının gücünün
ranta evrilmek,
çevrilmek istenmesi..

Önceden gizliden gizliye
artık alenen
Harrington’un öcünü
alma hevesi
FENERBAHÇE için mesele..

“Ya bu çarkın bir parçası olursun
ya da işkencen bitmez” dayatması..

Değerlerinin, varlıklarının,
kuvvetinin ele geçirilme,
kokuşmuş zihniyetlere
sermaye yapılma arzusu mesele..

Başkalarının ruhlarını sattığı
yalancı başarıları değil,
memleket meselesini
mesele edindi hep FENERBAHÇE..

İşte tam da bu yüzden
memleketin ciğerinin yandığı dönemlerde bile
kasten doğrandı,
ki memleket sevdası yüzünden
sesini yükseltmesin..

Mesele penaltı, gol, kupa,
şampiyonluk değil kardeşim..
Mesele hayat memat,
yani ölüm kalım meselesi..

Ya FENERBAHÇE olarak kalacak,
alayına meydan okuyacak
ve SARI LACİVERT’e ait olacaksın.
Ya da bu bozuk sistemin
oyuncağı..

Ya savaşacaksın hep beraber
ya da susup pısacaksın diğerleri gibi..

Sen FENERBAHÇE’ysen
ve öyle kalmak istiyorsan
vazgeçme, pes etme şansın yok kardeşim!
bu senin kanında,
genlerinde yok..

Mesele var olma meselesi..
Azgınca seni silmek isteyenlere karşı
var olmak..
Küfretmeyi, söylenmeyi,
dövünmeyi bi kenara bırak artık..
Seni unutanlara
kim olduğunu her defasında yeniden göstermeye,

yani var olmaya gücün var mı,
onu de hele!







4 Aralık 2016 Pazar

KAÇAK KÖÇEK
Cümbürü, cemaati,
yamuğu, paraleli,
yedi düveline karşı
SARI LACİVERT duvar örerken gösterdiği
beraberlikten gayrısına
sevinmedi, sevinmez
FENERBAHÇE’li..

Sahada, dışında
hiçbir zaman
hakkı olmayana kavuşmak için
eğilip bükülmedi..

Kulübünden alacaklarını
kurtarma sevdası peşindeki
federasyon başkanlarına,
soyadının önündeki “N”nin
harf israfı olduğu
azmettiricilere
ihtiyaç duymadı hiç
kazanmak için..

Mücadele etmekten
kaçmak değil,
“çok atmasalar bari” diye
rakiplerinin altlarına kaçırtmaktır
karakteri..

Başına örülen tüm çoraplara rağmen
yıkılmayı, göçmeyi değil,
kendisine uzanan elleri kırıp,
kumpasçıları
topyekun göçertmeyi
adet edinmiştir.

En çakır’ından eyyamlardan da,
mete’lik için ruhunu satanlardan da,
düdüğüyle köçek gibi kıvıranlardan da
medet ummadı,
ummayacak çok şükür!

Rakibinin sahasında
tek şut çekemeden maç bitirmeye değil de,
çektiği tek şutla bile
galip gelmeye alışıktır tarihi..

Kokart koruması değil
sevda savunması var
fıtratında..

O yüzdendir ki
ihanetine ödül olarak
üzerine atılan sahte dolarlara
bozulana değil,
ÇUBUKLU’da kalmak için
değil dolarları,
evinin ipoteğini bozdurana
“EFSANE der..

Her fırsatta salya sümük ağlayan
kupa eziklerine
eyvallahı olmamıştır hiç..
Aksine
ruhunu anlayıp
“DİCK”ine gidenlere saygı duyar
sadece..

Kendisine
ezeli rakip olduğunu sananlardan
birine 19,
diğerine 18,
ötekine 12 yıldır
sahasında
maç kaybetmemesine bile
tam sevinmez,
berabere bitenleri
kazanamadığı için..

Onun adı FENERBAHÇE..
Kaçak köçek
göbek havalarınızla bir tutmayın..
Bir silkinmesi bile yeter
havanızı bozup
gördüğünüz düşleri
kabusa çevirmeye..




2 Aralık 2016 Cuma

DÜNYANIN EN GÜZEL TAKIMI
Varsa yoksa futbol derler ya
FENERBAHÇE’linin meşgalesine,
külliyen yalan!

Tavlada bile
SARI LACİVERT taşların
kazanmasını ister
ÇUBUKLU manyakları..

Ama itiraf etmek gerekirse,
yeşil saha, dört direkse mevzu bahis
daha bir deli akar
damarlarımızdaki kan..

Ve pek de anlamazdık diğerlerinden,
sigara paketi üzerine
kadrolar yazacak kadar..

Hele basketle alakamız,
okulda, ofiste
çöp kutusuna
avucumuzda sıkıştırıp attığımız
kağıtlardan halliceydi..

Ta ki, “dünyanın en güzel takımı” çıkıp
kalbimizi çalana dek..

12. Adam olmaya alışmıştık,
6. Adam olmayı da öğrendik
sayelerinde..
E zaten 6’yı da
bir başka sevdiğimiz malum..

Stada girerken geçtiğimizden,
bi de tribünde elden ele gezen
cigaradan başka
turnike bilmeyen adamlardık,
şimdi
açılarını hesaplayacağız nerdeyse
izlerken!

Hakem odası bastığımız tevatür,
rakibin gırtlağına bastığımız
hakikattı..
Şimdi smacı basmadan
duramıyoruz!

Bundan on sene önce
biri “faynıl for” dese,
“küfür mü ediyo lan bu” diye
ağız burun dalardık,
artık gidemezsek üzülüyoruz!

Maçtan önce,
kazanınca da sonra
üçlü çekmeyi, çektirmeyi bilirdik..
Üçlük atınca
kendimizden geçiyoruz şimdi..

Gard’dan anladığımız
badigard ay vil olveys lav yu
kıvamındaydı,
at-avrat-Yunan gard diye
bir deyimimiz var şimdi..

Sadece hakem atışına, para atışına falan
aşina olduğumuz günlerde
“hava atışıyla beraber omuz omuza”
tezahüratı yapacağımız
aklımıza bile gelmezdi..

O son saniye golü
nasıl kaçar diye hayıflandığımız
çok anımız vardı.
Artık o son saniye ribaundunu
nasıl alamadık diye de
yanıyoruz..

Arapasına biterdik,
elıyuup diye aklımızı kaçırıyoruz lan şimdi..

Bak ama
adam adama savunma,
alan savunması falan
hep bildiğimiz şeylerdi..
Çünkü sevdamız boyunca
ÇUBUKLU’yu savunduk daima!

Koç Reeves’i bilirdik biz,
hani beyaz gölge..
Şimdi bırak gölgesini
heykeli dikilse
bi yerlerine beton yetmeyecek adamı
alkışlıyoruz..

Bunlar hep
dünyanın en güzel takımı
sayesinde işte..

Tamam, ALİÇO’yu, HÜSNÜ’yü,
DALLAS’ı, TURNER’ı, CONRAD’ı,
İBO’yu da biliriz, unutmadık evellallah..
Ama onlar başka..

Çok sevdik biz onları..
Her şeyden çok…
Bize bu yoldan
artık geri dönüş yok!



27 Kasım 2016 Pazar

5 GOL OLDUĞUNA BAKMAYIN!
Bakın efendim
bunlar hep kandırmaca,
algı oyunu,
manipüle şeysi..

Neymişmiş
5 gol atmışmış FENERBAHÇE..
E ilk dördü gol değil zaten..
Bilhassa SOW’un ki..
O neydi abicim afedersiniz..
Ona da gol mü diyelim şimdi??
Sahalarımızda
görmek istemediğimiz
hareketler bunlar..
Tez yasaklanmalı!

Hem yerçekimi kanununa
aykırı değil mi bu hareket?
Kanun dışı yani..
Savcılar göreve yahu!

Ayrıyetten
şu hettrike
bi kırmızı, olmadı bi sarı kart
verilmeli artık..
Direkt rakibi takrik..
Olan var olmayan var,
ayıptır!

Ayrıca CHAHECHOUHE
Avrupa listesinde var mıydı yahu,
nasıl oynuyor,
direkt kural hatası!
Bi de şu isme
fener’asyon nasıl izin verir abi..
Gogıl’a bakmadan yazılmıyor,
sonra dizgisi var,
baskısı var..
Bunlar hep masraf..

N’olmuş,
kaleye isabet eden her top
girmiş içeri..
Bu da iş mi yani?
Şans..
Tesadüf..
Bi daha olmaz ki..
Olmaz dimi lan?..

Bi de öyle penaltı mı olur ya!..
Bi saniye,
penaltı olmadı di mi?
Sil bunu sil..

Fener sıkıştı mı
hemen bi kırmızı kart çat diye..
N’olmuş ya,
arkadan mı basmış sanki..
10 kişi kalmasa rakip
4-5 atabilir miydi FENER?..
Ne?? Zaten 4 mü atmıştı o sırada..
Sil sil, bunu da sil..

Rakibin 4 penaltısını,
18 tacını,
42 en direk serbest vuruşunu
yemiş hakem!
Ama en direk bak..
En direğinden..

Hele o son gol yok mu?
‘İSMAİL öyle falso veremez abi,
rakibe çarpmıştır’ dedik,
o da değilmiş..
Kesin tel var..
Ya da artık ligtv montaj mı yaptı ne?
Şaibeli..
Hemen iptal edilip,
tekrar edilmeli maç..

Antiparantez
22 numaralı formanın içinde
ROBERTO CARLOS olduğu
dedikoduları var..
Makyajla KÖYBAŞI’na benzetmişler
diyolar..

Sonuç olarak
5 gol olduğuna bakmayın,
skor ölçü değil..
Bu maç kimseyi kandırmasın!

Bakmayın ama tamam mı,
kanmayın emi!
N’olur lan..
Yapmayın!..
Yemin edin bak..




20 Kasım 2016 Pazar

GELENEK..
“Bir toplumda, toplulukta
eskiden beri devam eden,
kuşaktan kuşağa iletilen,
yaptırım gücü olan kültürel izler,
alışkanlıklar,
davranışlar,
anane..”

Ben demiyorum,
Türk Dil Kurumu
böyle yapıyor
geleneğin tanımını..

Ama FENERBAHÇE’nin
Galatasaray maçları
bu tanıma da sığmaz..

Avrupa’da
7 gollük sigma faciasından sonra
oynanan maçta
“kaleyi kaldırıp
pota koyalım” dediler,
yine FENERBAHÇE kazandı!

Ceza sahasına girmeden,
hiç korner kullanmadan,
tek şut çekerek
aldığı maç var
FENERBAHÇE’nin!

"Topa vurulan noktadan
kaleye taksi tutsak
en az 20 lira yazar" diye betimlenen
bir golle kazanılan maç
hala konuşulur..

Tiki taka daha icat edilmemişken
35 pasla atılan golün olduğu maçta
üç gol daha atılmıştı ki,
en az üç daha olurdu..

Neyse ki
o kaçanların atıldığı maç da
olmuştu öncesinde..
Yarım düzine hem de..
Hem de 10 kişiyle..

En kötü zamanlarında geldiler,
ı-ıhh!.
En iyi zamanlarında geldiler,
gene olmadı..

Öne geçtikleri oldu,
3-0 yaptıkları oldu,
gene tırt!

“Papaz büyüsü mü var”
diyen oldu..
“Kalenin üstünde tel var”
diyeni gördük..
Hatta soyunma odasında
mum yakan bile olmuş,
yine nafile!

Kimilerine göre
SARI LACİVERT’in
son yıllardaki
“en kazma” forveti bile gol attı,
hem de topukla..

Elinde olsa
yemeğini bile sol ayağıyla yiyecek olan
sol bek
kariyerindeki ilk lig golünü
Galatasaray’a attı,
hem de sağ ayakla..

18 yıldır kadrolarında olup
Kadıköy’de galibiyet görememiş
topçuları var..

FENERBAHÇE kalecisi
nerdeyse Saraçoğlu’nda yenilgi görmeden
emekli olacak!


Cevabı "öğrenilmiş çaresizlik" olan
'G.Saraylı topçuların
FENERBAHÇE karşısında
"ne yaparsak yapalım kazanamayacağız” düşüncesi
hangi kavramla açıklanabilir'
sorusu soruldu yahu
bi KPSS sınavında..


Son galibiyet gördükleri yıl doğan çocuk
bu sene reşit oldu! 


Bütün bunlar
gelenekle melenekle açıklanamaz..
İstatistik desen,
bilime ayıp olur!

“Galibiyete gidiyoruz,
inanmayan otobüse binmesin”
demiş başkanları
maça gelirken..
Nasıl inansınlar abisi,
mümkün mü?

O otobüs hep boş geliyor
Kadıköy’e be başkan!
Boş geliyor, dolu dönüyor!

Bu iş böyle..
Hatta
işte böyle…
Her sene böyle…





6 Kasım 2016 Pazar

YOK / VAR
Varla yok arasında
bir yanılsamadır
marka değerini sevdiğimin
Türk futbolu..

Adam gibi stat yok,
statta nerdeyse tribün yok,
hadi onları geçtik
çim yok ulan çim;
ama neyse ki maç varmış..

Asist gibi asist var,
muhteşem bi tek vuruş var,
Ooooo Robin van Persie var;
Çok şükür ofsayt yokmuş..

İtme var,
dayağa çeyrek kala var,
göz çıkarmaya teşebbüs var;
ama penaltı falan yokmuş..

Ambulans yok,
şoförü hiç yok,
işe bak sen doktor da yok;
neyse ki hastane varmış!

Pozisyonda Emenike var,
kalecinin acayip bir hatası var,
sonuç olarak gol de var;
neyse ki
mini Cooper yokmuş..

Bir alicengiz katakulli yok,
beleşine penaltı yok,
afiyetle yenen kırmızı yok;
helalinden 3 puan varmış..

Son iki maçta 8 gol var,
yükselen bir grafik var,
4 zor maçta 4 galibiyet var;
ama konuşan eden,
takdir eden yokmuş..

E sonra twit yok, lobi yok,
araması sorması yok;
kuvvetle muhtemel
SARI’sının yanında
LACİVERT varmış..

Prim krizi var, kavga var,
kesik var,
“şerefi olmayanlar” göndermesi var,
tükürdüğünü yalama da var;
ama galiba
biz yanlış anlamışız,
çok şükür bi sıkıntı yokmuş..

Bu arada şeref demişken
şeref yok, hakkı yok,
şerefiyle oynayıp hakkıyla kazanan yok;
ama sürüyle uçan
kargalar varmış..

Haybeden penaltı var,
çıkmamış kıpkırmızı kart var,
torpil var, kayırma var, eyyam var;
ama neyse ki
hakem hatasına
ihtiyaçları yokmuş..

Düdüklü korumaya söz eden yok,
kollanmaya itiraz eden yok,
dillerinden düşmeyen o duruş yok,
galiba kucağa oturuş varmış..

Son olarak;
TUNCAY var,
ORTEGA var,
SERHAT var,
bi daha SERHAT var,
CEYHUN var,
ÜMİT var;
neyse ki
sayı saymayı bilen yokmuş..

Bu ligde adalet yok,
hakça bir rekabet yok,
erdem yok, temiz oyun yok,
adam gibi futbol hiç yok;
çok şükür FENERBAHÇE varmış..





3 Kasım 2016 Perşembe

MEN’CIZZ’TIR!
Abartmayın ya!
N’olmuş yani 2-1 yendilerse?
Tarihin en kötü Mençıstır’ı
sonuçta..

Hem Mençıstır nere lan,
köy değil mi?

Hayır sanki
Cantona’lı
ya da Ronaldo’lu Mençıstır’ı
yendiler..
Sanki 40 yıl sonra
sahalarında yendiler..

Neymiş efendim,
105 milyon avroluk
Pogba varmış..
Yahu bu herif
bizim 3.ligde oynamaz be..

Martial dedikleri de
tırışka ha..
Tavuk mudur, martı mıdır
artık her neyse..

Zaten bunlar adam olsa
Fransız milli takımında oynar..
Hiç..

Bi de tutturmuşlar
İbrahimoviç miymiş neymiş..
Yahu İbrahim’den oviç mi olur!
Ordan belli işte
çakma olduğu..

Ruuni, Mata, Deheya falan
hep toplama topçu..

Hocaları da
Morinyo diye bi adamcağız..
Hangi takımlarda çalışmış,
Real mi, Çelsi mi, İnter mi?
Var mı bi başarısı,
kupası falan!
Geçin bunları ya..

Hayır, kaç para lan bi Mençıstır?
Ya heriflerin adı
Yunaytıd zaten,
birleşmiş yani..
Kim bilir ne garibanlar ki
birileriyle birleşmişler
işte..

Bi de 2 tane attık diye
kasılıyorlar..
Gol mü lan onlar..

SOW’un ki alt tarafı…
Yok yok üst tarafı…
La, bi şey bulamadım diyecek be..
Ne biçim attı ulan herif..
Alttan üstten öyle,
evlerden ırak..

LENS’in ki de serbest vuruşmuş..
Serbest işte,
daha ne olsun,
vuramasın mı?

Neymiş,
çok iyi savunmuşlarmış..
Neyi savunuyorsunuz ya,
kale mi bu?

Taraftar çok iyiymiş de,
tribün dolmuşmuş da..
Nasılsa bi daha ki maç gelmezler..
Gelmezsiniz di mi lan?
Gelmeyin bak..

Onu bırakın da
Alex Brezilya imamıymış diyolar,
ona bi cevap verin hele!

EMENIKE duş almamış oğlum..
Oooo, olaya bak..
Tam alevli topluk..

Bak kızdırmayın,
logoya şike mike yazar,
sonra özür dileriz yalancıktan..
Çamur bizim işimiz abi..

Zaten içimiz CIZZ etmiş,
ne Mençıstır’ı ya..

Kaostu, sıkıntıydı,
mağlubiyetti, kötü gidişattı
ne güzel gidiyorduk..
İyiydik böyle..
Bok mu var
hemen ayağa kalkacak?
Bi yıkılın artık
gözünüzü seveyim..



30 Ekim 2016 Pazar

FENERBAHÇE KRİTERLERİ
Sadece
FENERBAHÇE için geçerli olan
kriterler vardır
bu ülke liginde..

Bir penaltı çalınmışsa lehine
kesin haksızdır,
penaltı gibi penaltı değildir!

O penaltıyı veren hakem kaşardır,
bunu söyleyen eski kaşarlar da
sütten çıkma ak kaşıktır,
cillop gibidir!

Gol atmışsa ofsayttır,
ofsayt değilse
pierro bozuktur..

Rakibi kırmızı görmüşse
çok ağır karardır,
kart çok kolay çıkmıştır..

5 gol atmışsa
skor ölçü değildir,
bu maç kimseyi kandırmasındır..

Taç atarken bile
elle temas tartışması yapılabilir..

Duran toplardan gol bulursa
“duran toplar da olmasa”
algısı hortlar..
Bulamazsa
duran toplardan bile
atamıyordur..

Ard arda kazanmaya başlamışsa
ligin zevki kaçar,
kaybedince
lige heyecan gelir..

FENERBAHÇE’ye kaybeden takım
çok kötüdür,
tarihin en kötüsüdür..
Aksi iddia bile edilemez!

Rakip takım başkanlarının
yalnızca
FENERBAHÇE maçlarında
canı yanar..
Mobese kameralarına bile
beyanat verilir..

Rakip hocalar
yine sadece FENERBAHÇE maçlarından sonra
“hakem konuşmak istemiyorum ama”
diye söze başlar.
Rakip topçu
“emeğimiz çalındı”
diye ağlar..

3 puan aldığı her maçtan sonra
televizyondaki şebeleklerin
yüzü düşer,
yayıncı bile
yayık ayranına evrilir..

Ha bir de
“en son 5 gol attığında” diye
istatistik kasanlar
son 5 gol attığı deplasman dönüşünde
yediği kurşunları
konuşmaz,
dilleri lal olur!

Futbolun kurallarını,
adil yarışı falan unutun.
Söz konusu FENERBAHÇE’yse
tüm kriterler
birilerinin
kaba etlerinden uydurulur
çünkü bu ülkede..

FENERBAHÇE’nin en iyi yaptığı şey de
o kaba etleri şapa oturtmaktır
itinayla!







24 Ekim 2016 Pazartesi

CİĞER TARİFESİ
Mangal gibi yürekle
körük gibi ciğeri sever
FENERBAHÇE’li..

Onun dışındakilerin de
ciğerini okumasını bilir
evelallah..

Kendi ciğerini yakanın
ciğerini sökmektir
uzmanlık alanı..

Ciğeri beş para etmez adamlara(!)
malzeme vermez,
zamanı gelince
malzeme yapar,
kepaze eder!

Düşlerindeki özgür dünya için
hep 19 yaşında kalan evlatları
ciğerlerini sızlatır
ama korkmaz
ve de yıkılmaz!

Kendisine düşmanken
başkalarıyla
can ciğer kuzu sarması olan düdükleri
ne unutur
ne de affeder!

Ama omuzlarında taşır,
ciğerinin köşesine oturtur
ÇUBUKLU’ya hizmet edeni,
uğruna ömür vereni..

Bilir eşekten at,
ciğerden et olmayacağını..
Ama ciğerini delip geçenden de
tava, sote, kavurma
hatta taptapa
yapmasını da bilir..

Birilerine
baldıran şerbeti,
zehir zıkkım gelenle
ciğerleri bayram eder
FENERBAHÇE’linin..

Çoktan çekip
arşivlemiştir
her bulduğu mecrada sallayıp
kendini bi halt sananların
ciğer röntgenini..

Kendi ciğer yarasını
kendi sevdasıyla sarar..
Ciğersizlerden
pansuman, tedavi falan
beklemez!

Erişemediği
ve asla erişemeyeceği ciğere
murdar diyenin arsızlığı karşısında
duvar olur,
yumruk olur!

Ve o yumruğu vurduğunda
her devrin sistemine
kuyruk titreten kedilerin
ve dahi
sürüyle uçmazsa
kanat bile çırpamayan kargaların
baktığı gibi baktırır
afiyetle yediği ciğere!.

Ama sadece o zaman..
Sadece o yumruğu vurduğunda!







17 Ekim 2016 Pazartesi

EVET..
Evet,
sadece son iki maçta
senin buz gibi penaltın verilse,
rakibe de penaltı uydurulmasa
puan farkı sadece 4’tü..

Evet,
diğerleri kollanır,
açık açık iteklenirken
sen resmen
sahada kötek yiyorsun..

Evet,
düdüğü ağzına alan
seni ince ince de değil,
göstere göstere doğrayıp
efendilerinin
borusunu öttürüyor..

Evet,
federasyonu, yayıncısı
hatta belki de
daha yukarısı da
aşağılık emeller peşinde..

Evet,
siyasi baskı,
Yargıtay tehdidi
ya da bilmediğimiz
başka sebepler yüzünden
isyankar tavrımız
bilenmiş,
körelmeye yüz tutmuş durumda..

Evet,
girilen pozisyonları da
yönetici ya da taraftar
gol yapacak değil herhalde..

Evet,
hoca lig başlarken geldi,
takımda uyum sorunu var,
sistem oturmadı..

Evet,
tribünler boş,
taraftar da camia da
o eski havasında değil..

Evet,
3-0’dan geri dönen
bir kültürün çocukları
yedikleri gole bile
cevap veremez durumda
şu an..

Evet,
Nisan’da şampiyonluk kutlayan kulüp
Ekim’de lige havlu atacak
nerdeyse!

Peki bütün bunlarda
hiç birimizin mi kabahati yok?
Kabullenmeyecek miyiz
hatalarımızı?
Başkalarını suçlayıp
kendimizi mi kandıracağız yine?

Taşın altına elimiz,
sevdamızın omzuna omzumuz
gitmeyecek mi hala?

Peki oturup izleyecek miyiz sadece?
Hiç bir şey yapmayacak mıyız?

Göz göre göre
izin mi verelim
bu ateşin hepimizi yakmasına?

Evet efendim diye
el etek öperek yaşamaktansa
alayına “hayır” çekip
ölmeyi yeğler
FENERBAHÇE ruhu!

Evet,
Ne diyorsunuz?





2 Ekim 2016 Pazar

SUS’TA!
Suspus kalmak değil,
canına kastedenleri
susta durdurmaktır
FENERBAHÇE’nin karakteri..

Sana çamur atmış,
kurşun sıkmış sistem
boğazına çöküyor,
sen susuyorsun!

Talimatla çalınan düdüklerle
birilerinin boruları öttürülüyor,
sen susuyorsun!

Aynı hafta
rakiplerin kollanıyor,
senin takımın
ince ince doğranıyor,
sen susuyorsun!

Hakimi yenmen bekleniyor,
hakemi yenmen bekleniyor,
sen susuyorsun!

Avrupa gazetelerine
aleyhine ilanlar veriliyor,
ülkenin gazeteleri
açıkça savaş ilan ediyor,
sen susuyorsun!

Yayıncısı, kayyumcusu,
sayın’cısı, oyuncusu
kafasına göre konuşuyor,
sen susuyorsun!

Olan penaltılar verilmiyor,
olmayanlar uyduruluyor,
puanların çalınıyor,
sen susuyorsun!

Kokuşmuş kokartlının
canına okuduğu maçtan sonra bile
rakibinin başkancağızı
“kararlar yüzde doksan bizim aleyhimizdeydi”
diyebiliyor,
sen susuyorsun!

Futbolculuğuna laf ediliyor,
'psikolojik tedavi' salaklığı yapılıyor,
“bu kadrodan
cacık olmaz” deniyor,
sen susuyorsun!

Seninkiler kötü, tu kaka,
diğerleri tiki taka gösteriliyor,
sen susuyorsun!

Sırt çevirdiğin,
korktuğun, vazgeçtiğin,
bıktığın yazılıyor, çiziliyor,
sen susuyorsun!

Dışarıda susuyorsun!
Kulislerde susuyorsun!
Sahada susuyorsun!
Tribünde susuyorsun!
Sokakta susuyorsun!

Susamazsın!
Adın FENERBAHÇE senin!
Sesin gür çıkacak!
Tonunda isyan olacak!

Susmak senin genlerinde yok!
Sana yakışan
alayını susta durdurmak..

Yoksa aleyhine çalan düdüğün de,
otobüsüne çekilen tetiğin de
arkasındaki parmak
kırılmaz!



29 Eylül 2016 Perşembe

ÖLÇÜ DEĞİL
Sizin mezuranız bozuk oğlum,
kalibrasyonunuz kaymış..

5 gol ölçü değil,
rakip çok kötü..
Oyun ölçü değil
zemin berbat..

Ona bakarsan,
hiç bi şey ölçü tutmaz,
o-hooo..

Koşulan mesafe
kilometre hesabı ama
ölçü değil
sizin kafaya göre..
Atılan şut, isabet oranı falan
hepsi tırışka..

Üflemeyle sönmeyen ateşi
referans bildiğinizden,
sahada yakılan ateş de
ölçü değil nazarınızda..

EMENİKE’nin ki de,
SOW’un ki de,
LENS’in ki de ölçü değil elbet,
ALLAH muhafaza..

Ligimiz hadi dandirik de
Avrupa’nın en formda takımları da
ölçü değil..

Yarın Manchester’i yense bu takım,
haritadaki ölçüsü unutulur,
köy olur misal..

Üç gramlık beyniniz
FENERBAHÇE’nin adının bile
kaç okka çektiğini
anlamaz haliyle..

“Küstüler, gelmezler,
sırt çevirirler”
dediğiniz taraftarın
sevdasını ölçebilecek
bir ölçü birimi yok henüz..

Sizin salaklığınız da
bizim için ölçü değil mesela,
bir zeka pırıltısı olsa
o ölçü olacak da,
yok işte!

Bak gerizekalıya anlatır gibi anlatayım..
Bizim için ölçü, yürek..
Tekmeye uzatılan kafa..
Hırs, alınteri..

Asla vazgeçmemek..
Direnmek inadına..

İstemek, daha çok istemek,
savaşmak..

Bizim ölçümüz armamızda gizli..
ÇUBUKLU’nun ruhunda..

O ruhu
takım ve tribünler
paylaşmaya başlarsa
işte o zaman alacaksınız
boyunuzun ölçüsünü..





24 Eylül 2016 Cumartesi

DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ! 
FENERBAHÇE'liyi
tanımamışsınız.. 
Hele FENERBAHÇE'li olmayı
hiç anlamamışsınız..

Annelerine
SARI kazaklarının arkasına 
eski LACİVERT gömlek parçalarından
10 numara diktiren
çocuklarız biz..
O formayı çıkarmamızı
daha çok beklersiniz..

Takımına sırtını
sadece penaltı atılırken
uğur olsun diye dönenlerdeniz..
Sevdamıza sırt çevirmemizi
daha çok beklersiniz..

3-0 gerideyken 
"bizler inandık siz de inanın"
diye bağırdık ulan biz..
Umudumuzu kesmemizi
daha çok beklersiniz..

Yasalar, sistem, 
yargı, polis 
karşımızdayken
yılmadan direnmişiz..
Vazgeçmemizi
daha çok beklersiniz..

Şekere, tansiyona, 
kalbe, kansere
bana mısın demeyen
bi tıynetimiz var..
Ölmemizi
daha çok beklersiniz..

"Ya FENERBAHÇE ya ben"
diyen sevgiliye 
eyvallahımız olmamış..
Sevmeyi bırakmamızı
daha çok beklersiniz..

Okuldan, işten, 
karıdan, kocadan,
lan nikahtan kaçıp
maça gelmişliğimiz var..
Tribünden kaçmamızı
daha çok beklersiniz..

Totem cigarasını
meşaleyle yakmış
adamlarız biz..
Gemileri yakmamızı
daha çok beklersiniz..

Sevdamızın abdestini 
gözyaşlarımızla almışız
bi kere..
Gavura kızıp
oruç bozmamızı
daha çok beklersiniz..

"Bize bu yoldan
geri dönüş yok"
diye bi tezahüratımız
var lan bizim..
Yolumuzdan dönmemizi
daha çok beklersiniz..

Kızarız, üzülürüz, 
söveriz az biraz,
darılırız belki..
Ama küsmemizi
daha çok beklersiniz..

Maç kaybederiz..
Kahrolup kendimizi kaybederiz..
Uğruna işimizi, paramızı, 
varımızı yoğumuzu, 
eşimizi hatta canımızı
kaybederiz..
Ama onurumuzu kaybetmemizi
daha çok beklersiniz..

Öteki tarafa bile
dört kollunun üzerindeki
SARI LACİVERT bayrakla
gidiyoruz lan biz..
ÇUBUKLU'yu bırakıp gitmemizi
daha çok beklersiniz..

FENERBAHÇE'liyi
hala tanımamışsınız siz..
Adımızdan bile 
önce gelir aşkımız..
Aşkımızın bitmesini 
bekliyorsanız
daha çok beklersiniz..








7 Eylül 2016 Çarşamba

BATAR!
Ee, FENERBAHÇE bu abisi..
Oldu olası
birilerinin bi taraflarına
batar!

Topçusu batar,
taktiği batar,
o da olmazsa
sponsoru batar!

Hadi golünü, penaltısını anladık da
şutu, korneri, tacı bile batar!

Çok atsa batar,
az yese batar!

İkisi batar,
üçü, dördü, beşi batar..
Hele 6’sı,
işte o çok fena batar!

Sakınan göze batar,
sakınmayan g*te batar..

Takkeciye batar,
cukkacıya batar..
gülen’e de batar,
ağlayıp zırlayana da!.

Son kale oluşu batar,
dik duruşu batar..

Bazen besteyle
bazen desteyle batar..

Kimine ince ince batar,
kimine kalın!
Bazısına tapeyle batar,
bazısına sopayla..

Gün olur doksandan batar,
günü gelir beşlikten..

SARI’sı ayrı batar,
LACİVERT’i ayrı..
FENER’i okkalı batar,
BAHÇE’si ta köküne..

Şampiyonluğu batar,
kupası batar,
adı konamayan büyüklüğü
bir başka batar!

Birinin pençesine,
öbürünün gagasına,
ötekinin kuyruğuna batar!

Hep tektir,
17’sine birden batar!

Sahada 11 kişi koşması da batar,
CADDE’de 500 bin olup
yürümesi de..

Deveye diken olur batar,
kumpas davaya hukuken..

Çok bilip susana da batar,
bi halttan haberi olmadan
konuşana da..

Kimine paralel batar,
kimine de diklemesine..
Kiminin dayısına batar,
kiminin ayısına..

Öyle bir batar ki,
saplanır çıkmaz,
acıtır,
kanırta kanırta..

Hasılı kelam
Her bi şeyi
çok fena batar.
Çünkü onun bunun önüne yatan
dikilmeye doymayan yastıkların
iğnesidir FENERBAHÇE!




31 Ağustos 2016 Çarşamba

ONDAN SONRACIMA…
O-hoooo..
O iş bildiğiniz gibi değil valla..
Yani bildiğiniz ne bilmiyoruz ama
öyle değil işte!

Bi kerem
en çok bi mağdur
biziz yeminle..
Himmet dua çarpsın ki bak!

En çok
bize zararı dokundu
bu işin..
Yoksa var ya
dünya, ne dünyası
galaksi şampiyonu bile
olurduk biz..

N’olmuş yani
3, 5, 8, 10, 15 topçumuz onlardansa?.
Ateş üflemişsek,
rakı masasında yalan üfürdüysek
biz de mi
onlardan oluyoruz şimdi?

Biz onlardan falan değiliz ki..
Kimlerdeniz
valla onu biz bile bilmiyoruz..
Rüzgar ne taraftan eserse yani..
Bizim mevzumuz bu..

Ondan sonracımaaa…??
Eeeeee..
Ondan sonracıma derken
efendime söyliyim
demek istiyoruz..
Yani efendilerimiz var da bizim,
önce onlara söylemeden olmuyo
biliyo musun?

Bak, "10'dan sonra" diye alevlendirip
algı yaratması da
bizim işimiz..

Eğilmeyi, bükülmeyi falan
bilmeyiz biz ha..
Ekseriyetle yatıyoruz çünkü..
O daha çok işimize geliyor..

Hibritimizden
esas duruşumuzdan
taviz vermeyiz icabında..
Eskileri alıp, yıldız sanıp,
hava basmaya bayılırız misal..

Ha bi de yüksekten uçarız ya biz,
aynı tayyare gibi,
ama düşmeye yakın
tutuşuyoruz da haliyle
az biraz..

Tatlısını yiyoruz,
helvası da fırında diye
koftiden delikanlılık yaparız da
sıkışınca af buyrun
eşeğin hacetini yemesini de
biliriz
tıynetimiz gereği..

Dayı diye gaz verdikleri için
dayılanırız ama
esasında ruhumuz
yenge olmaya
daha müsait sanki..

Kandırılmış olabiliriz,
yandırılmış da olabiliriz..
Hatta bindirilmiş bile olabiliriz..
Her bi şey olabiliriz,
bize hiç dokunmaz!

Biz kim miyiz?
Burdayız işte,
gözünüzün önünde..
Çat ordayız,
çat yalaklandığımız kapının ardında..

Teşhisimiz kolay
tevkifimiz zor…
Çünkü her kalıba girer,
her kalıptan çıkarız..
Hiç bi şeycik olmaz bize..

Olmaz di mi lan?
Ama ya olursa?



NOT :
Yazı muhataplarının
kültür düzeyine göre yazılmıştır.
Gördüğünüz kelime bozuklukları
imla hatası değildir.






29 Ağustos 2016 Pazartesi

KAÇ NUMARA
Sana sahada, masada,
perde arkasında
binbir numara çevrilirken
kaç numara transfer edilmeli diye
kafanı yormayacaksın!

İlla bir numara kazanmak istiyorsan
önce 12 numarayla barışacaksın..

Savaşacaksın!
İşin yönetmek de olsa,
futbol oynamak da olsa,
sevdaya tutulmuş kalp de olsan..
Seni yok etmek,
yenmek isteyenle
var gücünle savaşacaksın!

Ha bak,
adını baştan koyalım.
“Hakemi de yeneceksin” klişesi
tam bir safsatadır!
Yenemezsin.
Onları kurulu oyuncaklara çeviren
kokuşmuş sistemi
yeneceksin!

Gerekiyorsa
kendini de, inadını da,
olmazlarını da yeneceksin
önyargısız..

“Ben FENERBAHÇE’yim” diyorsan
farkında olacaksın bunun..
Hep beraber ama..
Sen ben ayrımı yapmadan..
Omuz omuza..
Gücünü hatırlayıp
o gücü arkana alacaksın!

SARI LACİVERT duvarsan
-ki öylesin-
önüne kendi ellerinle ördüğün
duvarı yıkacaksın
ilk önce..

Hatalarından
ders alacaksın!
Seni bitirmek isteyenin
dersini vereceksin!

Susmayacaksın!
Susanları öttüreceksin!

Sadece kınamayacaksın!
Oturamaz hale getireceksin
kına yaktıkları yerlerinin
üzerine..

Yoluna taş koyanların
üstüne üstüne yürüyeceksin!
Ama ÇUBUKLU giyenleri
asla yalnız yürütmeyeceksin!

Kalene gol atanın sahada,
KALE’ne göz dikenin de
her yerde
hakkından geleceksin!

Sana en ufak laf söyleyenin
imla kılavuzunu
vereceksin eline!

Sırtını dönmeyeceksin!
Sırt vereceksin!

Bilet, kombine, forma alan,
almayan diye
ayrıştırmayacaksın!
Kaynaştıracaksın!
Sımsıkı!
Çelik gibi!
Taş gibi!

İstifa mı?
Ne istifası?
“Üstün muvaffakiyetler”
emredilmiş kulübün
bir ferdisin sen!

İstifaya değil
mücadeleye çağıran ruha
kulak vereceksin!
FENERBAHÇE’ye inanan,
sevdalanan herkesi
arkasında toplayacak
bir mücadeleye!
Sessiz değil,
aleni,
agresif!

Geriye kaçmak yok!
Dikine oynayacaksın!
Sadece futbolda değil,
her alanda!
Genlerinde var bu,
karakterinin bir parçası!
Aklından çıkarma,
FENERBAHÇE’sin sen..