16 Mart 2015 Pazartesi

BİZİM İÇİN FENERBAHÇE
Öyle bir iki cümleye sığmaz
FENERBAHÇE dediğin..
Ne resmedilebilir
ne de yazılabilir
doğru dürüst..

Tam ağız dolusu gülecekken
gözünde beliren yaştır
FENERBAHÇE..
Hani güneşli günler
doğacak gibi olur da
mevsim birden
ayaza keser ya,
o hesap..

Hiç bi sağlık sorunun yokken
zangır zangır titremesidir
ellerinin..
Ya da
maddi, manevi bataktayken bile
neşeyle atılan kahkahadır
işte..

Yaşam kavgasında
sıfırı dahi tüketmişken
4’lerin, 5’lerin,
ve hatta
6’ların
hayalini kurmaktır..

SARI ve LACİVERT çubukların arasına
gönüllü hapsolmaktır..
Ama inadına isyankar,
inadına hür!

Izdırabı da
kendisi kadar çok sevilen
bir manyaklıktır,
kabul..

Her şeyden vazgeçip,
ondan vazgeçememektir
icabında..

Hayat kıyametse misal,
FENERBAHÇE Araf’tır!.

Yıllar sonrasını görüp,
gözünün önünü görememektir
esasen..

Bazen
baba yadigarı el örgüsü bir bere,
bazen eşinden hatıra
bir eşarptır
öpüp başına koyduğun..

Üzerinde logo var diye
poşetleri atamamak,
etiketleri biriktirmek,
deli muamelesi görmektir
bildiğin..

Maç günü evlenen kuzene, dosta
kalayı basmaktır ulan
FENERBAHÇE!

Kemoterapiyi dava gününe,
ameliyatı Cadde Yürüyüşüne
denk getirmemek için
doktorla kavga etmektir..

Galibiyet sonrası
Pazartesi sabahına
“Bugün bayram erken kalkın çocuklar” şarkısıyla,
yenilince
Pazar sabahına bile
cenaze marşı eşliğinde
uyanmaktır!

Canını acıtsa da,
böğrünü cayır cayır yaksa da
tedavisini reddettiğin
hastalıktır FENERBAHÇE!

Sen FENERBAHÇE’yi
haftada bir
stadyumda, salonlarda yaşanan
eğlencelik falan mı sanıyorsun?
Yok be iki gözüm,
salkım salkım yaşanan ömrün
ta kendisidir
FENERBAHÇE!.


1 yorum: