5 Haziran 2014 Perşembe

VERDER VER(E)MEM
Neymiş efendim,
vergi vermiyorlarmış..
Ne münasebet!.
“Vermek”
onların fıtratlarında var
bi kere..
ALLAH’ları var,
verince iyi veriyor adamlar..

Misal,
nabza göre şerbet vermekte
üstlerine yok!
Mühür kimdeyse
o mührün mürekkebi olmak
uzmanlık alanları..

Bundan olsa gerek
25 milyon oylarının
en az 20 milyonunu verdiklerini de
gururla(!) açıkladılar zaten..

“Takke”yi almalarına alıyorlar da
külah yerine
ne veriyorlar,
bakın orası meçhul!

Ortalığı ateşe verip
üfleyerek ne yapılacağıyla ilgili
aforizmalar üretmek konusunda da
çok başarılılar!..

İşlerine gelmeyince
boş verip,
geldiğinde de gaz verme’loji
alanında
doktora da yapmışlar
hiç kuşkusuz..

Bi dünya falso verip,
kirli hesaplarında
bi dolu açık verip,
asla yakayı ele vermemeleri de
ayrı bir tez konusu..

Parayı veren düdüğü çalar
mantalitesine karşı geliştirdikleri
"düdüğü çalana parayı verme"
fikri de
tamamıyla
kendilerine özgün bir yöntemdir
mesela..

Otoparklarda, tuvaletlerde,
soyunma odalarında
mercimeği fırına vermeyi de
gayet iyi bilirler..

Söz konusu
bir payeyse,
madalyaysa, kupaysa,
hak edilmemiş bir ünvansa,
her türlü ahlak kurallarından
hatta onurlarından bile
taviz vermekse
onlar için
çocuk oyuncağı..

Yüzsüzlükte,
terbiyesizlikte,
utanmazlıkta
kabak tadı vermeleri de
ayrı bir maharetleri..

Bu kadar çok şey verdikten sonra
varsın olsun
vergi de vermesinler canım,
n’olucakmış!!

Aramızda toplar
öderiz yahu;
alt tarafı 140 milyon liracık!..

Hem
onların verecekleri vergiyle
güvende olmaktansa
“emniyet”siz yaşamayı yeğleyenlerin
kulübündeniz
çok şükür!.

2 yorum: