26 Haziran 2014 Perşembe

YA DİRENMESEYDİK?
Sen
alçakça kurulmuş bir tezgaha inanmayarak
direndin
Kardeşim!

Yalana, iftiraya aldanmayıp
boyun eğmedin
hiçbir tehdite,
şantaja..

Sevdanın, onurunun,
hakkın, adaletin
peşinden yürüdün
korkusuzca..

Peki hiç düşündün mü
direnmeseydin n’olurdu diye?
Nasıl olurdu
bugünkü tablo?

AZİZ BAŞKAN’ın
esaretten kurtulmasına
3 yıl 3 ay 5 gün daha vardı
mesela!

İLHAN EKŞİOĞLU ise
1 yıl 4 ay 5 gün daha bekleyecekti
evlatlarına sarılabilmek için..

ŞEKİP Bey, CEMİL TURAN,
TAMER Bey
çürütmüştü umutlarını!..

Bu iyi ihtimal üstelik..
Belki de o yasa hiç değişmeyecek,
77 yıl hüküm giyecek,
bir daha
güneşi hiç göremeyeceklerdi!

Şerefli armanı taşıyan takım
darmadağın olmuş,
kadro dağıtılmış
hatta kulübün kapısına
kilit vurulmuştu
şimdi!

O “kanırta kanırta” kazanılan şampiyonluk için
dökülen alın terleri
ayaklar altına alınmış,
o emeğin sembolü kupa senden alınıp
kirli ellere
teslim edilmişti..

Şanlı tarihine
asırlarca çıkmayacak
iğrenç bir leke sürülmüştü..

Sızım sızım sızlıyordu
ZEKİ RIZA’nın, AYETULLAH’ın,
EMİRZADE ARİF’in, LEFTER’in
kemikleri..

Ne SELÇUK YULA’nın,
ne MÜMTAZ AMCA’nın,
ne HALE ABLA’nın
ne de ALİ İSMAİL’in hakları
helal değildi sana!..

Asla öğrenemeyecektin
gerçeğin kötü huyunun
ne olduğunu!

Bu kumpası kuranlar
mabedinde,
sevdanın kalbinin attığı salonlarda,
sahalarda, koltuklarda
keyiflerini sürüyorlardı!..

Adlandıramadığın,
hiç bi yerlere sığdıramadığın
o tarifsiz AŞK,
özgürlüğünü, asaletini,
ruhunu
yitirmişti..

Artık
ömrünü adayacağın
bir değer yoktu
gözlerinin önünde!..

Sen bu kahpeliğe
direndin Kardeşim!
Geçit vermedin
bu “hayasızca akına”..
Teslim etmedin
“SON KALE”nin burçlarını!

Ama “kazandım” deyip
dönersen sırtını
çakallar ürüyecek yine!
Çünkü
göğsünün ortasına saplanmak istenen hançer
hala o kirli ellerde!

Ne dersin,
devam mı direnmeye?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder