12 Nisan 2016 Salı

GINA
Öyle kirli,
öyle pespaye ki
adına Türk futbolu denen garabet,
sıdkımız sıyrıldı artık..

Yağcılığı, riyakarlığı
tuhaf görmeyip
rakibinin istekli olmasını
“enteresan” bulan
başkanlardan…

Beleş penaltıya,
apaçık kollanmaya rağmen
“hakem takdir haklarını
lehimize kullanmadı” diye
ağlayabilen
çakma filozoflardan…

Yabancı bir oyuncunun
Lige geleli
daha bir sezon olmadan
“bu akşam her şey
ev sahibi takımın
kazanması için planlanmıştı”
diyecek kadar
sistemi çözmüş olmasından…

“Berikilerini
şampiyonlukta şanslı görüyorum.
Çünkü ötekilerin bizle maçı var” deyip,
berikilerle de olan maçlarının
nasıl sonuçlanacağını
ifşa eden
sözde büyük takım
topçularından…

Gözünün önündeki
kolla oynamayı,
ofsaytı
görmeyip
kıçından penaltı uydurabilen
düdüklü tencerelerden…

Düdük öttürenlerden,
düdük öttürenleri
istedikleri gibi
öttürenlerden…

“O şuna,
falanca filancaya yatacak”
fantezileriyle
iftira atıp,
icap edenin
önüne, altına yatanlardan…

Duruşlarıyla değil
kucağa oturuşlarıyla
tanınan, övünen,
zevk alanlardan…

Karanlıklarına kibrit değil,
ezikliklerine,
noksanlıklarına
hibrit çakanlardan…

Topunun
gelmişinden geçmişinden,
sülalesinden,
avanesinden
gına geldi artık!

Bu gına getirenlerin
bi taraflarına kına yakıp 
zilli köçekli göbek atmamaları için
yapılacak şey belli:

Dişini, tırnağına takacaksın,
sahaya çıkıp,
kazanacaksın!
O şampiyonluğu
SARI LACİVERT’e
boyayacaksın!

Çünkü FENERBAHÇE yoksa,
umut da yok!
Çünkü FENERBAHÇE kültüründe
düşman sevindirmek yok!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder